NESİL ACIMASIZ!!..

İşte tespiti..  İşte, "hakikatin" kendi itirafı..  Ki vakıf oldunuz…

Hamile kedinin, "Pitbul" köpeğin önüne atılması..

Ve O köpeğin, "canavarca" kediyi parçalaması…

Gazetelere, tv ekranlarına yansıdı..

"İrkilmeyen" oldu mu?… Sanmıyorum..

Bir vahşet…  Bir dehşet..

O vahşeti icra edenler de, 11-13 yaşlarında üç çocuk!..

Polis, fail olan üç çocuğu yakalıyor…

Emniyete götürüyor..

İfadeleri alınıyor..  Sonra; "salı" veriliyorlar..

Ne yapacaklar; "cezaevine mi" tıkayacaklar?

Yok..

***

O işin, ucuz tarafı.. Yıllardır da; bu ucuz "akılla" muhatap olundu..

At cezaevine.. At ıslah evine.. Sonra; "mevlam kayıra" misali…

Daha bir azgın.. Daha bir dehşetli "ruhla" suç makinası olarak, sokakta!..

Islah lazım.. Terbiye yazım.. Medeniyet lazım.. Kültür lazım..

Sevginin, saygının, insanı duygunun "birlikte" yaşam, ahlakı lazım!..

Hayvan sevgisi lazım..

Ama işte o yok!..

***

Nitekim, bakar mısınız o çocuklara..

Olayla ilgili, gazetecilerin sorularına verdikleri yanıt..

Tüyler ürpertici..

Muhabir soruyor..

"Hiç acımadınız mı, hiç üzülmediniz mi?"

Gelen yanıt.. Dehşet verici...

"Ben mi üzüleceğim.. Seni vursam bile üzülmem..  Kediye mi üzüleceğiz.."

Diğerine soruluyor, peki sen neden böyle yaptın?

Dediği şu.. "Ağabeylere selam, çatışmaya devam…

Yaşımızın yetmediği yerde yaşantımız yeter.."

Ya diğeri.. Kameralara el salıyor.. Ve sesleniyor..

Çekin, çekin..

Çekin de alem yakışıklı görsün..!"

***

Peki, bu vahşi nesil tablosunu ortaya koyan vakıadan sonra, ne oldu?

Kocaman bir “ne olacak ki” hiç oldu..

Çünkü, unutuldu..

Çünkü, ne olmuş çocuklar oyun oynamış denilerek, göz ardı edildi…

Sıradan bir olay!...

Olur böyle şeyler; deyip ıraka yelken açıldı?

"Alınan bir ders-i ibret, yok..

Devlet-i Aliye’nin "ne oluyoruz" sorgulaması deseniz; ne gezer?

Ya basın..  Yani biz, "iki kelam ettik" gerisi hak getire!!.

***

Hasılı kelam!…  Ahali olarak; "nesil nasıl bu hale geldi" demedik..

Ki diyemedik!..

Yasama mı, Yürütme mi, Yargı mı?

Üçlü mekanizma, kafa yoran hadiseyi "sorgulayan" olmadı?

O üç çocuk!.. "Birer cellat" deyip vakıayı kapatmasaydık!..

Gündem etseydik.. Batıdaki gibi; "kızıl kıyamet" kopartsaydık..

Devlet-i Aliye de.. Hükümette.. Bakanlıklar da..

Hele ki, Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı.. Ki, Milli Eğitim Bakanlığı..

Ülkedeki “hassas” dinamikler…

Yok vücut halde; hadiseye odaklansaydık, "perişan hal" yaşanır mıydı?..

Mümkün mü?

***

Vakıa bir bütün olarak; "nesil mafyalaştı?" çığlığını atıyor...

Ve bu "minik" mafya, hızla büyüyor..

Yoksa, Çukurlar.. Yoksa, Eşkiyalar.. Yoksa Kurtlar vadisi gibi; "revaç" bulup, izleme rekoru kırarlar mıydı?

