Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

ANLAMAK ZOR!!!…

60'lara bakıyorum.

70'leri irdeliyorum..

80'leri gözümün önüne getiriyorum..

Ki soluyan, yaşayan, fiili olarak, mağdur olan biriyim!...

Ya 28 Şubat...

İliklerine kadar, sirayetini gören olarak...

27 Nisanı.

Ve 15 Temmuz'un travmasını zihnimde; mülahaza ediyorum!…

Çıkan sonuç nedir derseniz?…

15 Temmuz'u değil..

Diğer "anti-demokratik" vakıaların hepsi..

Ki bilaistisna diyorum...

Müsebbipler..

Karar vericiler..

Fiili ve somut olarak sahiplenenler..

Bir teki, hesap vermedi?..

Hesap sorulmadı?…

Sorgulanmadı..

Davalık bile edilmedi..

Ceza görmedi..

Tutuklanmadı..

Gözaltı işlemi deseniz bir tekine bile yapılmadı..

Yaptıkları..

Ettikleri..

Yaşattıkları; hep yanlarına terfili olarak kar kaldı…


***

İşkenceler..

İnsanlık dışı muameleler..

Cinayetler..

Katliamlar..

Yargısız infazlar…

Enva-i aşağılık karakterler hayata geçirildi…

"İnsanların" alayına, yaşatılanlar..

Ama kimse çıkıp; "sen mi bunu yaptın" dahi demedi!!..

Diyemedi!!!…

Ne siyasi..

Ne hukuki.

Ne de kamu vicdanına dair; "hele bi bakın" diyemedi?!

Şimdi, zihnimde hepsini alıp-veriştiriyorum!…

Garabet hal nedendir diye?

Ve neden; hep vakıa tekerrür ediyor…

Tepki de aynı; "ketumlukta..!'

Netice…

Anlamak zor dedirtiyor..

Çözmek, bir tanım getirmek; ne mümkün?

Niye derseniz!..

Ne yazık ki, karşımıza "sol cenah" çıkıyor..

Türk solu da.

Kürt solu da..

Yani, ırk ve kimlik noktasında sol düşünce hep bir adım önde!…

Tabi; bir sağdan, bir soldan biliniyor!..

Ki, muhafazakar..

Yani sağcılar, zaman içerisinde "ses çıkarma" gayretinde olmuşlardır..

Nitekim, 2010 referandumu!..

Anayasa değişikliği…

Mesala;

"Darbeciler, işkenceciler yargılanamaz!..

Zaman aşımı..

Davaların düşmesi" gibi; hükümler değişsin denildi..

Darbeciler yargılanacak..

İşkenceciler yargılanacak..

Zaman aşımı dahi aşılsa; yine de yargılanacak!…

İşte bu hüküm, anayasa değişikliği teklifi..

Ne gariptir ki..

Kürt solu da..

Türk solu da..

Söz birliği yaparak, karşı çıktılar..

Ki, ülcülerin bir kesimi dahil!…

Tabiri caizse..

İşkence görürler..

Vurulurlar..

Ölürler..

Ağlarlar..

Ağlaşırlar..

Ama velakin; bunu yapanları da "koruyup kollarlar"..

Baştacı ederler..

Siyasi kulvarda; "söz sahibi" yaparlar..

Bakınız!..

Üç gün önce yaşanan bir vakıa!…

80'de, Mamak Cezaevinin müdürlüğünü yapan Raci Tetik!…

İşkenceci bir albay!…

Ki o dönemde, Nurettin Soyer de..

Şu CHP'den İzmir Belediye Başkanı seçilen Tunç Soyer'in babası..

O dönemde, Sıkıyönetim Askeri Savcısı idi..

Makam Cezaevinin de; sorumlu savcısıydı..

Emir-komuta zinciri!!!!…

Günahkarlar!…

Solculara da..

Sağcılara da..

Ülkücülere de..

Muhafazakarlara da..

Dindarlara da..

Vahşice "işkence eden" ceza veren, kararlara imza atan iki isim!…

İşkenceci Cezaevi Müdürü Tetik..

Önceki gün, cenazesi camiide..

Musalla taşında..

Ne hikmetse, Türk Bayrağı sarılı..

Aile efradı etrafında..

Ama cami dışında bir kalabalık!..

İyi Partili..

Milletvekili Ahmet Çelik..

Bir grup partili..

Ve Ülkücüler..

Protesto ediyorlar; "hakkımızı helal etmeyiz" diye tepki gösteriyorlar!..

Garip olan; solcular yoktu!..

Ne katılım gösterme..

Ne de protesto etme adına; "esameleri" okunmuyordu!..

Dedik ya anlamak zor!…

Oysa ki..

31 Mart seçimlerinde; "bu kesim" kol kola değil miydi?..

İyi Parti de..

CHP'de..

