Görüþ Bildir

GÜNÜN YORUMU

ÜLKEMÝZDEKÝ ÝHANET ODAKLARI!? (III)

SÖZ Gazetesinin sevgili okurlarý…

Ve can dostlar.

Dün de ayný bu köþede, bu baþlýk altýnda, yani “ÜLKEMÝZDEKÝ ÝHANET ODAKLARI” baþlýðýyla kaleme aldýðýmýz yazýda vurgulayarak konu ettiðimiz meselelerin bir devamý olarak bugün de sizinle ülkemizin tarihi gerçeklerini paylaþacaðýz…

Yani sesli düþüneceðiz…

Dünkü yazýmýzýn ana çizgilerine baþlýk olarak, Cumhurbaþkanýmýz Recep Tayyip Erdoðan'ý almýþtýk…

Çünkü, Sayýn Erdoðan Yýldýz Sarayý’nda Ulu Hakan Sultan Abdulhamid’in 100. ölüm yýldönümü anma töreninde bir konuþma yapmýþtý…

Çok anlamlý mevzuularý dile getirmiþti..

Ki biz de onlarý sizinle paylaþmaya çalýþmýþtýk..

Ama bize göre bundan daha önemlisi de CHP Parti Meclisi Üyesi Sera Kadýgil isimli bir Avukatýn durup dururken attýðý tweet'lerdir..

Attýðý tweet’te yüce Ýslam dininin ana ilke ve prensiplerine terbiyesizce dil uzatmaktadýr…

Vicdanlarýmýzý titreten, Ýslam’a karþý aðza alýnmayan hakaretlerle dolu kelimeleri kullanmaktadýr..

Bir Ýslam ülkesinde, böylesi bir cesareti göstermesi gerçekten düþündürücüdür..

Ýþte bu düþündürücü hal-i durumu, sizlere aktarmaya çalýþmýþtýk..

Türkiye ve CHP'nin; kirli anlayýþý…

Tabiatýyla yüzde 99’u Müslüman olan, inanmýþ bir toplumun aba ecdatlarýndan tut, geçmiþlerinden tut, bugünkü evlat ve ahfatlarýna kadar, inanan bir toplumun içinden çýkýp Ýslam’a böylesine saldýrma cesaretini gösteren bir kadýna karþý; ne yazýk ki yapabileceðimiz hiçbir þey yok…

Hazin bir tablo..

Zaten kendisi de benliðini kaybettiði gibi ne mal olduðunu da deþifre ediyor.

Ama rasgele her ipte oynayan herkes, ikide bir gelse yüce Ýslam dinine hakaret yaðdýrarak konuþsa, hem de Parti Meclisi üyesi olursa,

doðrusu bize göre; akla ziyan bir durum olur….

Lâkin hal-i âlem ortada...

Türkiye çok vahim ve düþündürücü bir hal yaþamaktadýr…

Bunu söyleyebilecek birinin de “insan” olma karakterine sahip olabileceði kanaatinde deðiliz.

Ancak olsa olsa “insan” görünümü taþýyan bir diþi maymun olabilir.

Ama diyeceksiniz ki diþi maymunun CHP’nin Parti Meclisi’nde ne iþi var?

Eee tabii ki kökü dýþarýda…

1923’teki Lozan anlaþmasýndan da anlaþýldýðý gibi, Ýngilizlerle iþbirliði içinde olan CHP’nin yetiþtirdiði birçok isim de ayný bunun gibi düþünmektedir.

Bu itibarla diyoruz ki dert çok aðýr.

Sorunlar oldukça mevcut ve aðýr.

Ama ne yapacaksýn?

Cumhurbaþkaný çok iyi düþünüyor ve çok iyi þeyleri söylüyor.

Lâkin mevcut sistem, darbelerin anayasasýndan cesaret alýp, bu þeyleri söyleyen insanlara "koruma kalkaný" oluþturuyor..

Onun için de diyeceðimiz bir þey yok…

Ki diyemeyiz.

Gerçek þu ki, milletçe kendimize dönelim, kendimizi biraz otokontrolden geçirmemiz gerekir.

Biz nereden yürüyoruz?

Bizleri temsil edenler nereden yürüyor?

Devlet nizamý hangi istikamette yürüyor?

Devleti eline alan 550 milletvekilinden oluþan ve ayný zamanda milli iradeyi temsil eden insanlar, tümü olmasa dahi milletvekillerinin, partililerin ekseriyetinin yüce Ýslam dinimizle barýþýk olmadýðý aþikârdýr, açýk ve nettir.

Biz de sandýk zamaný geldiði zaman, elimizi vicdanýmýza koyarak gidip oylarýmýzý bu tür anlayýþlara veriyorsak; vay halimize!

Ondan sonra da içimizde fitne unsurlarý oldukça her gün biraz daha artýyor.

Terör odaklarý yýllardan beri kapýmýzý çalýyor.

Ve nihayetinde bugün “Görünen köy kýlavuz istemez” misali…

Ýþte, Afrin’de ABD, terör odaklarýna yani PYD/PKK/YPG ve DAEÞ’e silah daðýtýyor…

Ülke içinde olsun, dýþýnda olsun…

Bizi vurmaya çalýþan hainlerin yanýnda yer alýyorlarsa, biz suçu nerede aramalýyýz acaba?

Bize göre kendimizde aramalýyýz.

Zira inanmýþ bir toplum olarak, böylesine badirelerle karþý karþýya olmamamýz lazým.

Çünkü biz Osmanlýnýn torunlarýyýz.

Osmanlýnýn torunlarý olmamýzdan daha fazlasýyla, biz yüce Ýslam dinine inanmýþ tarih boyu en üstün seviyede yürüyen þerefli ve izzetli bir milletiz.

Ýster Türk’ü olsun, ister Kürdü olsun, ister Laz’ý, ister Çerkez’i, ister

Arabý olsun….

Her þeyden evvel bir bütünlük içerisindeyiz.

Bu bütünlüðümüze halel getiren, bozgunculuk saçan bakteriyel pislikler varsa, içimizde barýndýrmamamýz gerekir.

Bakteriyel bataklýða kapýmýzý açtýðýmýz gibi bir daha da o bataklýðý kurutma gücüne sahip olmayabiliriz.

Bu itibarla diyoruz ki millet olarak kendimize gelelim, uyanalým.

“Vatan, millet ve bayrak” demekle beraber, baþ sembolümüz yüce Ýslam dini olmalýdýr.

Eðer Ýslam dininin ana gerçek ve prensiplerini ön plana almayýp da arka plana alýrsak kendimizi kaybederiz…

Yalnýz kupkuru toprak vatan olamaz…

Yalnýz kupkuru bir bez parçasý bayrak olamaz..

Ve inançsýz bir millet de millet olamaz.

Bu itibarla, evet vatan uðruna þehit veriyoruz.

O vatan Ýslam’ýn nuruyla sulanmalýdýr.

Ki o zaman vatan, vatan olsun.

Bayrak bayrak olsun.

Millet, millet olabilsin.

En derin saygý ve sevgilerimle...