AMMA DA ROMANTİKSİNİZ!….

Velev ki… YSK "itirazları" haklı buldu..

Ve karar verdi.. Dedi ki… KHK'dan "ihraç" edilenler seçilemez…

Mazbata da alamaz!… Yani "seçimden" diskalifiye olmuştur..

Seçimi, ikinci sırada en çok oy alan "kazanmıştır.?"

Tıpkı, Hatip Dicle vakıası gibi!…

O seçildi..

Ama YSK "mazbata" vermedi..

Oya Eronat aldı… Lakin hala "polemik" mevzusu!..

***

Neyse!… YSK bunu derse!… 

Ki muhtemelen verecek gibi görünüyor…

İşin, hukuki, adli ve anayasal" tartışmasına girmiyorum.

Yani "maddi" yönü mühim değil..

Kim ne derse desin…

Nasıl bir profil beklentisi içerisinde olursa da olsun!..

Ancak işin manevi yönü, "vicdan" sorgulatıcı..

Şöyle ki!… Seçmenin büyük bir teveccühünü alacaksın..

Rakibine yüzde 75 fark atacaksın…

Sen oyların yüzde 75'ini alacaksın..

Rakibin ise oyların yüzde 25'ini alacak..

Ve sen yarışa; "tüm hukuki" aşamaları geçmişsin!..

YSK "seçime girebilirsin" demiş!…

***

Sonra!… Rakibin bir itirazda bulunacak…

Maddi hata gerekçe gösterecek..

Diyecek ki!.. KHK'dan ihraç edilmiş…

O nedenle "seçime giremez"..

Yani,. "biten bir maç sonrası" diskalifiye istemi!..

YSK da evet haklısınız "seçilemez" deyip, kart gösterirse!..

Sizce, vaziyetin ikmali neyi ifade eder!.. Elbette ki yaman çelişki!…

Düşünüyorum!… O makam el değiştirirse..

Oturan kişi.. Vicdanı.. İzanı.. Ahlaki noktada, "bu durumu" içine sindirecek mi?..

Hiç bir rahatsızlık duymadan, rahat rahat koltuğa oturacak mı?

***

Bilemiyorum!…  Ki sanmıyorum da şunu desin..

Hayır.. O koltuğa oturmam.. 

Mazbata verseniz de asla kabul etmem!…

Rıza göstermem!…

Diyeceksiniz ki!… Amma da romantikleştiniz…

Haklısınız… "Rıza" göstermeyen niye itiraz etsin ki!?

Biz de bir alemiz ha!?.. Ha bire iştah kapatıyoruz!…

***

 

BİR DE BURADAN BAKARSAK!…

Yani, adayın hiç mi "kabahatı, suçu yok?" sorusuna gelelim!?..

Olmaz mı?

Şöyle ki!… Hani derler ya; "bile bile lades…"

Şuan konuşuluyor..

Parti yönetimi ve tabi ki adayın bizatihi kendisi…

Hatip Dicle "vakıasından" ders çıkarmamış mı?!..

Bilinmeliydi; "KHK'dan ihraç edilen seçilemez" diye!…

Ama buna rağmen; "müracaat" sağlanmışsa!…

Bu da şunu söyletiyor...

Seçimi.. Seçim sürecini.. Ve sonrasını "sabote" etmek gayesi var!!…

Kargaşa ortamı yaratmak!…

Bu gayeye "zemin" yaratma planıyla "bu strateji" benimsenilmiş!..

Ne diyelim şu an hayli polemik konusu bu strateji!!..

Herkes konuşuyor…

Şimdi diyeceksiniz ki!…  Siz de bir alemsiniz!..

Yukarıda neler söylüyorsunuz, burada neler söylüyorsunuz..

Ne yazık ki öyle!

Hakikatler açısından şuan "iştah" kapatmayla meşgul haldeyiz!…

TARIM POLİTİKASI!…

Sezai Temelli!..  "Vaat edilen topraklar" ifadesini!..

Hükümetin "tarım politikasına" bağlamış..

Böyle demişmiş!…

İyi de..  Hazreti Musa nerde?…  Bu toprakları kurutan kimler!?…

Bunları nereye koyacağız…  Var mı bir beyan!…  Yok…

Neyse!….

O ifade her yönüyle maksadı aşmıştır!. Hata değil.. Kasti bir durumdur..

Ki zihnin dışa vuruşu!… Özrü şarttır.. Özellikle de, Kürtlerden özür dilemeli!…

***

ELALEM BİZE GÜLÜYOR?…

Hani bir söz var.. Ar adına söylenir..

"El alem bize güler" diye…

Ne yazık ki!.. 31 Mart seçim sonuçları.. Üzerinde "yapılan" tepinmeler..

Usulsüzlük.. Hırsızlık.. Organizeli usulsüzlük..

Hile, hurda ne derseniz deyin hepsi "arsızlık" kelimesinde, vücut buluyor..

Maalesef…

El alem.. Ki, dünya alem.. "Bize gülüyor?"..

Ve diyorlar ki!.. "Bir seçimi dahi yapmayı beceremediler?"

