ADAYIM DİYENLER?

AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı için…

Birçok isim…

Tanınan, tanınmayan..

Bilinen, bilinmeyen..

Kulislerde "isimler" zikrediliyor…

Bazıları da "çekinmeden" ben de "adayım" diyor…

***

Doğrusu…

Diyarbakır'a özgü; "yoğun" talep önemli…

Özellikle; "tercihsel" anlamda…

Ancak benim anlayamadığım nokta şu…

İsimleri zikredilen…

Ya da isimlerinin zikredilmesini isteyenler…

İl Başkanlığı "kongresinde mi" aday olacaklar…

***

Yoksa…

AK Parti merkezinin…

Metal…

Defolu…

Ya da köklü değişim denilen "operasyona" özgü bir "adaylık mı?"

Hangisi…

Çünkü olası bir kongre söz konusu ise…

Ki olursa, "adaylar" mevcudiyet karşısında, sıfır eşitliğe sahip değil…

Kilometrelerce gerideler…

Öyle ya; delegelerin seçimi…

İlçe teşkilatlarının, kongresi…

Yani, mevcut durum "çok ama çok" kalıpkar..

***

Yok eğer…

Kongrenin değil…

Atamanın adaylarıyız derseniz…

O'nu da, Ankara'daki "ağabeyler(!)" bilir…

Özellikle, Diyarbakır odaklı olanlar…

Ki onlar da; "hep küçük olsun benim olsun" demişlerdir…

Ana tercihleri bu…

Ceket ilikleyenler" bir adım öne gelsin!

Tercih sizin!

***

EV'leniyoruz!..

Bir saniye.. Öncelikle kafanız karışmasın…

Ki yanlış da anlamayın… Yok böyle bir şey..

Ben… Evet ben "Ev'lenmiyorum!"…

Zaten evliyim… 

Mutlu da bir "ev'liliğim" var… Kimse de kıskanmasın…

Mevzu ben değilim… Mevzu, Diyarbakır’ımız..

Pek tabi "gençlerimiz!"

Neyse!… İşi ironi vaziyetiyle aktarayım..

Yazı başlığının muhtevasının hakikati şu; dün itibariyle, Diyarbakır'da açılan fuar…

İşte O fuarın ismi, "Ev'leniyoruz!"

***

Malum…

Fuarlar kentler için "çok yönlü" fonksiyonlara sahiptir…

Üreticidir… Yeni üretimlere de köprü vazifesine sahiptir…

Sosyal… Ekonomik… Kültürel… Turizm…

Pek tabi ki, "siyasi" aktivite oluşturur…

Kenti de… Bulunduğu coğrafyayı da markalaştırır…

Renklendirir… Coşku yaratır…

***

Hiç kuşkusuz ki…

Diyarbakır uzun süren; "kaotik" ortamının ardından, şimdi "rahat" bir nefes alıyor…

Kendini yeniliyor… Cıvıl cıvıl bir hayat nizamı inşa ediyor…

Çünkü Terör yok… Şiddet yok… Hendek ve barikat yok…

Yasaklar… Yasaklamalar yok… Tehditler…

Patlayan bombalar.. Ateşlenen silahlar… Mayınlar, tuzaklar yok..

***

Anlayacağınız…

"Hayatı zindan" eden olumsuzlar, artık fırsat bulamıyor…

Enselerine biniliyor…

Artık, huzur var… İstikrar var… Güven var…

Ve yaşama dair, "özlemi giderme" mücadelesi var…

Kısacası, şehir bir bütünlük içerisinde; "küllerinden" ayağa kalkıyor…

Doğruluyor…

***

Her ne kadar; Ülke ve millet olarak… Yani, 80 milyon ahalinin bütünü…

Zorlu… Karamsar… Bir o kadar da; "gerilimli" bir süreç işliyor ise de…

Dış mihraklar… İçteki işbirlikçiler… Haşhaşi konumuyla; "ülkeyi ve milleti" kıskaca almış durum vaki ise de…

Hainliklerin "bini bir para!"

Sürekli kriz… Sürekli kavga… Sürekli kaos körüklemesi…

Ekonomi ve sosyal hayatı "kilitleme", operasyonu söz konusu ise de!

