Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

SAĞLIKÇILARA "ŞEHİTLİK" STATÜSÜ!…

Gazeteci, bu minvalde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya soruyor.. Efendim, "Covid-19'la" mücadelede "hayatını" kaybeden sağlık çalışanlarına "şehitlik statüsü" vermeyi düşünüyor musunuz?..

***

Koca şu cevabı verdi.. "Gönül hiçbir sağlık çalışanımızın kaybedilmesinden asla yana değil. Benim de gönlümden en az şehit olarak geçmeleri yatar. Bu önümüzdeki günlerde gündeme gelebilecek bir konu?.."

***

Bence bu mevzuu, yani "şehitlik statüsü" kapsamına alınma noktasındaki fikir ve beklenti; "ötelenmemeli..!" İvedilikle, moral, motivasyon, maddi ve manevi katkı noktasında, "somuta" gelinmeli…

***

Hal-i hazırda, virüsle mücadelede "en ön safta" yer alanlar.. Varlıklarıyla, eğitimleriyle, bilimleriyle, eldeki materyallerle, "savaş" verenler, Sağlık çalışanları.. Doktor, hemşire, ve diğer personeller!…

***

Hür türlü fedakarlığı yapanlar onlar.. Ailelerinden, sevdiklerinden, eşinden, dostundan kendini "izole" eden, gece-gündüz demeden, mesaide bulunan.. En önemlisi de, "ucunda" ölüm olduğunu bile bile "hayatlarını" tehlikeye atıyorlar…

***

Şuana kadar 4 sağlık şehidi var deniliyor.. 700'e yakın da "virüsle" savaşta, virüsü kapıp tedavi altında bulunan, sağlık çalışanı var.. Önümüzdeki zaman dilimine "büyük bir belirsizlik meçhuliyetiyle" bakılıp, ona göre önlemler alındığı ortada iken...

***

Netice itibariyle; ortada büyük bir tehlike ve pandemi durumu var, "insan" hayatı ki, artık "İnsanoğlunun" varlığını "tehdit" eden bir süreç işliyor.. Ve bu sürecin, "kahramanları da" sağlıkçılarımızdır.. "Şehitlik" statüsü ve mertebesini sonuna kadar hak ediyorlar…

***

Sanmıyorum ki!.. Gerek iktidar, gerekse en radikal muhalif siyasi partiler dahil olmak üzere!.. "Covid-19'la mücadelede yer alan sağlık çalışanlarından her kim vefat ederse; "O kişi Şehit" olarak kabul edilmeli.. Ve bu mücadelede, sağlık açısından yaşamının bundan sonrasını "yapamaz" hale gelenlere de; "gazilik unvanı” verilmeli..!

***

Tabi Sağlık Ordumuzdan yükselen ve yıllardır beklenilen "özlük haklarının" iyileştirilmesi konusunda önemli!.. Diyorum ki, hazır bu minvalde onların gösterdikleri fedakarlığa "vefa" borcu noktasında, "özlük hakları" iyileştirilmeli…

***

CEVABINI BULAN SLOGAN!…

Atılan slogan neydi?… "Maske haktır, parayla satılmaz..!" El-hak.. Doğru söze ne denilir.. Neyse, "devlet-i aliye" ve yerel yönetimler de; görev sorumluluğu noktasında elbette "maske haktır, parayla satılmaz" deyip, bedava maske dağıtımına başladı..

***

İşte, Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi.. Ve ilçe belediyeleri, kaymakamlar.. Ki, ilk andan itibaren "tedbirler" açısından tavizsiz kararlar alıp, "sağlık yönündeki" talepleri sorgusuz sualsiz yerine getiren İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, sahada büyük mücadele veriyor…

***

Maske konusunda önceki gün, bilgilendirdi.. Artık, Büyükşehir Belediyesi olarak kendimiz maske üretimine başlıyoruz.. Ve maskeler vatandaşımıza ücretsiz olarak dağıtılacak, ulaştırılacak.. Ha bu arada, "e-devlet" üzerinden de, "beşer adet" maske talebinde bulunabiliyorsunuz.. Maskeler "eve posta aracılığıyla" ücretsiz teslim!..

***

"Dereyi görmeden paça sıvayan" bizim muhalefetin solcu takılanları, "Maske haktır, parayla satılmaz" sloganının karşılığı olarak; "Maskeliyiz, güçlüyüz" diyebilecek mi, yoksa "bu maskeler yerli ve milli" deyip, "nerde ithal mı" diye mırıldanmaya başlayacaklar, akıl hocalarının nam-ı hesabına!…

***

TEBRİKLER SAYIN SOYLU ve GÜZELOĞLU!!….

Zerre-i miskal "hayvan sevgisi" olan kişi.. Ki böylesi bir evrede.. Her fert, ki devlet tüm kurumlarıyla "vatandaşlarının" yaşam sağlığı için, seferberlik içerisinde bulunurken… "Evdekal" zorunluluğu getirilirken, Yasaklar peş peşe "kararlarla" uygulamaya sokulurken!…

***

Önceki gün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir genelge yayınladı.. 81 İl Valisine gönderilen genelge; "sokak hayvanlarına" ilişkin!.. Yaşam alanlarına "mama ve su bırakılması" yönünde, bir talimatname genelgesi!… Tebrikler sayın Soylu!...