Bu Türkiye mi, lider Türkiye!…

Eee.. Haksız da değiller "ar'dan uzak" halimize!"

***

TUZAK BÜYÜK!...

Ne yazık ki!… İktidar açısından..

İçteki "zihin" fukaraları… Öyle derdik!…

Ama artık onlar zenginler..  Öyle böyle değil..

Onların üst aklı, iyi yönetiyor!…

Dıştaki dostların himmetiyle; "büyüyorlar.."

Bukalemunlar… Fahişeler..

Ar diye bir duygu sahibi değiller..

Şeytani bir ruha ve karaktere sahip aksiyonel faaliyet sahibidirler!!!..

***

Geçmişin tecrübesine sahipler!..

Şimdi!..

İştahlandıkları yere.. Zenginleştikleri güce..

Palazlandıkları zemine..

Çevreledikleri siyasi mevkilere; "derinden" derine "nerde kalmıştık" diyerek operasyon çekiyorlar!…

Ağacın kurdu misali!…

Kemirme modunu, geride bıraktılar!..

Yeniden kendi hakimiyetlerini kurmak istiyorlar..

Çoğaldılar… Ki zafiyetleri "fırsata" dönüştürmenin ustası oldular..

***

Kendi üretimleri olan; "kurtçukları da…"

Dün olduğu gibi, bugün de "size" yem diye sundular...

Ve siz.

Onlarla uğraştınız.. Onların peşine düştünüz!…

Kimi PKK. Kimi FETÖ.. Kimi DEAŞ..

Ve daha nice, "üçlü-dörtlü" harfli örgütlere yöneldiniz!!…

Denildi ki, sizin için bunlar "tehdit" uğraşın!…

Ki siz de denileni yaptınız..

Ne önünüze baktınız… Ne de çevrenize baktınız..

At gözlüğü misali; "tek" şeritte gittiniz!...

Ama perde arkasında, onlar istediklerini yaptı..

Sarmaşık misali yayıldılar..

En kılcal damarlara kadar nüfuz ettiler..

İşte ülkenin bugünkü hali durumu bu!…

***

 

Mahalli seçimler!…

Ve seçmenin vermiş olduğu "sille" dersi bu minvalde iyi okunmalı!..

Genel itibariyle verilen mesaj şu!!!..

Ey iktidar..

Ey hükümet..

Ey Ak Parti..

Ey Erdoğan, kendine gel!…

Çevrene bak!..  İçine odaklan… Çevresel tuzak büyük!…

Bilki seçimlerdeki usulsüzlükler ve hileler de "o tuzağın" bir parçası!…

***

Eğer ki!… Kendini yenilemezsen…

Bu kurtlardan.. Bu şirretlerden.. Bu inatçı, şeytani karakterlerden arınmazsan!..

Trollerin.. Troykaların.. İçteki AKP'li güruhlardan kendini kurtaramazsan!..

Milletin, boynuna "köpek" dişlerini geçiren.. Kan emen..

Devlet malı deniz deyip, "hortumlayan..!"

Rüşvetçi.. Çıkarcı.. Rantçı.. Çukur fikriyatın münafıklarını "tar-u mar" etmezsen!..

Parti çatısından, kovmazsan!…

***

Hele ki!…

Dost görünen be namaz düşmanlar var ya!…

Onlar!…

Enva-i sızmanın, gayreti içerisinde basamaklar oluşturuyorlar..

Reise..

Ailesine..

Güvendiği yapılara "odaklanıp" onlar üzerinden içeri sızanlar!!..

Şirin görünen..

Ailenin evladı diye kendisini yutturan; "dönmeler'e" vakıf olunmasa!…

***

Velhasıl!…

31 Mart'ın genel neticesinden tüm maddi hataları çıkararak..

Manevi bazda,  çıkarılacak dersin özeti böyle!…

Bu bir uyarı sillesi!?.

Birileri 7 Haziran ile 1 Kasım'a bu seçimleri "emsalleştirmezse de!"..

Gerçek budur…

Eğer ki bu "uyarı" sillesi, dikkate alınmazsa!…

Yukarıda sıralanan hakikate "göz" kapatılırsa!..

Yine bildik "at gözlüğüyle" vaziyet görülürse bir dahaki sandıktan çıkacak sille "şefkat ötesi" olur!?..

Netice itibariyle; "ders önemli, tuzak büyük.."

***

 

POLİS HAFTASI!...

Bugün; 10 Nisan..

Polis haftası..

Teşkilatın kuruluşunun, 174'üncü yıl dönümü!..

Bu vesileyle; polislerimizi sevgiyle, saygıyla kutluyorum!…

Her daim; var olsunlar, sağ olsunlar!…

Ve derim ki...

Ülkemin hukuku..

Peygamber Efendimizin (S.A.V) buyurduğu gibi…

"Kıstasta hayat vardır", hükmünü icra etsin!...

Tabi ki, memleketin örfi idaresi de..

Hazreti Ömer'in (r.a) "adaletiyle" baki olsun!…