AK PARTİ'NİN YENİ ABİSİ!...

Aha da ilan ediyorum!… Ki kimse; demedi demesin.. Bir yere de not etsin… Günü gelince; "hatırlatayım ben demiştim" diye.. Ki o gün bir vakte kadardır. Eli kulağında!!..

***

Evet, ilan ediyorum; AK Parti'nin, Diyarbakır sayfası "sil baştan" yenileniyor… 17 yıldır, Diyarbakır üzerinde "devran benim devranım" diyen, sömürü mekanizması oluşturan zihniyete yetti be denilerek, "kenara" çekilin denilecek, ki denildi..

***

Sizin Hacı abiliğiniz de, ağabeyliğiniz de; burada bitiyor artık.. Yeter artık "sırtımızda" sizi ve avenenizi taşıdığımız; beslediğimiz!.. Çulsuzdunuz, çullu oldunuz!.. Servet üzerine servet edindiniz.. Aile saltanatı, aile holdingleri oluşturdunuz.. Ulusal ve uluslararası; gayrimenkullerin en baba sahipleri kervanına katıldınız…

***

Yani çullandınız da çullandınız.. Ahaliye rağmen, sizi tuttuk… Parti olarak da hep size veren, imkan oluşturan, söz sahibi eden biz olduk… Alan hep siz oldunuz.. Ama ne sizden, ne de siyasi nüfuz ve seçmen kitleniz, avenenizden, balonunuzdan, zerre-i miskal geri dönüş almadık…

***

Hiçbir artınız yok.. Sizin yüzünüzden, sahada hep kaybeden olduk..  Her seçimde, aynı hezimet, aynı söylem, aynı gerekçelerle; "hakikatleri" kamufle ettiniz… Ama artık, uyandık, gördük!…

***

Şu mahalli seçimler; bizi bize getirdi, sillesi "gözlerimizi açıp, aldatma uykusundan" uyandırdı…Diyarbakır perdesi de, Parti merkezinin perdesi de, Reise giden yolunda perdesi; bu silleyle, aralandı, herkes gerçeklere vakıf oldu.. Hakikat perdesi ortaya çıktı… Sizin de maskeniz düştü, gerçek yüzünüzü gördük…

***

Ve siz var ya siz!.. Evet sizler.. Meğer ki, ne dün, ne de bugün hiç "AK Partili" olmamışsınız?!… Hep; AKP'li olmuşsunuz… Bir kolunuz AK Partinin içerisinde, beyniniz HDP'nin göbeğinde faaliyet göstermiş!…

Ma ed-i bese…

***

İşte bu ma ed-i bese noktasında; yeni bir sayfa, yeni bir abilik, yeni bir ağabeyle "AK Parti" kendini temsiliyetle, "Ak Parti sayfası" açıyor!.. Ki bu sayfanın; son haftalardaki görüntüleri, aktörleri de, misyon alacak olanları da; "çakan" resimler kısmi bazda deşifre ediyor.. Kendini hissettiriyor…

***

Öyle görünüyor ki ilk yılların "ruhu" yeniden kendini diri ve iri olarak, sahada hissettirecek.. Ki göstermeye de başladı.. İl ve ilçe teşkilatlarına yönelik bu noktada yapılacak revizyon da, "bu değişimi" ortaya koyarak, hissettirecek..? Kamudaki; nüfuz edicilikleri de?…

***

Hasılı kelam!.. Diyarbakır'da AKP'lilerin seyir defteri nihayet 17 yıllık kayıptan sonra "kapanıyor?"… Halk deyimiyle; buna da şükür Olsun.. Denir ya, zararın neresinden dönülürse kardır diye…

***

Yeni bir solukla, AK Partililerin seyir defteri, kendini idame etmesi, parti içinde, Diyarbakır için de, "hayırlara" vesile olacağı düşüncesindeyiz.. Tabi şu kaygıyı da ifade etmek isterim; gelen gideni aratmasın… Arif olan anlar…

***

Şimdilik bu kadar, kelam yeterli… Bilahare uzun uzadıya, meselenin "derinliğine" AK Parti'deki yeni soluk hamlesine, ineceğiz…

***

FIRAT VE HAKLILIĞIMIZ!…

Suriye mevzusuyla alakalı; dün uzun bir hasbi halimiz oldu.. Ki gelişmeler de; "o fikirlerin" muhtevasının seyrinde vücut buldu.. Yani, "aklın yolu birdir" gerçeğiyle, mevzuu belli..

***

Ama, iki noktaya dikkat etmemiz gerekir.. "Haklı iken haksız" duruma düşmeyelim!!.. Islaha giderken, "ıslahsızlaşmayalım.."  Aman ha aman; dikkat!…

***

Bu harekatın boyutları, iç ve dış kamuoyunun takibinde!… Gerekçeler, rasyonel olmalı.. Özellikle, Türkiye "kendi kamuoyunu" harekat açısından, kapsamlı aydınlatmalı.. An be an bilgilendirmeli..

***

Çünkü, birileri çıkıp diyebilir ki… "Kürtler eziliyor, öldürüyor.. Harekat soykırıma dairdir…" diye.. Ki, şimdiden bu yönde; üretilen bir algı da söz konusudur!… Bu minvalde geçmişte yaşanan bir hadise var; Kobani...

***

Yine birileri çıkıp da şunu diyebilir… Özellikle, iç siyasetçiler.. Tabi ki, Türkiye'nin Suriye'deki stratejisine muhalif olanlar..ABD, AB dahil.. Der ki; "Bu harekat, DEAŞ'la mücadeleyi zaafa uğrattı. Örgüt yeniden hortladı.. Çünkü, DEAŞ'la en etkili mücadeleyi bunlar veriyordu?"…

***

 

İşte bu iki nokta; çok ama çok hassasiyet içerdiği gibi; dehlizlerin tuzağı olarak karşımıza çıkabilir.. Onun için, Türkiye "haklı davada haksız duruma" düşmemeli..

***

HANGİ TRUMP!…

Trump önceki gün ne diyordu… "Türkiye'nin ekonomisini mahvedeceğim.. Bitireceğim.." Peki, dün ne dedi; "Türkiye ABD'nin en büyük ticaret ortağıdır?"..

Bir böyle, bir öyle.. Ne yazık ki dünya işte böylesi "çift karakterli" bir ABD Başkanıyla yüz yüze.. Biliyorum diyeceksiniz ki; ülke yönetimi de "öyle"… Başkan ayrı, Pentagon ayrı, Beyaz Saray ayrı!.. Galiba; şu ABD iki değil, üç "başlı" bir mahmur..

GÜNÜN SÖZÜ

Doğruyu söylemek değil anlatmak güçtür...