YENİLGİNİN 21 SATIR BAŞI…(3)

Hasılı kelam!…  İki gündür yazıyoruz; AK Parti'nin "kayıplardaki" satır başlarını..

21 "satırbaşıyla" özetledik..

Tabi ki, çok ama çok "satır başları" var..

Halk deyimiyle; bunlar "buz dağının" görünen yüzü..

Yani, hepimizin, konuşup, tartıştıkları..

Ya da bir de; "içteki kurtçukların", kendi içlerindeki kurtçuklarının, secereleri!…

Onları anlatmak, yazmak için; "ciltler" gerek…

Vah ki vah!..

İktidar gücü, nimeti, rantı insanı, hele ki "siyasi yönde" bir sarhoş etmesin ki!..

Frensiz kamyon misali?….

Neyse; bizden "satır başlarıyla" bir geçmiş sorgulamasını yapmak gerekliydi..

Biz onu yaptık..

Bakalım; kim ne diyecek?…. 

Ancak şu sözle ifade edelim..

Biz çok şey söyledik..

Uyardık..

Eeey dostlar duyun diye seslendik, bu gidişat doğru bir gidişat değil…

Kibirle..

Burnu havalı takılmakla..

Şatafatla..

Yolsuzluk, usulsüzlük, vurgunları "sanki kimse" görmüyor misali "kafaları kuma" gömmek!…

Adamcılık..

İkircilik..

Politize olmuş, zihinsel "kurum" işleyişi!!!

Hırsızları görün..

Vurguncuları görün..

Partiyi, teşkilatları "kendine" çıkar çiftliği gibi kullananlara vakıf olun..

Milletvekili listelerini..

Belediye Başkanı listelerini..

Encümen listelerini..

Parti il ve ilçe teşkilatı listelerini; "parayı veren düdüğü çalar" misali hazırlandığını!!..

Hep ama hep; "küçük olsun benim olsun" mantığını, güden..

Troykalar..

Troller..

Hacı abiler…

Kerameti kendinden menkul, "zihin" fukaraları, söz sahibi edildi..

Ne Türkiye’nin..

Ne Güneydoğu'nun..

Ne de Diyarbakır'ın…

Ülkenin milli ve yerli meseleleri; doğru bir "tespit ve çözüm reçetesiyle" sunulmadı..

Hep "kralım sen çok yaşa" denildi..

Pembe tablolar çizildi..

Dört bir tarafa duvarlar örülerek, hakikatlerin önü kapatıldı…

Siyasi "diktatör.."

Siyasi "krallık.."

Siyasi "padişahlık" sarhoşluğuna kapılan bir politikanın avarelerine; meydan kaldı..

Halkta karşılığı olmayan..

Seçmenin "rıza" göstermediği..

Kendi köyünden..

Kendi ilçesinden..

Kendi seçim bölgesinden zerre-i miskal "oy" dahi alamayanların; "birer kurtarıcı" kahraman olarak, görülmesi!…

Ki İstanbul'da bu açıkça ortaya çıktı..

"Kendin pişir, kendin ye" misali..

Ve sonuç; bir hezimet!...

Netice itibariyle; kime dersin..

Ve biliyoruz ki; bu haykırışlarımıza rağmen dün olduğu gibi bugün de yine bildik bir atmosfer oluşacak..

Yine "o zümreler" önde olacak..

Yine davanın gönüldaşları, kapı önünde "girmek yasak" muamelesi görecek..

Eski tas eski hamam misali..

Onlar yine; "gözde" biz yine ırak olacağız..

Ne demiştik; vebal büyük, dava önemli!…

Bize, halis-muhlis dava adamları lazım…

***

YÜRÜ BEEEE.. KİM TUTAR…

Bu resim var ya bu resim!… Çok ama çok; "şey" söyletiyor…

Kibiri… İktidar sarhoşluğu.. Makam.. Mevki..

Ve tabi ki, aşırı özgüven..  Bu resim, "masumane" olsa da zihinlerde, hepsinin imzasını taşıyor..

Dikkat edin..

Resimdeki bayan, AK Parti Diyarbakır Kadın Kolları Başkanı..

Güzel Kızoğlu..

Çok başarılı(!) faaliyetlere imza atan biri olsa gerek, 31 Mart'ta Belediye Meclis üyesi adayı gösterildi..

Tabi "seçilebilecek" sırada yer aldı.. Ve seçildi..

Yani, şimdi iki görevi birden yürütüyor..

Hem Başkan, hem Belediye Meclis üyesi..

Yarın bir başka makam!!

Hatırlatma babında kısa süre önce de gündeme gelmişti..

Özellikle, Diyarbakır'a gelen Binali Yıldırım'ın "seçim ziyaretinde" vuku bulan "kadın kavgasında.?"

