ADRESE TESLİM OLMASIN!...

Malum, okullar tatile girdi.. Sınıflar boş, okullar sakin..

Yeni öğretim yılına dair hazırlıklar var…

Bakım, onarım, ihtiyaç temini…

Öğrenci kayıtları..

Derslikler.. Sınıf dizayn…

Tabi bunlar belli eksende işlem görüyor!...

Ancak, benim kısm-i olarak konu etmek istediğim MEB'in "akçeli" işleri!…

Bu minvalde...

Gelen bazı mesajlar var..

Gelen bazı duyumlar var..

Ki geçmiş yıllarda hayli "pis kokuların" vücut bulmasına neden olan "kirli ilişkilerin" yaşanabilir diye konuşulan, ithamlar var…

Hele ki, şu kurucu okul müdürleri..



***

Dost uyarısıyla…

Birilerini yermek..

Birilerini germek..

Birilerini de kayırma, olmasın diyorum!…

Okul kantinleri..

Öğrenci taşıma..

Ki, özel ve resmi okul idarelerinin "firmalarla" bağlantıları…

Tabi "tekelleşen" taşıma işleri!!…

Merkez ve ilçelerdeki "mafya-vari" yürütülen hükümler…

Bir de, öğrenci iaşeleri…

Kumanya..

Sıcak yemek...

Yani bu akçeli işlerde "katakulliler" çok yaşandı..

Bu dönemde de yaşanabileceğine dair, "kulisler" var...


***

Aman ha!…

Neyse, dereyi görmeden paçayı sıvamayalım..

Ama, şimdiden bizimkisi bir dost uyarısı osun..

Bu işlerde, şeffaflık ana ilke olmalı…

Halk deyimiyle; "ihaleler" adrese teslim olmasın!…

Siyasiler..

Hacı abiler..

Teşkilatlar..

Ve "alibabanın" çiftliğindeki zihniyetler "cirit" atmasın!…

Şimdilik virgülümüz olsun..

***

 

İSİM KARIŞIKLIĞI….

Şu;

Ulu Cami arkasındaki iki tarihi yapı var ya!..

Zinciriye Medresesi..

Zinciriye konağı…

İşte buradaki bu iki yapı; "faaliyet ve işlevliklerinden" dolayı sürekli gündemde..

Ama; "olumsuzluklar" nokta-i nazarında çok konuşuluyor..

Ancak, "iki mekan da" ayrı bir faaliyet içeriyor..

Biri; "maneviyat" odaklı..

Ki burası; Zinciriye Medresesi..

Zaten tabelası da var; "Yardımeli" Derneği!..

Bir yardım kuruluşu..

Diğeri "maddiyat" odaklı bir ticari işletme…

Ki burası da, Zinciriye Konağı…

Tabelası da var; "neye hizmet" ettiği de orada yazılı!…

Yani, hayır ile şer…

***

NE İSA, NE MUSA!….

Pendik Karakol Amiri görevden alındı..

Nedeni?

O trafikteki lanetli "magandaları" karakol girişinde; niye "kibarca" karşılamış..

Nezaket göstermiş…

Gözaltına alınmış değiller.. Kendileri karakola gelmişler..

O da içeri alıp, ifadelerini almış… Sonra hak ettikleri şekilde tutuklanmışlar…

Peki, Karakol amiri ne yapacaktı?..

O iki yüzsüze..

O iki şehir magandasına..

O iki cinnet getirmiş kişinin "Hamile kadına" yaptığını mı, yapması gerekirdi?

Tekme tokat girişmesi mi gerekiyordu?

Elinde jopla, kafasına kafasına vurması mı lazımdı?..

Deyin ne yapmalıydı?


***

Hukuk diyoruz..

Adalet diyoruz..

Cezayı yargı verir diyoruz..

Şeffaflık diyoruz..

Nezaket diyoruz, saygı diyoruz..

Biliyorum ki..

O karakol amiri, "o iki magandaya bir fiske vurmuş olsaydı?"…

Yine; kızıl kıyamet kopacaktı?…

Ve yine birileri; "ahkam" kesip, işte Türkiye'nin polisi bu diyecekti?…

Kısacası iş; "Ne İsa'ya yaranma, ne Musa'ya yaranma.?!"..

***

DİYORUM Kİ!…

AK Parti'de değişim şart. Ki, tabandan, tavana..

Yani, A'dan Z'ye bir "değişim-dönüşüm" gerekli..

Yoksa, "Kabine revizyonu.."

Bir iki teşkilat değişikliği..

Parti "yönetiminde" yeni isimlerin zikri.. Küskünlere karşı bir "yumuşama?"..

Yeni makamlar..

Yeni görevlerin tahsis edilmesi!!!…

İşi ekseriyetiyle "maddiyat" odaklı, bir tutumla geçiştirirse!…

İnişe dair "ibreyi" doğrultamaz..

Çözüm bulamaz..

İnişi, çıkışa döndürmesi, pek mümkün olmaz!…

Ve bu yolda sürekli "sürprizlerle" karşı karşıya kalır..

Ki bu sürprizler, pozitif değil, hep negatif olur..

AK Parti'nin yapması gereken iki sorgulama var..

Birincisi; "Siyaset dili…"

İkincisi "Yönetim biçimi.."

Bir şarkı sözü var.. Der ki; "Ben nerde yanlış yaptım?"

İşte bunu; "irdeleyip, masaya yatırarak, sonuca" odaklanmalı!..

***

KİM KİME NE DİYOR?…

AK Parti…

Babacan'ın ayrılışına.. Ki aynı kulvarda meyilli olanlara…

Yani Davutoğlu..

Yani Abdullah Gül…

Onları, "siz ümmeti bölenlersiniz?" diye suçluyorlar..

Peki, onların verdiği cevap ne?…

Merhum Erbakan Hoca'dan "ayrılışı.?"

Has Parti..

Saadet'in hal-i vaziyetiyle alakalı; "yaşananları" emsalle karşılık veriyorlar?…

İyi de kim haklı?…

Ne gariptir, birebir taraflar dinlendiğinde; "kendi cephelerinde" herkes haklı!..

Haksız olan kim?…

İşte asıl mesele burası..

O da; tarafların mahallesindeki "troykalar, troller" kerameti kendinden menkuller..

Yani iki tarafın da içine sızmış; "tinelilerdir.."

Eee boşuna söylenmiyor; "ağacı çürüten, ağacın içindeki kurtlardır?"…

Aha bu kurtçuklar "temizlenirse.."

Peki, ne diyeceksiniz ki!..

Bu kurtçuklar olmazsa idi; "dünya süt liman olmaz mıydı?"…

***

DOLAR…

Sahi dolar niye yükselmiyor.. Öyle ya yükselmesi gerekmez miydi?…

Merkez Bankası Başkanı "görevden" alınacak..

Tepkiler olacak?..

İş dünyasında; "burun, ağız yamulmasına" dair, fikri beyanlar…

Hepsi; Dolar’ın "ateşine" nasıl da etki etmedi?..

Bu işin tılsımını bilen varsa; aman ha!?..