Tartışmasız ki; yaşam yine de devam ediyor…

***

Kentler… Yine "güzel işlerle" moral buluyor…

Motivasyon kazanıyor…

Tıpkı, Diyarbakır’ımız için ifade ettiklerimiz gibi…

Dönersek; Ev'leniyoruz mevzusuna…

Fuar dün itibariyle, TÜYAP Fuar Merkezinde açıldı…

Markalar… İşletmeler… İl ve il dışından gelenler…

Açtıkları stantlar rengârenk; görülmeye değer…

Kozmetikten tutun da, Mobilyaya kadar…

Konut projeleri…

Aksesuar…

Dekorasyon ürünleri…

Zücaciye ürünleri…

Tabi gelinlik, damatlık, abiye, çeyiz, halı, düğün organizasyonu…

Evlerin vazgeçilmezi, beyaz eşya…

Yani "Ev'lilik" müessesesini oluşturma adına; her şey var…

Denilir ya; "ne ararsan var? Aynen de öyle; varda var!

Ortam; göz kamaştırıyor… Işıkların yarattığı yansıma da ayrı.

Hanım kızmasın...

Ortam, "insanın yeniden ev'lenmesini" ister gibi…

***

Bu arada elinizi çabuk tutun...

Çünkü, fuar dört gün açık olacak…

12 ila 15 Ekim arası… Yer Üçkuyu mevkii…

Fuar'ın bir özelliği de şu…

Hükümetin almış olduğu KDV indiriminin, "bitim tarihinden" hemen sonra olması…

Malum; KDV indirimi 30 Eylül'de sona erdi…

Ama, TÜYAP Genel Müdürü Alagöz'ün dediği gibi…

Firmalar… Fuara katılan temsilciler… "Cazip fiyatlar" sunacaklar…

Yani, KDV yansıması hissettirilmeyecek…

***

Özetle…

Fuarda "ev'leniyoruz" nokta-i nazarında, bahar havası estirilecek…

Onun için, çağrım var…

Özellikle, Ev'lenmeyi düşünenler için…

Nişanlılar… Sevgililer… Evlenmek için gün, ay hesabı yapanlar…

Yeni, eski çiftler…

Eşyalarının, mobilyalarının, "eskidiğini" düşünenler.

Yenileme ihtiyacı hissedenler…

Bu fuar sizler için; "bir fırsat!"

Bu arada, "sosyal aktiviteler de" yok değil…

Fuara gitmeniz için; "çok neden" var?

***

Ben açılışı takip etmedim…

Ama sonrasında, havayı solumak için gezdim!

Atmosfer inanılmaz…

Derler ya; söylemekle olmaz, yaşamak, görmek, gezmek gerekir…

Hafta sonu müsait iseniz, görmenizi tavsiye ederim…

"Ailece" bir gidin, görün...

Bu arada, yöresel lezzetler de sergileniyor.

***

NE BU YA!

Evet ya!

Nedir bu kardeşim?

Valilik…

Büyükşehir Belediyesi…

Velhasıl, kurum gözetmeksizin…

“Basın birimi” olan tüm kurumlar için…

Gına geldi…

Bir cenaze merasimi..

Ya da bir tören..

Veyahut karşılama, bakan ağırlama..

Her ne ise…

Şart mı ki; "ayrı ayrı" haber servisi yapmak…

Ayrı ayrı "kurum" yetkilisini öne çıkarmak…

Yazık ya…

Harcanan emeğe..

Yapılan masrafa..

Tüketilen zamana, "yazık değil mi?!"…

***

Düne dair iki örnek vereyim…

Diyarbakır'dan bir grup öğrenci "Çanakkale’ye" uğurlandı…

Havaalanında etkinlik…

Vali vekili…

Belediye Başkanvekili..

Ve diğer, protokol yetkilileri hazır…

Ki davet edilen basın kuruluşlarının temsilci ve muhabirleri de hazır…

Ama gel gör ki…

Kurumların basın birimleri…

Sanki "kendi idarecilerinin" dışında kimse yokmuş gibi; "haber servisi" yapıyorlar…

Yok böyle, yok şöyle!

İşte, Fuar…

Bir "sidik yarışı" yapılıyor…

Düşünebiliyor musunuz?

Bir kurumun basın birimi; "idarecisiyle" ilgili, "20'ye yakın" aynı yeri ziyaret ettiğine dair; "haber servis" ediyor…

"Çalışmaları inceledi…

Çalışmaları denetledi…"

Gidilen yer; "aynı yer?" resim aynı resim, görüntü aynı görüntü…

***

Neyse ki!

Yerel ve ulusal medya durumun farkında…

"Sidik yarışına" gelmiyor…

Kerameti kendinden menkuller de yok değil…

Diyorum ki…

Kurumların basın birimleri…

Daha araştırmacı…

Daha doyurucu…

Ve daha kurumsal verileri öne çıkaran mevzulara kafa yorsalar faydaları, kamuya daha çok olur…

Sidik yarışından da kurtulurlar…