Saadet Parti de..

Ve tabi ki, Kürtlerin partisi olduğunu söyleyen HDP de!..

Sormak lazım!!!..

Ama kime soracaksınız ki?…

İşkenceye..

Zulme..

Yargısız infaza..

Köy yakmalara..

İnkar ve asimilasyona..

Despotizme..

Yerinden, yurdundan edilenlere..

17 bin faili meçhul cinayete..

Asit kuyularına..

Hayali suç isnat edip, ömür çürütenlere..

Sizler sahi gerçekten, samimiyetle karşı mısınız?…

Sanmıyorum…

Ki bu minvalde düşünceniz bile yok!..

Bırakın hareketiniz olsun!..

***

Eğer ki "en küçük bir vicdani" muhasebeniz olsaydı!…

Yaşanan ve yaşatılanlara; "sırt" çevirmez..

Parti olarak..

Lider olarak..

Kişi olarak..

Örnek olsun diye bir tek davaya "müdahil" olurdunuz..

Biz de davacıyız derdiniz!..

Ama yok!…

Ama vicdanen biz sizden davacıyız…!

Evet;

İşkencecilere,

Darbecilere,

Katillere..

Katliam yapanlara,

Sağ iken de,

Musalla taşına konulurken de,

Kabirde bulunurken de..

Diyeceğimiz şudur; "toprağınız değil, cehennem ateşiniz bol olsun!!!"

Pek tabi ki; "sahiplenenlerin de..!"

***

BU MU DEMOKRASİ…?

Nasıl yani!.. Şöyle ki..

İşine gelince..

Büyük bir havari kesileceksin… Naralarını atacaksın...

Hak, hukuk, adalet, eşitlik diyeceksiniz..

Ve diyeceksin ki; "yasa var?"..

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir "hukuk devletidir?"..

Sonra, işine gelmeyince!….

Yine hak, hukuk, adalet, eşitlik diyerek, "yaldızlı" laflarını edeceksin..

Ve sonra diyeceksin ki; "yasayı tanımam..!"

Anti-demokratik bir yasadır!…

Güne, döneme, ana özgü bir fikriyat..

Bizdeki ifadeyle; "nane sale" olacaksın…

Sonra da; aha da ben "demokrasi havarisiyim" diyeceksin?..

Yok ya; "bu mu demokrasi?"!..

Sevsinler senin; "demokrasini?"..

***

VALİLİK ÖDEYECEK Mİ?…

Yazmıştım!…

Azmin; nelere kadir olduğuna dair..

Engelli Judocuların, Karaman'daki başarıları..

11 madalya..

5 altın..

4 gümüş..

İki de bronz madalya alarak; şehre döndüklerini..

Gururla..

Şerefle..

Ve ihlaslı bireyler olarak; "engelleri de" aşarak, zafer bayrağı diktiklerini, yazmıştım!..

Tabi ki, şu çağrıyı da yapmıştım..

6 bin lira borç var..

Çünkü, "borç parayla" Türkiye şampiyonasına gitmişler..

O borç ödensin..

Ki Bakan Kasapoğlu'na da not düşmüştüm.. Ödenecekse; "aracısız" ödensin!..

Lakin benzer vakıalar oldu..

Nice gençler..

Nice bu şehrin evlatları..

Yırtık ayakkabıyla..

Maddi imkansızlıklarla..

Ailenin ekonomik güçsüzlüğüne rağmen..

Yakaladığı fırsatları; "en yüksek" kademe sonlandırdığını..

Başarılar elde ettiklerini..

Yurt içinde..

Yurt dışında; "al bayrağı" dalgalandırdığını.. "İstiklal Marşını" okuduğunu!..

Yeter ki; "imkan ve fırsat" verilsin..

Tırmanma duvarındaki zafer..

Zilan ailesinin, şampiyonluğu..

Hepsi birer örnek..

Azmin..

İnancın..

Özgüvenin..

Kararlılığın..

Ve çalışma gayretinin; nelere kadir olduğunu!…

Yürekli olunsun!..

Bu çağrım ve yazım; iki yönlü yankı buldu!..

Hem Bakanlık nezdinde..

Hem de İl Valiliği nezdinde..

Müjdeyi verelim…

Borçta ödenecek..

Yeni imkanlar da sağlanacak..

Vali Hasan Basri Güzeloğlu'na buradan "teşekkürler" diyorum!…

İyi ki varsınız!…

***

1 MAYIS…

Emek ve alınteri…

İnşallah..

Evet inşallah "ağız" tadıyla, kutlanacak!..

Provokasyonlar..

O gerilimli, kabus dolu dönemler son bulmuş olacak..

1 Mayıs kutlu olsun..

Emek ve dayanışma ilelebet sürsün!…

 


Bu Makale 794 kere okunmuştur.

Yorumlar