VALİLERE NE OLUYOR?…

Doğrusu!..

Olmaması gerekenler olmamaya başladı!..

Olmayan tek şey var..

O da; "devletin valisi" oldukları gerçeği..

Unutuldu..

Bu vasıf ne yazık ki; icra edilmez hale geldi…

Varsa yoksa..

İdeolojik..

Siyasi..

Şahsi..

Ve makam gücüyle; "operasyonel" suikast gerçekleştirmek!…

Tabi ekseriyeti değil..

İşinin ehli olan çok..

Ki onları da tenzih ediyoruz!…

Ama!..

Şöyle Yazıcıoğlu gibi valiler; hasretle anılır hale gelindi!!…

Son dönemlerde; icraatlarıyla öne çıkan valilere bakarsak!…

İşte Trabzon valisi..

Der demez; "Valilere ne oluyor" dedirtiyor!…

***

Malumunuzdur!… Ki vakıf olmayan yok..

Günlerdir; konuşuluyor, tartışılıyor..

Yazılan..

Çizilen..

Okunan..

Ki hayli üzerinde; siyasi ve ideolojik mülahazalar da yapıldı..

Evet, Trabzon Uzungöldeki  linç vakıası!…

Hadiseye bakar mısın!…

Bir grup, turist..

Kadın, erkek, çocuk, genç!…

Yakın akraba aileler..

"Tur" gezisine çıkmışlar…

Irak Kürdistan Bölgesinden; "Karadeniz turuna" çıkan bir grup turist...

***

Onlar da…

Her turist grubu gibi; "doğa güzelliklerine" hayranlık üzerine yola çıkmışlar...

Unutulmaz anlar..

Unutulmaz manzaralar.

Unutulmaz, doğanın haşmetini; "resmetmek" üzere Trabzon’a gitmişler..

Fotoğraf çekmişler..

Bu esnada, memleketlerinin adını taşıyan; "atkıları da" takmışlar…

Kendi bayraklarını açmışlar..

Yani; Türkiye'nin resmi olarak tanıdığı..

Uluslararası; "kimlik" kazanmış..

Irak Anayasasında; "yer edinmiş"; Irak Kürdistan bölgesel Yönetiminin sembolü!

***

Bir grup güruh.. Azgınca.. Vahşice.. "Kör ideolojinin" fikriyatıyla..

Bağnaz..

Faşist…

Ve enva-i azgınlığı içine alan bir karakterle; "saldırıya" geçmiş..

Vay sen misin; "o atkıyı takan…"

Vay sen misin; "o bayrağı açan…"

Teröristler diyerek; saldırmışlar…

Linç etmeye kalkmışlar..

Neyse ki, "sağduyulu" Karadeniz halkı olaya müdahale etmiş..

Olay, büyümeden önlenmiş!…

***

Ama iş; hak, hukuk ve adalet "mekanizmasının" işlemine gelince!…

Pat diye; Trabzon valiliği devreye girmiş..

Peki icraatı!…

İşte burada; "devletin valisi" değil..

"İdeolojinin" valisi olarak; akıl icra etmiş..

Yani, saldırıya uğrayan..

Linç edilmek istenilen turistleri değil…

Onlara saldıran..

Onları "Kürt" oldukları için dışlayan, zihniyeti kollamış..

Sahiplenmiş…

Turistleri "karakola" çektirmiş..

İfadelerini aldırmış…

***

Sonra!… Sonrası ne bir özür, ne bir "yanlışlık" oldu..

Ne de; herhangi bir gönül alma; hali!…

Bilakis; "suçlu" muamelesi mekanizmasını işletmiş!..

O turist grubunu; "sınır dışı" etme kararı vermiş!…

Linç girişiminde bulunanlara da tabiri caizse; “afferin” demiştir...

***

Şimdi!.. Vali bu kafadaysa.. Zihni; "ötekileştirme" üzerine kurguluysa.

Devletin değil, ideolojinin valiliğini yapıyorsa!…

"Balık baştan kokar" misali!…

O ilin, o bölgenin kendini bilmezleri ne yapmaz ki?..

