BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ!

Halk deyimidir…

Denir ki...

Bir elin nesi var…

İki elin sesi var…

Hiç kuşkusuz ki…

İşte bu minvalde, diyorum ki!

Ey ahali!

Ey Diyarbakırlılar!

"Birlikte" varsak, güçlüyüz!

Yoksa.

Hiç ama hiç bir şekilde; "güçlü olamayız!"

Ne ses verebiliriz…

Ne de, istenilen hedefi yakalayabiliriz…

Ve ne de; "emelimize" kavuşabiliriz…

Pısırık kalırız..

Var olanları da; heba ederiz...

Ama "bir olup, dirileşirsek…"

İşte o zaman; "hiçbir engel" o gücü durduramaz!

***

Niye diyorum?

Önceki akşam; işte "tam da bu hakikatin" hikmeti oluştu..

Bir olduk.

Diri olduk.

İrileşerek, "yekvücut" olduk..

Diyarbakır..

Diyarbekirspor'la..

Yeni stadyumda..

33 bin seyircisiyle..

7'den 70'e, kadınlı, çocuklu yaşlısı tek amaçta kenetlendi.

Mülki amiri.

Bürokratı.

Sivili.

Askeri.

Başsavcısı…

Hep birlikte, "biz biriz" dedi.

Ve şu sloganla o muhteşem stadyumu bütünleştirdi…

"Birlikte güçlüyüz" denildi…

***

Azimle, samimiyetle ve ihlâsla "başarı" elde edildi…

Hele bir de!

Skor tabelasındaki sonucun "farklı" skor göstermesi..

4-0'lık galibiyet.

Öyle ya.

Diyarbekirspor Play-Off yarı finalinde, Tirespor'a 1-0 yenilmişti..

Rövanşta..

İllaki, iki farklı bir skoru içeren galibiyet şart..

İşte o farkı, 40-0'lık skorla giderdi..

***

Evet, Diyarbekirspor artık finalde..

Bir üst lig için..

Deriz ya bir; "90 dakika" kaldı..

Rakip..

Ankara Demirspor..

Diyorum ki..

Bu azimle..

Bu coşkuyla..

Bu birliktelikle; bu da "aşılacaktır!"

Ve Final, "Diyarbekirimizin" olacak..

Yeter ki; "kenetlenebilelim!"

Slogan neydi?

2. Lig'e yükselme adına; "O sene, bu sene olacak.."

Başarıcağız…

Ki buna inanıyorum…

Ki başarının yarısı; "inanmaktır.!"

***

Diyarbekirspor…

Yönetimiyle…

Futbolcularıyla…

Teknik kadrosuyla…

Ve tabi ki, Diyarbakır ahalisiyle yekvücut bir inanmışlık duygusu içerisinde..

İşte bu duygu; "başarıyı" getirecek..

Gelinen nokta açısından; tebrik ediyorum..

Ki emeğe geçen herkese!

Çünkü Diyarbakır...

Özlenen o keyifli, mutlu, huzurlu ve "yaşamın" doyumuna ulaşmanın atmosferine kavuştu..

Yüzler gülüyor..

Tebessümler yüksek..

Sevgi, muhabbet…

Yaşamın her alanına sirayet edici; "güven!"

Kıymetini bilmeliyiz…

***

Tabi o mahşeri görüntü.

Özlenen tablo.

Ve en küçük bir hadisenin vuku bulmaması…

Büyük bir centilmenlik…

Büyük bir misafirperverlik…

Pek tabi ki, fair play seyircinin "o muhteşem" duruşu!

Çift içerikli; mesaj idi…

Özellikle.

Ziraat Kupası Final maçındaki; "taraftar ambargosu!"

Çünkü futbolseverlerde…

Diyarbakır…

Ki bölge illerinde büyük bir "hayal" kırıklığı ve tepki oluşturdu…

Düşünün…

Bir kentte, "yeni stadyumunun" açılışı yapılıyor…

Kupa maçı var…

20 yıllık bir hasret söz konusu…

Ev sahibi…

Ama bir tek "ahalisinden" kişi; seyirgahta yok…

Sahaya…

Passolig..

Bilet..

Davetiye hiçbiri "hak getire" noktasında; sakıncalı görüldü…

Bir kırgınlık hâkimdi…

İşte o kırgınlık, önceki akşam kendini hissettirdi…

"Ötekileştiren biz değil, sizlersiniz."

