BAYRAM'IN NOTLARI…

Siyaset… Hız kesmiyor..

Yoğun… Ki ful mesai çekiyor..

Tatil yok…

Bayram ise "oy fırsatçılığı..!"

Devşir de, devşir…

Üç günlük bayram!..

Miting.. Toplantı.. Konferans.. Ve Tv'lerdeki canlı yayın programları!…

Son sürat…

Peki.. Seçmen, seyrin neresinde!…

Doğrusu!… Siyasiler kadar olmazsa da…

Olup-bitene Fransız değil.. Yakın markajda..

Takip ediyor…

Hareketli..

***

Seçmenin oy profili…

Yani seçmen hangi kritere göre; "oy verecek?" sorusuna yanıttan önce…

Merak edilen; iki soru var…

BİRİNCİSİ… Erdoğan 1. turda seçilir mi?

İKİNCİSİ… HDP barajı aşabilecek mi?

***

İki soru… 

Üzerinde çok fikri mülahaza yapılabilinir..

Ama; neticesi şudur…

AK Parti'nin, seçim "tarihini" irdelediğimizde..

2002'den bugüne..

Ki en son, 16 Nisan'daki referandum..

"Kürt" oylar..

Güneydoğu illerinin; "sonucun" kaderini belirlediğini görüyoruz..

Öyle görünüyor ki..

24 Haziran'da, "tercih tekerrür" edecek?!

Yine; "Kürtler" imzayı atacak..

Her ne kadar, 7 Haziran benzeri bir "durumdan" söz ediliyorsa da…

Öyle değil...

Seçmen, 1 Kasım'ı okuma noktasında 'sütten dili" yanmıştır..

Yani, Ayranı, "üfleyerek" içtiğinden dolayı; "temkinli..!"

***

Nitekim!..

Bayram süresince, hasb-i halde bulunduklarım..

Soranlar…

İstişare edip, mevzuu üzerine fikri beyan verenler…

Radikal "Kürt solu" kesiminin dışındakiler…

Ekseriyeti şu kanaatte!…

Ki bu analiz, Diyarbakır'a özgü bir netice!…

Öyle sanıyorum ki, bölge illerinde de durum benzer..

Şanlıurfa.. Batman.. Mardin.. 

Ki Sirt ve Van dahil olmak üzere!…

Milletvekili "tercihinde", parti değil, isim öne çıkıyor..

Etkiler farklı..

Ama ağırlıkta, "listelere olan tepki" bu sonucu ikmale getirtiyor…

"Cezalandırma..!"

***

Bu da demektir ki!…

Özellikle, AK Parti açısından…

Yerel düzeyde, "Evdeki hesap, çarşıya uymayacak…!"

Çünkü, "Oy getirici.. Oy potansiyeli olan yok..!

Yani lokomotifsiz…

Beklenti.. 

HDP barajı aşmaz ise de…

Cumhurbaşkanı "tercihine" gelince kafalar net!…

Bulanık değil..

Kararsız da değil….

En önemlisi de sandığa gitmeme düşüncesindekiler; "Fikir" değiştirmiş durumda..

Artık fikri beyanları var; "Erdoğan..!"

Nitekim, Erdoğan in, Ak Parti out deniliyor!..

***

SEÇMEN ETKİSİ!…

Hal-i hazırda üç seçmen profili var..

Kim neye göre; "etkileniyor?"

Karar kılıcı olan nedir?

Ekonomik gidişatta hangi kriter öncü oluyor?

Bunları başlıklara çevirdiğimizde…

Şu üç grup "seçmen" karşımıza çıkıyor..

BİR...İdeolojik seçmenler..

İKİ…Lider seçmeni…

ÜÇ.. Ekonomik dengeleri gözeten seçmen!…

***

Hiç kuşkusuz ki!…

İdeolojik seçmen… 

İdeolojik "parti" endekslidir..

HDP… MHP…

CHP'yi de ekleyebileceğimiz gibi…

BBP…

Vatan...

Tabi ki, Saadet partisi de var…

AK Parti noktasında bu oran; "hayli düşük..!"

"Lider seçmene" endeksli!…

İdeolojik saikalar yok…

Şu fikir..

Bu zikir manasından öte; "lider" kimliğine odaklı..

Lider varsa, parti vardır..

Lider yoksa, parti de yok…

İşte AK Partiyi iktidara taşıyan "seçmen" bu kesimdir…

Lider seçmeni!…

***

Geriye; gidişata odaklı "tercih belirleyen" seçmen..

Yani, cebini..

Ekonomiyi..

Olabilecek kazançları, gözönüne alan kesim!…

Doğrusu…

Seçmen yüzdeliğinde, 15'lerde..