Bence; "o turist" gruba saldıran; güruh kesimin suçu yok!..

Varsa bir suç..

Ki vardır… Hem de uluslararası bir "suç…"

Tek müsebbibi var… O da; "balığın başı ve aklıdır?"

***

Hal bu ise.. İyi bilmeliyiz ki; "bizi bizden edenler" çok olur..

Ne kardeşlik..

Ne ümmet..

Ne de; bin yıllık medeniyetin ırkları ve fertleri; oluruz?

Çünkü..

Irkçılık...

Azgınlık..

Faşistlik..

Cehalet ve kin, nefret ve garezin; "batağında" debelenip dururuz!..

***

Hasılı kelam!… Trabzon valiliğinin…

Gerek Devlet-i aliye olarak..

Gerek siyasal iktidar olarak..

Gerekse de; "uluslararası" dostluk adına; "bir özrü" şart…!

Ve şu; "Kürdistan" fobisinden kurtulalım artık…

Yoksa; tarihi inkarlarla inkar hale geliriz!..

***

HERKES NATOCU!….

Vay malamını vay…

Önceleri.. Herkes "Amerikancı" kesilirdi..

Şimdi.. Herkes "NATO'cu" kesilmeye başladı..

Allah sonumuzu "hayır" eylesin!…

Şu; S-400'ler "pır" fena, çaktırıyor..

***

HDP NİYE YOKTU?….

Mecliste grubu bulunan dört parti..

AK Parti..

CHP..

İyi Parti..

Ve MHP..

Ortak bir "deklarasyon" yayınladı..

Tepki mahiyeti..

"AB'nin yaptırım kararlarına" dair…

Malum!..

"Doğu Akdeniz’de sondaj çalışmamız var" ya!…

İşte; burayla alakalı "yaptırım" kararı..

Ne işiniz var; Akdeniz'de diye?

İşte bu bildiride; HDP yok..

"İmza" vermemiş..

Yani, Türkiye'nin değil…

Yani, Avrupa'nın "tarafını" tutmuş!…

Demezler mi; ne iş bu?

 

***

SAPIKLAŞTIK MI NE?

Galiba…

İşte 60 yaşlarında yaşlı bir sapık..

10 yaşındaki kız çocuğunu taciz ediyor…

Öpüyor..

Okşuyor…

Ki ulu orta yerde; "sapıklığını" icra ediyor..

Görüntüler yayımlandı..

***

Peki, "etkisi ve tepkisi" ne oldu?..

Yakalandı..

Tutuklandı…

Ama velakin; "sapığa" odaklanıp!…

Neden; bu hale gelindi "sorusuna" yanıt aramamız gerekirken…

Yapılan!…

***

O sapık, şu partili..

O sapık, şuralı…

O sapık, yok buralı…

Partili, jantili, kapitali "cenderesinde" dön be dön!…

Senin sapığın..

Benim sapığım…

Netice, "galiba sapıklaştık?"

Yoksa; "sapığı siyasi ve ideoloji, parasıyla" tartmazdık!?..

 

***

BEDELLİ ASKERLİK...

Vatan borcu mu?..

Ucuz değil..

Bedeli; 33 bin lira…

Vay be!…

Peki, "vicdani reddin" bedeli ne kadar?

Ben bilmez!..

Merkez bilir…

***

BİZİM VEKİLLER…

Aman ha.. Nazar değmesin…

Maşallahları var..

Çok çalışıyorlar..

Gece gündüz, demiyorlar..

Tatilleri yok..

Bir dakika "boş" durmuyorlar…

Yok ya mı?..

Haklısınız.. Çok ama çok abarttım galiba.?!

Elime ulaşan veriye göre..

Bizim vekiller…

200 koca günden sadece 64 gün çalışmışlar..

Karar alınmış; tatil!…

Her mesai gününe bir gün tatil… Hatta; 10 gün fazla var..

Yani, 64 gün çalışmaya..

74 gün tatil..

Sahi yeryüzünde başka bir ülkede var mı; bizim gibi zamanı bonkör olan!..

Maaş mı?…

İlk oturumda; "zam" istenilecek…