Partili bayanlar; "saç saça, baş başa" diye!..

Ki, gazetelere manşet olmuştu..

Neyse!..

Resme dönersek…

Bu kez iki "erkek" polis memuru arasında verdiği pozla gündemi meşgul ediyor..

Polis memurları, belli ki yakın koruma..

Öyle ya; "Kadın kolları Başkanı" olunca, "koruma" olması gerekir mi gerekmez mi tartışmasına girmiyorum?..

Yani; "yakın koruma.."

Ki, yoksa der miydi; "Sen yürüyeceksin, koruma yürüyecek arkandan…"

İşte bu resimi ne hikmetse kendi sosyal medya hesabında paylaşmış ve yukarıdaki; "cümleyi" altına yazmış…

Resim.. Polisler.. Ve poz.. Belki; "masumane" bir hatıra diye, çekilmiş..

Ama velakin, "sosyal medyadaki" paylaşım..

Der demez; "kaş yapayım diye, göz çıkarma.."

Ya da, işte "egoistlik.."

Kendini ele vermek..

Bile bile "siyasi" lades olmak!…

Bu yapılan paylaşım; bir hayli tepki gördü..

Nitekim kendileri "tepkilere" karşılık "basın işini yapsın" diye de çıkışmış..

Hatta, dava konusu bile edeceğini söylemiş..

İyi de, "kendi kendini ele veren sensin.."

Resme tepki verenler ne diyor?

"Sen kimsin ki, polisimizi konu mankeni yapıyorsun?…"

Sormak istiyorum, haksızlar mı?

Neyse ben diyorum ki; "yürü beeee.. kim tutar seni!.."

Netice itibariyle iki gündür yazıyorum AK Parti'nin "seçim hezimetlerinin" nedenlerinin satır başlarını..

Varın gerisini siz söyleyin!…

***

BİR DÜŞÜNSEK!..

Hak şerleri hayreyler.

Sen sanma ki gayreyler.

Şöyle diyebiliyor musunuz…

O, bizi sabredenlerden, şükredenlerden, direnenlerden bulacak.

O, bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek bizi imtihan edecektir..

Kim bilir, belki de bu “şok” uyanışa vesiledir..

“Bir uçurumun kenarından geri dönmek"

Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olduğunu unutmamalıyız!…

Demek ki, tevbe şart..

Kendimizi, çevremizi ve zihnimizi "sorgulamamız" lazım!?..

Biz dün neydik, bugün neyiz..

Yoksa, Allah’ın hükmüyle "değişen biz olursak" vay ki vay halimize!…

Kendi düşen ağlamaz!..

***

SORULARA YANIT…

*… Denilen şu…

Türkiye 23 Haziran seçimiyle "demokraside" süper lige çıkmış…

İyi de..

"Bizde demokrasi" ligi var mıydı ki bir üst lige çıktık?…

*… Denilen şu…

4 yıl süreyle genel seçim yok.. Yani mevcut sistemle devam edilecek.

Ta ki, 2023 yılına kadar…

İyi de..

Biz "demokraside" süper lige çıkmıştık..

Nasıl; olacak bu ligdeki performans?

*… Denilen şu…

5 yıl süreyle, "yerel seçimler" yapılmayacak..

Başkanlar "ona göre" hizmet ve görev bilinci içerisinde olsun..

İyi de..

"Demokraside" süper lige çıkmış isek.. Şimdiden "kayyumlardan" söz edilmesi, neyin işi?..

*… Denilen şu…

"Tek adam" rejimi var… O ne derse, o olur çünkü o diktatör!.. Yasama da.. Yürütme de.. Yargıda; "onun" tekelinde..

İyi de…

Nerde kaldı; "Demokrasinin" süper lige çıkışı…

*… Denilen şu..

Seçimi, İmamoğlu kazandı.. İttifak kazandı.. Kılıçdaroğlu kazandı.. HDP.. İyi Parti… Saadet.. Yani; "muhalefet" bloku kazandı..

Kandil diyen bile var.. FETÖ de var..

İyi de…

Demokrasinin membası, seçmen nerde?…

***

BİNALİ BEY BAŞKAN YARDIMCISI!…

Soruluyor.. Soruşturuluyor.. "Binali Bey'in konumu" ne olacak…

Ak Parti'de..

Özellikle hükümette bu minvalde "bir arayış" içerisinde…

Binali Bey'e "nasıl bir görev" tevdi edilecek sorusuna benden yanıt…

O görev; "Başkan Yardımcılığı.."

Yani, Reis'in yardımcılığı...

Eee, önceleri konuşulmuyor muydu Başkan yardımcısı sayısı birden fazla olabilir diye..

Şuan bir var..

İkincisi, Binali Bey..

Neyse, benden şimdiden demedi demeyin; "hayırlı olsun…"