AZICIK SEVİYE!

Anayasa değişikliği…

Bugün itibariyle…

İkinci "raundun" maratonu var…

Önemli…

Pek tabi ki…

Tarihsel bir "önem" arz edici kimliğe sahip!

Yönetim…

Ve sistem; "değişikliği" söz konusu!

Geçmişe "mazi" denilecek.

***

2. tur…

Bu tur'da 330'un altı da, üstü de önemli…

Şöyle ki…

330'un altında kalan madde…

Hangisi olursa…

"Paket" için, fire olur…

Yani çıkar…

Üstü olursa sorunsuz, "paketin" içerisinde kalır.

 

***

Doğrusu!

AK Parti ve MHP ortaklığı…

Şu an için; "kaygı" üretecek…

Yâda birilerinin algı üretimi olan; "alarm çalıyor" durumu yok…

Netlik hâkim…

330 altı görülmüyor…

Sanmıyorum ki, "Paketin" tümüne dair oylamada da sıkıntı olsun…

Yola devam…

***

Kılıçdaroğlu'nun son hamlesi var.

Bahçeli'den randevu istedi.

Ki bugün, "görüşme" gerçekleşecek.

Muhtemelendir ki.

"Gel bu işten vaz geç" diyerek iknaya çalışacak.

Ama…

Bildiğim ve tanıdığım Bahçeli, "sözünün" eridir.

Tükürdüğünü yalamaz.

Sözünü tutar...

***

Hele ki…

Karşısında her türlü illegal oluşuma kucak açan…

Teröre…

Teröriste "bel çıkabilecek" kadar, değişen!

Kılıçdaroğlu'na…

Gözü kapalı, kanacak değil…

Çay ikramını yapacak…

Kapıya kadar eşlik edecek…

Ve "güle güle" diyecek…

***

Anlayacağınız!

Referandum, "ilk turun" verisiyle!

Ki demiştim…

“Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir” diye…

Kesindir…

YSK…

Kolları şimdiden sıvadığına göre…

Seçim takvimi de Nisan ortasıdır…

***

Diyorum ki!

Bu kadar "hayati öneme" haiz olan değişime dair…

Meclis'teki vekiller…

550'si dâhil…

CHP. MHP. HDP ve Ak Parti…

İlk tur görüşmelerini; "rezil-rüsva" ettiniz…

Yumruklarınız…

Tekmeleriniz…

Burun kırmalarınız…

Isırmalarınız…

Küfürleriniz.

Bardak kırma, saksı fırlatma halleriniz "hiçte" şık olmamıştı…

***

Ahali de… Bizler de…

Ki dünya da…

Sizleri "bunlar ne yapıyor" diyerek izlemişti…

Dudak ısırarak…

Kimi anda ise, "yuh olsun'a" iç çekerek…

Ne konuştuğunuzu…

Ne söylediğinizi…

Kimin "ne istediğini" gölgede bıraktı…

Ortamın garabet halinde "kaynayıp" gitti…

***

Şimdi ikinci maraton var…

Bari…

Evet diyorum ki, "bari bu maratonda" aklıselim olun…

Gazi Meclis'e…

Parlamenter sıfatına…

Uygun ve yakışır bir "riayetle" ne söylediğinizi bilelim…

Ki sizin de, "yarın ne söyleyebileceğinizi de" siz bilesiniz!

***

Yani özetle!

Gayri ciddiyetinizi terk edin…

Azıcık seviyeli olun…

Bilesiniz ki…

Son sözü söyleyecek olan; "millettir"…

Sizin orda bulunmanız da; "bu milletin" vekâletiyledir…

Asile göre; "davranın"

Ha gayret…

Bir kez olsun…

***

YURTTA MİSAFİR EDİLECEKLER…

Yıllar yılıdır ifade ediyorum…

Kaç yazı yazdım…

Kaç kez, ilgili ve yetkililere seslendim…

Ki her toplantı…

Her istişare ortamında, dillendirdim…

Seçilmişlere…

Atanmışlara…

Gelen-giden, "yerel yönetimlere" dâhil…

***

Diyarbakır…

Sağlık üssü diyorsunuz…

Fakülte…

Eğitim araştırma…

Özel hastaneler…

Yani bir ölçüde; Doğu ve Güneydoğu'nun kalbi…

Ki Irak ve İran…

Son dönemlerde, Suriye'yi de katarsak…

***

Çok ciddi…

Önem arz edici; "sağlık turizmi" diyebileceğimiz!

