"OLASI KAST İLE ÖLDÜRME…"

Yani; bir dizi cinayet!… Peki, vakıa nedir?..

Hadise şu..

Kadın Doğum Hastanesinde "iki ayda" ölen 37 Bebek..

Korkunç bir olay.. Ki bir yıldan bu yanadır, "çok" konuşuldu..

Yazıldı; çizildi..

Bir çok kez "mevzu" edilerek "basın" toplantıları bile yapılıp, dikkat çekildi..

Diyarbakır'da sağlık "sağlıksız" işliyor; "ölümler" yaşanıyor çığlıkları atılarak…

Ama kime dersin…!

***

Kurum politize olunca.. Siyasi "abiler" kalkan olunca!… "O benim adamım" deyince..

Keyfiyete, Sorumsuzluğa, İhmale, Ölümlere, Yolsuzluk, usulsüzlük ve adam kayırmaya; göz yumulursa!…

Ki yumuluyor...

Herşey; makam ve mevki odaklı olunca....

Çıkar ve rant temini bir zümreye odaklı işlem görünce...

İhale peşkeşliği.. Bir kişiye "amade" olan bürokratik fikriyat kendini idame ederse!…

Derler ya hal-i durum böylesi vehametler doğurur…

***

Ne yazık ki…

Diyarbakır'daki "Sağlığın" hal-i perişanlığı da böylesi bir girdabın, dehlizinde debeleniyor…

Sonuç ne olur bilmem… Ama; dünden beter bir hal var..

***

Neyse ki!.. Yaşananlara "duyarsız" kalmayan var. Bizim gibi…

Ki, köşenin müdavimleri bilirler..

"Sağlık ve Eğitim'le" alakalı hassasiyetimi..

Bir toplumu.. Bir ülkeyi.. Bir yönetimi ayakta tutan iki önemli etkendir; "Sağlık ve Eğitim.."

Demez miyiz; "Her şeyin başı sağlık.."

Demez miyiz; "eğitim şart"…

***

Velhasıl!..

Sağlıktaki "vahşi" mevzuların bir kısmı artık Yargı'da!….

Yani, "sorgulanacak.."

BAD-DER… Birlik ve Akademik Düşünce Derneği….

Üç konuyla alakalı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına "suç" duyurusunda bulundu…

Dilekçeler geçtiğimiz hafta, Adliye'ye intikal etti…

***

Birinci "Suç" duyurusu!… 2018'de, iki ay içerisinde peş peşe "ölüm" nedenleri meçhul olan, 37 bebek "ölümüyle" ilgili…

Suçlama…

"Olası kast ile öldürme…" "İhmalli davranışla kasten öldürme.." "Taksirle öldürme…"

İl Müdürü ve Hastane Yönetimi "sorumlu" tutuluyor…

***

İkinci "suç" duyurusu!… "Trafo ve jeneratör" işi ihalesi.. ve 15 kalemlik "tıbbi sarf" malzeme alım ihalesi..

Suçlama…

"İhaleye fesat karıştırma.. "Görevi kötüye kullanmak..""Suçluyu kayırma.."

"Suç delillerini yok etme.." İhale komisyonu ve İl Sağlık Müdürü sorumlu tutuluyor..

Ki, trafo ve jeneratör ihalesinin "yeğene" verme iddiası da ayrı bir vakıa…

***

Üçüncü "suç" duyurusu.. Meşhur "tahtakurusu" vakıası.. 10 ay'da 3 kez hastane "tahtakuruları" tarafından işgal edildi..

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi..

Suçlama…

"Görevi kötüye kullanma.. İhaleye fesat karıştırma.. "Suçluyu kayırma.."

Hastane Yönetimi ve İl Sağlık Müdürü "sorumlu" tutuluyor..

***

Hasılı kelam!.. İş artık "yargıda…" Savcılık tahkikatını yapacak..

Dava açılır mı, açılmaz mı? Sonuç ne çıkar, bilmem!..

Ama, kamu nezdinde!.. Mevcut iddialar..

Ki ortaya konulan "somut" deliller, sunulan belgeler "vicdanlarda" bir mahkumiyet oluşturmuyor değil!…

Oluşturuyor..

Ancak benim zihnimi kurcalayan tek nokta var.. O da; "siyasilerin" duyarsızlığı..

Bu halleri; "onları da" suça ortak etmiyor değil.. Ediyor…

37 Bebeğin ölümünün "vebali" ağır…

***

İMAMOĞLU'NUN DİYARBAKIR RÜZGARI…

Günlerdir konuşuluyor… "Yere-göğe" sığdırılmıyor…

Neymiş, Diyarbakır'a gelmiş.. Görevden alınan "Belediye başkanlarıyla" buluşup, çay içmiş!..

Eee.. Sonra, "Puşu" takmış.. Başka; "Ciğer tezgahında, ciğer pişirmiş…"

Oh, ohhh ne güzel…

Peki kendisi ne demiş...

"Batman'a düğüne giderken Diyarbakır'a bi uğrayalım dedik.."

Vay maşallah…

***

Ha bir de, "devrik başkanlara" bir tablo hediye etmiş!..

Öyle ya, kendisine "Dört ayaklı" minare tablosu.. Yanında, merhum Tahir Elçi resmi…

O ise; Atatürklü bir tablo vermiş..

Cemal Toptancı'nın dediği gibi..

Atatürk'ün konuştuğu kişi; bir Ermeni!…

Onun anlatımına göre, FETÖ'nün büyüğü..

Yani.. Yanisi şu..  Kürtler'e tarihte en çok "zulüm" eden kim diye de soruyor?…

Sorulmaz mı?

***

Neyse…  Biliyoruz ki, Ekrem "çay içmek üzere" şehre uğradı.?

Yoksa; çok konuşurduk..

Sahi, Sırrı ne demişti?  "Bi çay içip, gider…"

Aynen de öyle… Lakin, "samimiyet yok.."

***

İTİRAZIM VAR?…

Neye mi?… Elbette ki, "Adli Tatil'e…"

İtirazım var?..

Hak, hukuk, adalet mekanizması durur mu?..

Durmamalı…

Maalesef duruyor…

Neyse bir kez daha "itirazımızı" yaptık..

Peki aldıran olur mu?

Sanmam.. Ki yıllar yılıdır, söyleniyor, ama takan yok!…

***

ERKEN SEÇİM Mİ?…

Kim diyor?…

Siyasetin "gündeminde" yok.. İktidar da… Muhalefette…

Cumhurbaşkanı da…

Yani siyasi ağızdan çıkan; "erken seçim" gibi bir laf yok…

Ama ortada dolaşıyor..

Peki dolaştıran kim?.. Üstadın ifasiyle; "boş boğaz..!"

Ağzı olan konuşuyor; yani!..

Tıpkı, "Yeni Parti" ya da "Yeni Partiler" kuruluyor, söylemi gibi!…

Ama ortada ne parti, ne kadro, ne yönetim?..

Havanda su dövme misali… Sahi; "erken seçim var mı?

***

BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM…

Yeni sezonun ilk programı bugün..

Saat 22.00'de Uzay Haber'de… Canlı olarak; ekrana gelecek..

Siyasette "kayyum" tartışması.. Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır gezisi

Ve "yeni parti" kulisleri…

Tüm bunlar ve dahası, Büyüktimur'la Gündemin konukları tartışacak..

Şimdiden hayırlı seyirler..