***

Dün, Diyarbakır’ımızın bir kaç semtinden, resimler ulaştı bana!… Tabi resimleri ulaştıran, 20 yaş altı olması munasebetiyle sokak firarisi olması münasebetiyle, isim ve yüzünü vermek istemiyorum!… İl Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi'nin "sokak hayvanlarının" aç ve susuz kalmaması için tertipli şekilde bırakılan "su ve mamalar…" Bir tebrikte, Sayın Güzeloğlu'na..

***

TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ...

7 Ağustos 1921'de yayınlanmış olup toplam on maddedir.

- Her ilçede bir tane Tekâlif-i Milliye Komisyonu kurulacak.

- Halk, elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edecek.

- Her aile bir askeri giydirecek.

- Yiyecek ve giyecek maddelerinin %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.

- Ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.

- Her türlü makineli aracın %40'ına el konacak.

- Halkın elindeki binek hayvanlarının ve taşıt araçlarının %20'sine el konacak.

- Sahipsiz bütün mallara el konacak.

- Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahipleri ordunun emrinde çalışacak.

- Halkın elindeki araçlar bir defa olmak üzere 100 km'lik mesafeye ücretsiz askeri ulaşım sağlayacak.

 ***

Emir ve maddelerin muhtevası bu şekilde.. Ne diyelim, CHP'lilere duyurulur, "ağızlarına" sakız ettikleri Ekalif-i Milliye'nin emirlerinin neleri içerdiğini..

Tarihinden be haberdar olmak budur işte...

***

YAZIKLAR OLSUN…

Bu resmi, tanıdık bir dost gönderdi.. İliştirdiği notta da şöyle diyor.. "Sevgili dostum Ömer Bey.. Bu poşet ve içeriğindeki domatesleri, bugün semt pazarından aldım.. Malum, 'seçmece" yasak, artık poşetlerde kilo şeklinde, satılıyor.. Kontrol etme imkanı da tanınmıyor.. Ama işte gördüğünüz gibi, bazı vicdansızlar, fırsatçılar vatandaşı açıkça dolandırıp, çürük sebze ve meyve satıyorlar.. Ne olur bunu dile getirin ki, belediye yetkilileri "maske ve eldiven kadar" vatandaşı söğüşleyenleri de, satılan ürünleri de, kontrol etsinler.."

***

Ne diyeyim!.. Özellikle Covid-19'un yüzünü gösterdiği ilk andan itibaren böylesi vahşi "karaktere" sahip vicdansızlara karşı tepkileri, uyarıları dile getiriyoruz!.. Dilimizde tüy bitmedi, ama bunların zerre-i miskal vicdanları yok!.? Neyse, İl Valisi Sayın Hasan Basri Güzeloğlu'na buradan çağrımızı yapıyoruz.. Lütfen bu fırsatçılara göz açtırmayın, gerekli sıkı tedbirlerle denetimler arttırılsın..

***

BERAT KANDİLİ

Yaşadığımız zaman dilimi, manevi yönden müstesna ve çok mübarek günlerdir!.. Çünkü, üç ayları yaşıyoruz!.. Ve bu akşam, Ramazan-ı Şerif'in gölgesini üzerimize düşüren, onu müjdeleyen gündür "Berat Kandili.."

***

Hali hazırda, yer küresinin ve tabi ki, ülkemize de sirayet eden "Covid-19'la" mücadele ve hikmeti noktasında, "hikmetlerle" dolu bu gecelerin feyzi, rahmet ve bereketi, huzur ve dayanışması, özellikle "kurtuluşa" dair  "beratın" mucizesidir Berat Kandili!…

***

Sevgili okurlar… Eğer ki, kendimizi "Mü'min" olarak görüp, "ümmet" ahlakı ve inancıyla varlık gösteriyorsak; bu gece mana ve hikmetlerle dolu mübarek Berat kandilini, büyük bir şuur ve şiarla idrak etmemiz gerekir.. 

***

Çünkü, dini, siyasi, içtimai ve ahlaki öyle dersler ihtiva etmektedir ki bugün, onları anlamaya ve üzerinde durmaya her zamankinden daha şiddetle muhtacız…

Bugün bir buçuk milyarlık Müslüman toplumun İslam’ı belli kalıplar içine sokmanın daha açık ifade ile İslam’ı yaşanacak ortamı oluşturmamanın cezasını çekmektedir. Diyeceğim şu, bunları düşünmeye ve bu doğrultuda hamle geliştirmeye, büyük ihtiyacımız vardır.

Bu ihtiyaç hissedilmeden "af ve mağfiretin" kurtuluş reçetesi olan Berat'ı yaşadık, ya da edildik diyemeyiz. Unutmayalım: elimizdeki imkânların bile hesabını vereceğiz ve mahşere her an biraz daha yaklaştığımızı da idrak etmemiz gerekir…

***

Berat Gecesi vesilesiyle, tövbe ve istiğfar ile kendimizi yoğurmalıyız. Şu çetin imtihanların, hitap ve uyarıların hafiflemesi, üzerimizde ve İslam alemi üzerindeki sıkıntıların izolesi için cümle günahlarımıza veda edip, Allah'ın rahmet ve mağfiret kapısına, koşmalıyız…

***

Rabbimiz hem salgın hastalıktan, hem de günahlarımızdan beratımızı lütfetsin.. Berat Kandiliniz mübarek olsun…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Yaptığın ve yaşadığın günahlardan kurtulmanın reçetesidir; "tövbe etmek..!"


Bu Makale 2199 kere okunmuştur.