28 ŞUBAT HALA SAKAT!

28 Şubat..

Askeri ayağı; "yargılandı?"…

Kısmi..

Ki, "kayrıldı", birileri kollandı..

Yoksa..

Topu topu 103 kişi olmazdı..

21 müebbet..

Tutuklama yok..

Yargıtay bekleniyor..

Temyiz var..

İtiraz var..

Yani süreç; "yargılama" açısından devam..

68 beraat var..

Ölenler var..

Onlar "davadan" düşürüldü..

Özetle..

Karadayı..

Bir..

Doğan..

"Bin yıl sürecek" diyenlerden; 21 kişi..

Ceza alan onlar..

Ne gariptir ki..

"Tutuklanan yok.."

Neymiş?

Yaşlılarmış!

Hastalık varmış!

Denetimli serbestler!

Yurt dışı yasağı var!

Ötesi; keyfiyet!!!

Yargıtay "hükmü" onarsa; "tutuklanacaklar?"…

Yoksa ellerini kollarını sallayacaklar…

Vicdan rahat mı?

Değil…

Bilakis; "incitici" bir durum..

Niye derseniz?

Hep derim!

Askeri kanadı, kısmi de olsa..

Korunup-kollananlar olduysa da; kabul ettik..

Peki, bunun sivil ayağı?

Siyasi ayağı?

Bürokrasi ayağı?

Hatta medya ayağı nerde?

Yok..

Dokunan olmadığı gibi..

Ne hikmetse...

“Neden yok?” diye sorgulayan da yok!

Onun için, bu hüküm "tam teşekküllü" sonuç değil..

28 Şubat'ın "darbe" tescilliliği eksik..

O sacayakları da yargı önüne çıkmalı..

Onlar yargılanmadıkları müddetçe..

Darbe teşebbüsleri!..

Hep birilerinin "kafalarında" var olur..

Asker belki çekinir..

Darbe sevici..

Siyasiler..

Medya.

Ve Bürokrat..

İle sivil olduğunu sanan; "kapı kolları"…

Nasıl olsa bize" dokunulmaz deyip; şeytani "plandan" çekinmezler..

Kol kola olurlar…

Türkiye'de…

Darbelerin yaşanmaması…

Teşebbüs edilmemesi…

Niyetten öte…

Düşünülmemesi…

Konuşulmaması…

"Darbe kelimesinin" lügatten çıkarılması için..

İlla ki..

28 Şubat'ın “diğer sacayaklarına” dokunulmalı..

Sivili…

Siyaseti…

Medyası…

Peki, yargısına dokunan oldu mu?

Nerde?

Ama yargısı da..

Askeri de..

Dönemin medyasının "hedef" gösterdikleri de..

Yani, 28 şubat mağdurları..

Hala cezaevinde..

Ne diyorlar? 

28 şubat darbe ise..

Ki darbe olarak; iktidar da yasalarda kabul ediyor..

O zaman; "nerde adalet ve hukuk?"

Af değil..

"Yeniden" yargılama istiyoruz..

Yani; maddi ve manevi bir yıkım oldu..

Tazmini nerde?

En önemlisi..

28 şubat'ın "Güneydoğu" ayağı..

Ki en büyük tahribat bu bölgede oldu..

İnfazlar..

Katliamlar..

Suç isnatlarıyla "sakıncalı" hale getirilenler..

Savcıların..

Hakimlerin..

Albayların..

Yüzbaşıların..

Astsubayların..

JİTEM elemanlarının..

Generallerin..

İşledikleri..

Devlet politikası haline getirdikleri; "zalimliklerin" hesabı soruldu mu?

Yok..

İşte görüyoruz..

O günün davalarının bugün tek tek; "sonuçsuz" bırakıldığı..

Lice katliamı..

Bahtiyar Aydın cinayeti..

Şemdinli..

Derik..

Mazıdağ..

Vahşetlerin hangisini sayalım..

Asit kuyuları..

Yargısız infazlar..

Tek kurşun cinayetleri..

Domuz bağlı mezarlar..

İtirafçıların; "infazları.."

Kendi askerini..

Kendi polisini..

Kendi memurunu "gözünü kırpamadan" öldüren idareciler..

Hep derim..

Türkiye'nin "sahil-i selamete" kavuşması..

Güneydoğu "hakikatlerini" mercek tutulmasıyla ancak mümkün olabilir..

Yoksa..

Ülke..

Millet..

Devlet..

ve yaşanılan coğrafya; "karanlık" tünellerden arınamaz..

Ve bu tüneller; "hep" yarasaları beslemeye devam eder..

Vicdanlarda da,

İzanlarda,

Hukuk ve adalette "hep" askıda kalır..

Yara sürekli kanama yapar..

Velhasıl, kimse, darbenin "tam" tescillendiğini söylemesin..

***

ÖZETLE KODLAR…

Daha önce de ifade ettim..

Duma'daki "kimyasal" katliam..

Ve sonrasındaki; ABD'nin "sözde" müdahalesi..

Hava harekatı..

Suriye'nin "üslerini" vurduğuna dair, vakıa…

Astana gitti, Cenevre geldi..

Niye..

Kodlar şöyle..

ABD "düne" kadar meşruiyeti olmayan konumdaydı..

Ne deniliyordu; "okyanuslar" ötesinden, buraya niye geliyorsun..

Şimdi..

Meşruiyetini aldı..

Ortadoğu'nun üst aklı olan; İngilizler..

Suriye'nin eski "sömürgecisi" Fransa..

İkili artık sahada!

En önemlisi de; Fırat'ın doğusu!

Kimlik kazandı.

Bu alan; ABD'nin komutasında, YPG partner..

Artık kalıcı.

Tıpkı, Irak'taki konuşlanma gibi..

En önemli kod ise..

İran'ın devre dışı bırakılması..

Türkiye'ye "yanağa" bal çalma..

Ve tabi ki, Rusya ile "Suriye'yi" paylaşmada, anlaşması..

Bizdeki netice bu minvalde..

Ama, Ortadoğu burası..

Labirent..

Ve satranç oyunuyla vücut bulan bir bölge..

Dengeler tez değişir..

Öyle ya; "ABD'nin hava saldırısını" alkışlar olduk…