Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

BARDAĞI TAŞIRAN BİR PANTOLON!

Okullarımız…

Mekteplerimiz…

Yani ilim ve irfan diyerek övündüğümüz tedrisat merkezlerimiz!

Ne yazık ki...

Dün olduğu gibi hala…

Yaşanan bu çağda bile; "askeri bir kışla" gibi!

Tek tipçi..

Tek kıyafetli..

Tek fikriyatla..

Tek bir "komuta" merkezli; keyfiyet batağı içerisinde!

Sosyo-ekonomik açmazlar...

Maalesef…

***

Yıllar yılıdır; yazılıyor..

Çiziliyor…

Konuşuluyor…

Tartışılıyor…

Ders-i ibret vakıalarla yüz yüze geliyoruz...

Bu çarktan çıkılsın…

Ne öğretmen…

Ne okul idaresi…

Ne öğrenci…

Ne de veli; huzurlu bir ortama sahip değil…

Ölümler…

İntiharlar…

Yani acılarıyla, yürek yakan hadiseler "çarkın girdabında" Vuku bulmakta...

Düzen; aynen devam ediyor…

***

Bakınız!

Daha kısa bir süre önce kaleme aldım…

Okullar da…

Özellikle, Ortaokul ve Lise denkli okullarda; "kıyafet" keyfiyeti var...

Zorbalık yapılıyor...

Veliye ve öğrenciye; dayatma söz konusudur...

Racon kesiliyor…

Okul idaresi…

Okul aile birliği...

Ki nasıl aile birlikleri ise; "velilerden" oluşuyor…

Ama; işleyiş farklı…

Herkes; "kendisine" özgü bir kıyafet belirliyor…

Konfeksiyoncuyla anlaşmalı…

Tek tip elbise…

Tek kişiden satın alma zorunluluğu…

Fiyatlar ise "soygun" misali…

***

Bir tişört, 50 lira..

Bir pantolon, 100-150 lira..

Etek..

Yelek..

Gömlek..

En düşük toplamdaki tutar, 600-700 lira…

Ayakkabı..

Kırtasiye…

Diğer araç-gereçler derken; 2 bin liralık bir fatura…

***

Keyfiyet..

Rant..

Rüşvet..

Ve idari sorumsuzluğun üçgenindeki; "bir eğitim" anlayışı!

İtiraz eden..

Karşı çıkan..

Alamam diyen..

Ya da bütçem yok...

Yoksulum..

Fakirim..

Gelir giderim; karşılamaz diyene de; "zulümkarlık" var…

***

Okul idaresi..

Veliye..

Öğrenciye; ne diyor?

Ya kıyafetleri alacaksın..

Ya da okula gelmeyeceksin..

Okula gelmediğin günlerde de; "yok" sayılacaksın..

Ve teşhirlik iğrençliği..

Ey öğrenci!

Pantolonun "kıyafeti" içermiyor..

Senin gömleğin..

Eteğin…

Senin de; ayakkabın olmamış hadi "okulu terk edin…"

***

O öğrencinin psikolojisi..

İçine düştüğü bunalım..

Ve onun aileye yansıyan hali…

Travmatik bir hal..

İşte, Kocaeli'de yaşanan vakıa..

İsmail Demir..

45 yaşında..

Geçirdiği trafik kazası sonucu, bir kolundan sakat…

İşsiz..

Oğlu lisede okuyor..

Tek tip kıyafet hükmü var okulda..

Gömlek..

Tişört..

Bir önceki seneden kalma..

Ama Pantolon yok..

Alınması gerekir..

Alınmadığı için de; Okul idaresi sınıfa almıyor..

Eve gönderiyor..

Çocuk da; o psikolojiyle eve geliyor..

Baba; "bana pantolon almadığın için; okul beni kabul etmiyor..."

İşsizliğin…

Yoksulluğun..

Fakirliğin...

Gelir seviyesindeki "adaletsizlik" iliklerine kadar; yaşamış biri...

Oğlunun çaresizliği…

Okul idaresinin söyledikleri…

Ve çevresel faktörle; "dramına" dayanamadı..

İntihar etti!

Hem de kendini iple tavana asarak..

Düşen not; "bu hayat çekilmez!"

***

Vakıa..

Bir süredir kamuoyunda konuşuluyor..

Ki Valiliğin açıklaması..

İlgililerin beyanı..

Genel itibariyle; "herkeste" bir ayıp, üzüntü söz konusu!

Ama; kimse işin sorgulama merkezinde değil..

Elbette ki, babayı "intihara" sürükleyen; sadece o pantolon değil..

En büyük sebep de değil..

İntihara sürükleyen etkenler çok..

45 yaşına gelene kadar çektikleri..

Ailenin yaşadıkları..

Ve son olarak; oğlunun "hayatla yüz yüze gelme" hali..

Sebebiyet açısından; "bardağı taşıran" son damla!

Çünkü; sistemin çarkı "adil" dönmüyor!

Keyfiyet sahibi..

***

Sonuç..

Demir'in ölümündeki "vebal" çok büyük..

Yoksulluğun payı var..

Ama sistemin..

Okul keyfiyetinin vebali daha bir büyük..

Ve herkesin boynunda..

Kimse ben; "sorumlu" değilim diyemez..

Ki bu topraklarda yaşanan 81 milyon insan hiç diyemez..

Giden gelmiyor..

Amma velâkin; ders-i ibret almak lazım.

Çare bulmak lazım..

Ki yeni dramlar, acılar yaşanmasın..

En yakın zamanda yazdım..

14 Eylül'de..

"Eğitim'deki Sömürü" başlığıyla…

Lâkin kime dersin!

***

KİTAP FUARI…

Diyarbakır'da.. Yarın başlıyor..

TÜYAP'ta..

Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi..

Ergani yolu üzeri..

4 yıl aradan sonra; fuar açılıyor..

6 gün sürecek..

120 yayın evi..

60 kültür etkinliği..

250 civarında da; yerli-yabancı yazar katılım gösterecek..

Yani; bir beyin fırtınası esecek Diyarbakır'da..

Bu arada; fuara giriş ücretsiz..

Paralı değil..

Kent açısından..

Kentin vizyonu ve kimliği yönünde..

Hele ki..

Terör..

Şiddet..

Barikat, çukur gibi; "travmatik" bir halden sıyrılma evresinde; "yaşama" dönüş!

Önemli..

Büyük bir kazanım..

Şehre; renklilik kazandıracak..

Felsefik!

***

TRUMP'LA GÖRÜŞME!

Uluslararası, mülahaza..

Ama, içsiyaset odaklı..

Mevzuu, ABD ziyareti..

Mevzuu, Trump ile görüşüp görüşmeme…

Randevu alındı mı?

Randevu talebi var mı?

Geri dönüş söz konusu mu?

Özel bir talep var mı?

Trump'tan bir talep gelirse görüşülecek mi?

Yani kısır bir çekişme…

Beyler...

Ne ülke yönetimi?

Ne devlet idaresi?

Hele ki uluslararası ilişkiler; "duygusal ve keyfiyet" içermez!

Ülke "menfaati" gözetilir…

Diplomatik dil her tavrın üzerindedir...

Yeri gelince "el sıkılır…"

Yeri gelince "el itilir?"

Ama "hasma" dönük, köprüler virane edilmez!

Çünkü, dünya küçük!

Yani…

 


Bu Makale 1130 kere okunmuştur.