Vaatlere..

Hükümetlere..

Liderlere…

Genel bir bakış eleğiyle; "kim ihtiyaca" cevap verir tercih eder…

Partilerin "seçim vaatlerinin" olması da bundandır..

***

SURUÇ VAKIASI!….

Azıcık serin gelin ya!…

Herkes acılı..

İki taraftan da ölenler var… 

Öldürenler de var…

"Ateşe" benzinle gidiliyor…

Ne bu "körükleme" hali..

İntikam "naralarının" atış, durumu!…

Yanlış..

Nitekim vakıa, "yanlışa, yanlışla" karşılık verilmesiyle vuku buldu.

5 ölü var..

10'un üzerinde de yaralı…

İki tarafta "Suruç'un" yerlisi..

İdeoloji..

Ya da partisel "tercih" farklılıkları olabilir..

Ama bu değildir ki; "taraflar" arasında ayırım yapılacak..

Olamaz…

***

Şanlıurfa'nın idarecileri..

Suruç'un yöneticileri…

Valisi… Kaymakamı.. Emniyeti..

Jandarması.. Savcılar..  Hakimler..

Özellikle de "siyasileri…"

Kentin kanaat önderleri, STK'ları…

"Aklı selim" bir tutum sergilemeliler…

Yeni husumetlerin.. Yeni kavgaların önüne geçilmeli..

Huzur ve sükunete davet edilmeli…

***

Meclis'te grubu bulunan siyasi partiler…

Eşit bir temsiliyetle…

Bir komisyon oluşturmalı..

Suruç'a..

Şanlıurfa'ya gidip; "yerinde inceleme" yapmalı..

Taraflarla görüşmeli..

İlçe halkıyla temas kurup; "rapor" hazırlamalı…

Parti liderleri; "mesajlarıyla" tarafları anmalı ve dinlemeli..

Taziyelerine gidilmeli…

Aman ha…

Vakıa üzerinden; "siyasi oy devşirmeye" gidilmemeli…

 

 

***

..Ve ivedilikle…

Şeffaf, bağımsız ve adil bir "soruşturma" başlatılmalı…

Tüm deliller..

Tüm tanıklar…

Derdest edilmelidir…

"Olay" her yönüyle, A'dan Z'ye aydınlatılmalıdır…

İnsani ve vicdani; "bir" netice ortaya koyulmalı…

Özellikle de; "o uzun namlulu silahlar nerden geldi, kime ait?"

Tabi… Olay esnasında..

Sonrasında.. Hastanede yaşananlar..

Görüntüler..

Güvenlik kameraları…

Ve gözaltına alınanların, sorgulanmaları…

Hepsi; "birebir" irdelenmeli..

"Siyasi ve ideolojik" bir girdaba sokulmamalı…

***

 

AHALİ SİYASETE YORULDU….

Aynen de öyle..

Ahali..

Seçmen..

Ki siyasetçi dahil olmak üzere..

Bizler bile…

"Siyasi mülahazalardan" yorulduk…

24 Haziran seçimleri bitsin de; "kurtulsak..!"

Yeter artık…

Ülke de..

Millet de..

Devlet-i aliye de; "asli görevine ve gündemine" dönsün...

***

İNSANLIĞA VEDA….

Bazı olaylar var ki…

Zihinde..

Akıllar da öylesine bir "yer edinir ki?"…

Silinmez…

Travmatik bir etki yapar..

Toplumsaldır..

Sosyal vakıalardır...

İşte, Sakarya'da resim de böyle bir vakıa…

Dört ayağı ve kuyruğu kesik yavru köpek…

Bakar mısınız; yüz ifadesine…

Melül melül bakışına…

Sessiz..

Ama öylesine avazı çıktığı kadar bağırıyor ki…

Haykırarak…

"İnsanlığa veda…"

Bırakın iç burkan halet-i ruhiyatı!…

Öfke seli…

Diyeceksiniz ki, ya sonra!…

İşte kahredici olan da; "benzer vakıaların" sıkça vuku bulması..

Ama zerre-i miskal; "caydırıcılık!" yok..

Ne önlem..

Ne ceza-i müeyyide..

Ve ne de bir başka; "sorumluluk" sağlayıcılık..

Maalesef…

Diyorum ki…

Hazır..

Yüzümüz kızarmışken..

İnsanlığımızdan utanmışken…

Bir daha tekerrür etmemesi için…

Benzer "vahşilikler" yaşanmaması için "yasal" bir düzenlemeye gidelim..

Ki, "cezasız" kalmasın..

Ama diyeceksiniz ki!…

İnsan insanı "canice" katlediyor…

Sessiz ve dilsiz hayvanı mı katletmesin?..

Ne yazık ki…