BACANAK VE KOLTUK HAMURU!…

Fena su alacak gibi.. MEB depremi; 7 şiddetinde.. 4 Müdür yardımcısı.. 6 İlçe Müdürü.. 2 de şube müdürü..

"Tek kalemde", değişime, dönüşüme, görevden alınmayla; yapılıyorsa.. Ki devamı da gelecek..

Yani, "hamur" hayli, yoğruluşla savaşacak...

Tabi işin içinde; bacanak var.. 

Dün kısmi olarak yazmıştım..

Mehmet Bulut….

Uzun zamandır, İl Müdür Yardımcısı idi…

Rivayet odur ki; bir önceki İl Müdürü Hasan Aslan'ın "gitmesinde" emeği çok idi!…

Ki, gözü "Müdür koltuğunda" idi!…

Ama şimdi; yeni Müdür Feysel Taşçıer'in operasyonuyla, görevden alındı…

Diyarbakır'ın en küçük ilçesi; Kocaköy'e gönderildi…

Yani, tenzil-i rütbe!…

Bulut…

Bilindiği üzere, AK Parti Milletvekili Ebubekir Bal'ın; "bacanağı.."

Yani, baldızının eşi!…

"Enişte" yani…

Bal'ın "siyasi" desteğiyle, o makamda olduğu hep konuşuldu!...

Üç gündür, sorguluyorum!…

Bulut vakıası, nasıl bir eksende, vücut buldu.. Etki, tepki, siyasi mülahaza ne diyor diye!!!..

***

Genel kanı!…"Bir İntikam duygusu!…"

Şöyle ki…

Bulut, Taşçıer'in atamasını hiç içine sindirmemiş.. Boş durmamış.. Derler ya; "alttan alttan" dip oyma misali, boş durmamış!..

"Gitti, gidecek, ben geleceğim" hesabı… Taşçıer de, "ayak bağı" olacak.

Baş ağrıtacak; "Müdürlükten" uzak tutulmalı, zihniyle karar almış…

"Bulut gitsin..!"

Denilene göre bu kararı da; "tek başına" almış değil..

İstişarede bulunmuş..

Ve; üst makamlarına iletmiş..  Ki Bakan'a kadar da gitmiş.. Lakin, “değişiklik” operasyonu, yerelde olmuş..

Yani; Bakan onayı değil, il içi onay..

***

Malum!..

Taşçıer eski Bakan Mehdi Eker'le yakınlığıyla biliniyor… Referansı da o imiş… Her ne kadar, Eker "referans ben değilim" diyorsa da..

Atamasında; "katkım olmamış…" inkarında bulunsa da...

Genel kanı; Eker'in adamı?

Ki, Eker'in bakanlığı döneminde; Tarım bakanlığında göreve başlayan bir isim..

Daire Başkanı oldu..

Şahsı da, Diyarbakır'ın Bismil ilçesinden..

Birinci dercede akrabalık yok; ama yakınlık yüksek deniliyor!…

Taşçıer aynı zamanda, HDP'li İmam Taşçıer'in de, yakını!…Tabi siyasi nüfuz bu alanda; etkili değil!..

Yani,  değişim-dönüşüm operasyonuyla alakalı Bulut'a "kesilen" fatura, Eker imzalı kabul ediliyor…

Hadisenin özet seyri bu!..

***

Peki, Bal'ın, bir hükmü olmadı mı, bu hamleye karşı!?..

Olmaz mı, olmuş?…

Bacanak olacak..

Baldızın kocası olacak..

Aile içindeki etki, tepki "bu nasıl iş diye" sorgulanmaz mı?..

Yüksek perdede yaşanmış ki, onun için de, Bal, Taşçıer'i aramış!…

"Sen ne yapıyorsun" diye..

Bulut "eski görevine dönsün" denilmiş..

Verilen cevap; "emir büyük yerden"…

***

Eğitim camiası!.. Yaşanan ve yaşatılan 7 şiddetindeki depremde, en çok merak edilen..

Dikkatlerin çevrildiği..

Sonucu ne olacak diye merak edip, sorguladığı nokta; "Bulut ve Taşçıer" hesaplaşmasında, kim üstün çıkacak?…

Bulut'un safında yer alan Bal mı?..

Taşçıer safında yer aldığı görüşü ağır basılan Eker mi?…

Anlayacağınız iş, Eker ve Bal'ın "düellosuna" döndü.. 

Bekleyip göreceğiz; Eker mi bey olacak, Bal mı el olacak?

Yoksa, tersi durum ikmale gelecek?…

Velhasıl görünen o ki; "Bacanak" hamuru fena şekilde su almaya devam ediyor!?..

Baksanıza; taraflar şimdiden "sosyal medyada"  fena bir kapışma içerisinde..

"Kafa, göz, kol" yarılmaları o biçim!…

Bel üstü, bel altı; “Allah ne verdiyse” misali!..

Ne diyelim biz... Ha gayret!…

***

Diyeceksiniz ki; diğer değişiklikler...

İş, ehil ve liyakat odaklı mı?..

Taşçıer öyle diyor..

Ama camia öyle demiyor..

Sendikalar da, "değişimden" kısmi olarak rahatsız!..