Terör örgütleri.. Terörizme, çocuklar "birer militan" olarak, gider miydi?

Silaha düşkünlük.. Suça düşkünlük.. Şiddete düşkünlük..

Eee..  Uyuşturucu kullanma yaşı; 6'ya düşmüşse!..

Alkol bağımlılığı; "her yıl" yüzde 5 oranında artıyorsa..

Suç ve suçlarda; "giden seneler" aranıyorsa!…

Evlat babasını.. Baba evladını.. Anne kızını.. Kız, nenesini, dedesini..  Eş kocasını.. Koca eşini!…

"Vahşice katledebiliyorsa?"

Ki ediyor..  Ve bu vahşete; "bel çıkan" bir akıl söz konusuysa!

Vay ki vay; halimize ve neslimize!…

***

Diyeceksiniz ki, eğitim!.. Doğru..

Ama doğru bir eğitim.. Ahlaklı bir eğitim.. İnanç dolu bir eğitim…

İnsanı kutsayan bir eğitim!!!… "At koşturan" bir eğitim değil..

Dinini de.. Ahlakını da.. Medeniyetini de..

Kültürünü de.. İnsan sevgisini de, saygısını da..

Ailesini.. Atalarını.

Ecdatlarını, unutturan, yok sayan bir eğitim sistemiyle; değil!…

***

Sonuç..

Klişeleşmiş bir ifadeyle; "rüzgar ektik, şimdi fırtına biçiyoruz..!"

İşte dün, Diyarbakır'da sokakta vuku bulan "vahşet" olay..

11 yaşındaki bir çocuk..

Yaşıtı bir kız çocuğu tarafından; "boğazı" kesici aletle kesiliyor..

Ölen çocuk, Cihan Gider..

Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybediyor.. Gözaltına alınan iki kişi var..

Biri 8 diğeri 17 yaşındaki iki çocuk..

Derler ya; hadi gel de “isyan etme” bu gidişata?

***

OKUR SORUSU?..

Diyor ki…. "İçkale" ne zaman özgürleşecek…

Yasaksız.. Biletsiz..

Gezip, görmek, terastan Dicle'ye bakabilmek; "ne zaman mümkün" olacak?..

Doğrusu!.. Bu minvalde, "bir çok sorum" oldu..

Özellikle, İl Valisi'ne.. Özellikle, İl Kültür Müdürlüğüne…

Hazreti Süleyman'ı ziyarete gelen..

O ihtişamlı yeni çevre düzenlemesini görmeye gelenler..

Diyorlar ki; "İçkaleyi de" görmek istiyor…

Ama; yasak!… Ah şu yasak mantığı var ya; "yasağı" ne kadar iştahlı kılıyor?

***

DEDAŞ NE DİYOR?..

Altyapıya; 2 milyar liralık yatırım yaptık..

Ki, özelleştirmeden buyana…

Bölgede; arıza oranında yüzde 20 civarında düşüş oldu?…

Gel de inan!…

6 yılda, yüzde 20… Yüzde yüze ulaşabilmek için..

Yani, kesintisiz enerjiye kavuşabilmemiz için..

Kaç yıl geçmesi gerekir…

30 yıl.. Demek ki, 2050'de "artık elektrik kesintileri ve arızaları" olmayacak?..

Maşallah; büyük başarı..

DEDAŞ'ı kutlamak lazım…

Biliyorum..

Elektrik dalgalanmasından; "hala suyunuz akmıyor?"

Neyse; dişinizi sıkın..

Yarın itibariyle; su kesintileri son bulacak..

Tabi, "kesintisizlik" kesinti yapılan bölgeler için diyorum..

Diğer bölgeler için; garanti yok.. Şartel de.. Pompa da heran inebilir, istop edebilir..

Hazırlıklı olmakta fayda var?...