KARTVİZİTLİ ZİYARETLER!..
Bürokrasinin "klişeleşen" ziyaret modeli.. Yeni bir müdür, daire başkanı, şube müdürü, ya da vali, emniyet müdürü. Veyahut sağlık müdürü.. Başhekim de… Rektör de.. Vs.. Atanmış kadar "seçilmişler" için de durum aynı..
***
Yani, bir "idari-yönetim" değişikliklerinde hep "vuku" bulur… Tabi bu bir gelenektir, kültürdür… Olması gerekendir de.. "Hayırlı olsun, hoş geldiniz, başarılar" deyip, makam almış zevata ziyaret gerçekleştirmek.. Çiçekli, çikolatalı, ikramlı..!
***
Ne var ki bazen bu "ziyaretler" iki yönlü bir sıkıcılık alıyor.. Birincisi, makama gelen kişi için "bi nefes alabilsek de, işimize koyulsak" diye.. İkincisi de, kurumun işleyişine dair; "müdürün ziyaretçileri bitse de, dünya kadar evrak ve iş birikti" diye.. Tabi aylar süren bir "ziyaret serüveni..!"
***
Lakin, bazı ziyaretler vardır ki "randevusu da, görüşmesi de, hayırlı olsun" dileği de "kartvizitli" ve referanslı olması bir başka anlam içermektedir.. Özel ziyaretçi.. Böylesi "ziyaretler de" der demez, bende hep "sorgulayıcı" olmuştur..
***
Şöyle ki, ikmale gelen bu minvaldeki ziyaretler "ne amaçlı, kimin amacı" ve tabi ki salt Diyarbakır’ımıza mı özgüdür?.. Bu sorgulamada karşıma "samimi, ihlaslı" ziyaretlerden çok "menfaat gözeticiler" ön plana çıkmıştır..
***
Kimi, bizim meşhur "çaycı, ciğerci, yemekçi" tayfası gibi "o kurumdan, o makamın gücünden" nasıl bir "nemalanma" sağlayabilirim, "kartvizit ve referansla" etkilemeyi hangi kriterlere göre yapabilirim, hesabını "icra" eder.. Ki bu üçlü, "beceriklidir" bu alanda..
***
Kimi de; "iki kare resimle" makam ve kişi gücünü kendisine "nüfuz" edici olarak kullanıp; "iş bitirebilirim" libasını üzerine çekmek!.. Ne hazindir ki, son yıllarda "böylesi çark" pek işlerlik kazandığı gibi, "itibar da" görmektedir…
***
Nitekim, gelen ve giden idarecilerin vasıflarında, yürüttükleri hizmette ve icra ettikleri görev süresiyle ilgili "hamurun" yoğruluşunda çıkan ekmek, "böylesi kişilerin" varlığının kokusunu içeriyor.
***
Biliyorum!.. Diyeceksiniz ki, " kartvizit ve referans" sistemin "milli işleyiş" kimliğini kazandığı için; "çark" böyle deniyor.. Adamcılık.. Hani bir söz var; "adamın varsa, adam olmana gerek yok.!"
***
YANITSIZ SORULAR…
Son günlerde sıkça işittiğim ama "cevap" verilemeyen sorular.. İşte bir kaçı…
***
AK Parti İl Başkanı Süleyman Serdar Budak "görevden alındı mı, alınmadı mı, ne zaman alınacak?"… Yeni İl Başkanı kim olacak?…
***
Valiler kararnamesi ne zaman çıkacak?… Kararnamede, Diyarbakır Valisi-Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu var mı?…
***
Melikahmet Caddesi'nin "çirkin, geçit vermez, köstebek yuvasına" dönen yolun referandumu ne zaman yapılacak.. Asfalt mı, bazalt taş mı?…
***
Virane edilen Sur'daki "kentsel dönüşüm" kapsamında yapılan konutlar "kim kimin nam-ı hesabına" satılıyor?. 1 milyon 250 bin liraya satılan evlerin fiyatını kim belirliyor?..
***
Türkiye bir İslam ülkesi ise, "milli" kimliği verilen kurum ve işleyişin de İslam ilkelerine göre belirlenmesi gerekirken, "kumar ve şans" oyunu olan "Piyango’ya" verilen "Milli" kimliğin hikmeti nedir?..
***
Diyarbakır İl Sağlık Müdürü değişti. Dr. Cihan Tekin kendine özgü "çalışma" kadrosunu oluştururken, mevcut hastanelerin Başhekimlerini değiştirecek mi?..
***
DİYARBAKIR'A YENİ ÜNİVERSİTE…
Olması gerekir.. Bir değil, iki özel Üniversite olmalı… Şehrin sosyo-ekonomik, eğitim ve kültür alanında; "zenginliği" demek olduğu gibi; "sorunların" akademik çözümünde de rehberdir.. Ama velakin bu talebe karşı der demez insanın ağzından şu sözcük de çıkmıyor değil…
***
Mevcut Üniversite'yi "adam" edemedik ki!.. Yarım asırdan fazla bir ömre sahip!.. Ama varlığı da yokluğu da belli değil… Hep siyasi, hep rant, hep politize olmuşlukla; "kendini" idame ettiriyor..
***
KALORİFERLER YANMIYOR…
Evet, toplu taşıma araçlarının ekseriyetinde "mevcut" durum söz konusu. Kaloriferler yakılmıyor.. Fanla idare ediliyor.. Havalar soğudu, dondurucu.. Özellikle, sabah servislerinde "şikayetler" yüksek.. İlgililere duyurulur..
***
GÜNÜN SÖZÜ?.
Hedefi olmayan gemiye, hiçbir rüzgar esintisi fayda vermez..