Ha bir de, başka "siyasi nüfuza" sahip olanlar da var!…

Özellikle, kendilerini "aşiret" temsiliyetinde, görenler!!..

Nasıl olur; "adamımıza" dokunulur, diyen de?..

Neyse!!!!..

Dedik ya; 7 şiddetinde deprem.. Şuan; sarsıntının etkisiyle; fena bir kapışma var..

Umarım; "fiziki" hale dönüşmez!!…

Çünkü, rant paylaşımı ciddi bir "göz karartır da?!

 

***

 

HADİ İŞİNİZE BE!…

Yazarımız da… Çizerimiz de.. Romancımız da.. Kitap yazanımız da!…

Kitap satışını.. Şöhreti.. Nam edinmeyi..

Para ve pulu; "cinsel objeye" çevirdiyse.. Vay ki vay, halimize!…

Hele bir de; "sahiplenenlerin" var olması..

Ne olmuş.. Ne yaşanmış ki; "sıradanlaştırma" halleri..

Der demez insana söyletiyor.. "Hadi işinize be reziller…"

***

"Zümrüt Apartmanı…" "Mahrem..??"

Sözde iki kitap.. Sözde iki roman…

Ne yazık ki, "kitap okumayan" bir nesil olmamızdan ötürü de!…

Dikkat edin, buradaki iğrençliği "yıllar" sonra görüyoruz..

İçinde; "çocuk" müstehcenliği var…

Ha bir de; işe "kurguludur" diyen.. Yargının da; "ne olmuş dercesine" salı verilme hali!…

***

Vaziyet sinir küpü!…Ama ne diyeceksiniz!… O sarı inek var ya, o sarı inek.. Ne zaman; "kendi elimizle" teslim ettik ya!…

İşte biz onu yapmayacaktık…

Değerlerimize.. İnancımıza.. Kültürümüze..

Örf, adet gelenek ve göreneğimize.. Adap, edep ve hayamıza "sahip" çıkacaktık!..

"Yemişim dediklerine, yapılana" değil, "yedirmem bin yıllık kültürümüzü" dememiz lazımdı?

Ama maalesef, diyemedik…

Onun için de; "2.5 yaşındaki" kız çocuğuna olan tecavüzü es geçiyoruz!!!…

Hadi işinize!!!..

***

 

Ya, Aile Bakanımız!…

Ne bakanlık…

Ne de bakan hanımefendi..

Ne hikmetse; "ortalarda" gözükmüyorlar.

Acaba bakanlık ve bakan hanımefendi çocukları aileden saymıyor mu?

Ya da böylesi bir rezilliği..

Onlar için aile gayri meşru ilişki yaşayan, cinsiyet eşitliği peşinde koşan insanlar mı?..

Acaba aile bakanı; “Eğer aile olmasaydı aile bakanlığını çok güzel idare ederdim mi!” diyor..

Sizce, ne diyordur…

Sahi, sizce aile bakanlığı ne iş yapar?…

***

ETEK DAVASI!!…

İş, zıvanadan çıktı.. Farklı mülahazalar var.. Kutuplaştık yine!… İki kelimeyle olayı özetlemek istiyorum!!!..

Ey zavat…

Dinini de..

İnancını da..

Dilini de..

Değer ölçülerini yaşayanlara karşı, sergilenen "yasakçı" anlayış bataktır!…

"Utanma, ar, haya edep, adap" bilmez…

Ve yaşamazlar…

Samimi, ihlaslı, ahlaklı kişileri de, haya, edep ve adap bilenleri de "provokasyonla" suçlamak..

Onları "suçlu" potansiyeli olarak göstermek….

Pek tabi ki vicdani muhasebede hele ki vicdansızlıkla "suçlamak", edepsizliktir!..

Ahlaksızlıktır

Rezilliktir..

Sağlıksız bir ruhun "tezahürüdür…"

Çürümüşlüktür..

İşte "etek" hali de bu çürümüşlüğün sembolü oldu, gitti..

Günlerce konuşulacak..

Neyse, işim var.. nokta koydum..

Çünkü, ivedilik arz eden, aciliyet içeren "milli meseleler var?"…

Diz boyu değil..

İş gırtlağa kadar dayandı; toplumsal "ruh" dengesizliği


***

KADİR GECENİZ!...

Şunu unutmayın..

Allah yolunda..

Kur’an-ı Kerimin rehberliğinde...

Peygamber efendimizin şefaat rotasında “neyi feda etsek azdır..!

Unutma ki...

Neyi feda edersen, onu bulacaksın..

***

Onun için.. Benciliklerimizi bir kenara bırakmalıyız..

Acziyetimizi ortaya koyalım..

Rabbimize yönelelim.. Dua ve niyazla, ibadet edelim..
Kur’an-ı Kerimi okuyalım..

Gecenin feyzini, doyumsuz bir “ibadetle” geçirelim..

Kendimiz için..

Ailemiz için..
Devletimiz için..

Ülkemiz için..
İslam alemi için.. Zulüm altında olan tüm Müslümanlar için; “elimizi semaya” açıp, dua edelim...

Ümmet olalım...

Ümmet bilinciyle; “af ve mağfiret” dileyelim...

Kadir Geceniz mübarek olsun..

Hayırlı Cumalar...