Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

BAŞIMIZA TAŞ YAĞIYOOOR…

Ne yazık ki; yağıyor?

Eee…

Neyi bekliyordunuz ki?

Taş değil; "çiçek mi" yağacak?

Gül mü atılacak?

Nerdeeee?

Yok öyle bir şey..

Hayal dünyasında mısınız?

Hele ki, Diyarbakır'da...

Tarihi bir kimliğe sahip...

Lâkin;

Hem bahtı kara..

Hem de taşı kara..

İşte hal böyle olduğu içindir ki; "ahalinin başına hep taş yağıyor?"

***

Baksanıza...

Tarihi Surların çevresine...

Burçlarına...

Kapılarına...

Hele ki diplerine, beri taraflarına..

Koca koca tabelalar asılmış..

Dikilenler var…

Ki, adım başı bir "uyarı" levhası...

İrili harflerle kocaman yazılar…

Deniliyor ki.

"Dikkat…

Başınıza taş düşebilir!"

Yani sizi uyarıyor, "tedbirli olun" diyor..

***

Şimdi…

Bakımsızlığın..

İlgisizliğin..

Keyfiyetin hükmünün getirdiği acı tabloya ne diyeceksiniz?

Ne yapacaksın!?

Gelen-gideni aratır misali.

İdare...

Çiçekle..

Böcekle…

Akçeli kazanç işleriyle "kafa" travmatik olunca..

İşler "yol mecrasından" çıkar..

Nitekim vaziyet ortada!

***

Surlar "tarihi kimlikten" çıkmış, virane..

Tehdit..

Ve tehlike oluşturan bir yapıda; "dokunulmaz, ulaşılmaz, yaklaşılamaz!"

Tinerci..

Balici..

İçici..

Uyuşturucusu..

Bağımlısı…

Dışkılısı yani suç ve suçlu üretim mekanı olması da; ayrı bir vahamet!

Dün de dedik...

Bugün de söylüyoruz; öyle ki yarın da söyleyeceğiz..

Kime dersin?!

***

PEMBE OTOBÜS...

Kent ahalisinden bir istek var…

Özellikle hanımefendiler..

Toplu taşıma araçlarındaki; yetersizliğe veryansın ediyor.

Saygısızlık!

Ve keyfiyet, çürümüşlük karşısında..

Talepleri var…

Biz de; "Pembe otobüs" istiyoruz..

Hadi başkan..

Bu sese bir kulak ver...

Van'da hayata geçirildi…

Ki bir çok il de hanımefendilere özel!?

Diyarbakır'ın da "Pembe otobüsü" olsa fena mı olur?!

***

D.Ü.'DEKİ AİLE YÖNETİMİ!

Hakkı..

Hukuku..

Hakkaniyeti..

Yasayı..

Yönetmeliği..

Mevzuatı geçti…

Vicdan..

Ve izan noktasını da geride bıraktık..

Etik ve ahlaki prensipte!

Koca bir üniversite..

Koca bir hastaneler zinciri…

İdare..

Görevlendirme..

Atama..

Yetkilendirmede bu kadar bariz bir "aile şirketi.."

Korunma..

Kollama..

Ve tek adamcılık; "olur mu?"

Olmaz..

Baksanıza Çankırı Valisi Hamdi Bilge Aktaş'a…

Eşi Seval Aktaş…

İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atandı..

24 saat geçmeden;"istifa" etti…

Niye..

Tepkiler üzerine!

Bizde; "skandallar zinciri" vuku buluyor.

Kimse; "tıklamıyor?!"

***

OKUR SORUSU!

15 Temmuz "ihanetine" dair sormuş..

Tabi "okkalı" bir soru..

Altı çizili…

Diyor ki…

İnkârcılar cezaevinde..

İtiraçılar serbest, dışarıda geziniyor..

OHAL Komisyonuna başvuranlar da itirazcı..

Yurt dışına kaçanlar da; "malum!, biz yapmadık?!" modunda!

Sahi, bu ihaneti ve darbe girişimini "kim yaptı?"

Kim bilmem?

Ama bilinen şudur ki; "masumlar" dışında "herkes masum imiş!"

Eee…

Türkiye'nin "iç hukuku" böyle…

***

AYM KARARI…

İşte, AYM'nın verdiği karar..

Tek kelimeyle; özetlenirse..

Anayasa Mahkemesi; "keyfiyetine göre hüküm!"

İşine gelirse..

"Burada hak ihlali var" diyor..

Ha bir de; "bireysel başvuru hakkı" kim ne diye çıkardı?

Azıcık düşünmesi gerekmez mi?..

Güne göre..

Tabi onca dava beklerken..

Bu davanın önceliğe alınması..

Ne derseniz deyin özü itibariyle; "guguklu" bir çalışma kokusu var?

Sormak lazım...

Ya yerel mahkeme; "kararında direnir; olmaz" derse!

Bu bir "yetki gasbıdır" diye söylenirse!

İşte o zaman; "curcuna mı" olur?

Yoksa, işte "hukuk" devleti mi denilir?

Yorum sizin!?

Neyse vaziyetin ikmali her yönüyle; "guguklu saat" gibi..

Çalma vakti...


Bu Makale 11302 kere okunmuştur.