Bir akış…

Sirkülâsyon söz konusu…

Hastanın tedavisi…

Yatağı…

Kaldığı zaman dilimi açısından, "pek sıkıntı" yok…

Ama velâkin…

Hasta yakınları için; "mağduriyet" çok…

***

Çünkü…

Kimi zaman hastalığın seyrine göre…

Haftalarca…

Hatta aylarca, "kalabilenler" var…

İşte bu hastaların yakınları…

Gerek bulunan hastanenin kendisine ait…

Ya da en yakınında dahi…

Ne bir misafirhane var…

Ne de kalabilecek, otel…

***

Tıp fakültesi…

Şehir'den kilometrelerce ötede…

Ha keza, Eğitim Araştırma’da…

Ki "gelir seviyesi" düşük olanlar için…

Durum daha bir vahamet içermektedir…

Hastane koridorları…

Acil servisteki bekleme odaları; "sabahlama" yeri…

***

Yaz aylarında dışarıda…

Kış aylarında ise, hastane koridorları mekân…

Yani mağduriyet yüksek…

Ki batı illerinde…

Sağlık alanında "sirkülâsyona" sahip illerin hemen hemen tümünde…

Hastanelerin yanı başında; "misafirhaneler" var…

Hasta yakınları…

Buralardan "cüzi bir fiyatla" yararlanabiliyor…

***

Ne yazık ki!

Diyarbakır gibi bir kentte…

Metropol olmasına rağmen…

Birçok "araştırma" hastanesinin bulunmasına rağmen…

"Tek bir hasta yakının kalabileceği misafirhane yok!"

Maalesef…

Soruna köklü çözüm bulan da…

Uğraş veren de…

Buna dair, "proje" ve irade ortaya koyan da yok…

***

Geçtiğimiz ay!

Mevzuu yeniden gündeme getirdim…

İlgili ve yetkililer uyanır diye…

Özellikle, "yerel yönetimlere" dair, kayyum'un ikmale gelmesi noktasında…

"Çözüm bulunur" belki dedim…

Önceki gün de; manşete konu ettik…

***

Yazımız… Haber… Yorum…

Ve gelen; "tepkiler" üzerine bir adım atıldı…

Kayyum…

Büyükşehir Belediye Başkanvekili Cumali Atilla…

Beyanat verdi…

Kamu kaynaklarıyla yapılan 400 kişi kapasiteli "öğrenci yurdu"

Ki 40 öğrenci konaklıyor…

Gerisi; boş…

40 öğrenciye, 23 personel hizmet veriyor…

***

Atilla!

Yurdun etkin…

Kaynakların da kapsamlı kullanılması yönünde.

Yurt…

Öğrencilere hizmetin yansıra…

"Hasta yakınlarına da" hizmet verecek…

Refakatçi belgesiyle gelen; hasta yakını…

Hiçbir ücret ödemeden…

Ücretsiz olarak; "konaklayabilecek"…

***

Her ne kadar!

Hastanelerle "yurt arasında" mesafe olsa da…

Bir ilk adım olması münasebetiyle…

Atılan adım; ortaya konulan hassasiyet önem arz edici…

Umarım…

Araştırma Hastanesi yakınında…

En kısa sürede; "misafirhane" inşa edilir…

Hasta yakınları da; "sıkıntı" yaşamaz olur…

Atilla'yı insani tavrından dolayı tebrik ediyorum.

Bir tas çorba!

Yerel belediyecilik…

Yerele dokunabilmek…

Ev sahibi olabilmek bu olsa gerek…