***

Neyse!

Gelelim, diğer mesaja…

Yine birileri; "korku imparatorluğu" yaratmak istedi…

Olaylar vuku bulur diye…

Tribünler karışır…

Koltuklar sökülür…

Kavga gürültü çıkar…

Siyasi olaylar icra edilir…

Saha kapanır.

Güzelim stadyum harap olur..

Gibi nice; "paranoyak" bir fikriyatla ortam "korkuya" verilmek istenildi…

Ama görüldü ki!

Hiç de öyle değil.

Demek ki temel neden "zihniyettir!"

İşte o zihniyet bir değişirse…

Her şey güllük gülistanlık" olur…

Ama ne yazık ki hala "direnç" gösteriyor…

***

Velhasıl kelam…

Önceki akşam, Diyarbakır bir başka "güzel ve hoş idi!"

Tebrikler.

Güzel atmosferin darısı; Ankara Demirspor'la yapılacak olan "FİNAL'in" başına olur…

Düşünün…

Diyarbekirspor 2. Lig'de..

Amedspor zaten 2. Ligde..

Seneye, çifte takımla bir üst lige "yükselme" mücadelesi…

Bir sonraki sene de; Süper Lig’e yükselme mücadelesi…

Niye olmasın ki?

Yeter ki; "birlikte güçlüyüz" inancını taşıyabilip sahiplenelim..

Yani; "kent milliyetçiliği..."

Salt sporla değil…

Kentin A'dan Z'ye tüm dokusuyla alakalı; o gücü kullanalım..

Birlik olalım…

Sorunlarımızı birlikte çözelim…

Sevinçlerimizi de birlikte yaşayalım…

***

ADAY ADAYLARI NE YAPIYOR?

Azıcık siyaset..

Son durum, "nefesler" tutulu vaziyette..

Son düzlük..

213 aday adayı..

Malum, temayül ve mülakat..

Alt komisyon..

Ve diğer argümanların fikriyatıyla; 36'ya indi…

Önceki gün itibariyle; "rakam" 24 oldu…

Yani, Erdoğan'a ulaşan isim; 24!

Kim mi derseniz?

Vaziyet, "ser verip, sır vermeme" modunda…

Ama soru yoğunluğu açısından!

"Kimi derseniz.?!"

Gönül hoş olsun.

***

Nitekim!

Birçok aday, Ankara "serüvenini" bitirdi.

Artık, Diyarbakır'da..

Çantacılar orada..

Bazı adaylar da; "kulis" trafiğinde.

Reis'e "kim ulaşabilir…"

Bu yollar aranıyor.

Eskiler.

Yeniler.

Mevcutlar…

Önceki adaylar.

Yeni aday adayı olanlar!

Diyeceğim o ki.

Liste ekseriyetiyle "yeni yüzlerden" oluşacak…

Bayan sayısı 3 olacak!

Akademisyen…

Hukukçu…

İş adamı…

STK…

Ve de feodaliten…

Listenin; özeti bu!

***

Tabi, dikkatler Pazar gününe odaklı…

Cumhurbaşkanı geliyor…

Başbakan geliyor…

Diyarbakır'da "seçim mitingi" var…

Muhtemeldir ki…

Diyarbakır adayları, "o güne kadar" netleşir…

Kürsüye "işte bizim adaylarımız" diye çıkılacak..

Çünkü Güneydoğu'ya dair "seçim stratejisinin" fitili, Diyarbakır'dan ateşlenecek…

Buradaki duruş…

Seçim vaadi…

Ve yapılacak konuşmalar; "önem arz edici!"

Tabiri caizse…

24 Haziran'ın "kaderini" belirleyecek…

Neyse!

Diyarbakır siyasetinin şimdilik özeti bu!

Pazar'a kadar; çok şeyler olacak…

Ve biz de yazacağız…

***

AF VE SEÇİM!

Tarih sayfasını okuyan biri olarak!

Bu iki kelime…

Af ve seçim…

Ya da seçim ve Af…

Söylem açısından…

Vaki olmamıştır; neticenin "söylenti" olarak kalması…

Hele ki…

Dedim de; "ne olmuş ki?"

Ya da, "laf olsun" diye dedim!

Boş değil…

İlla ki, "arkası" gelmiştir…

Şimdi Bahçeli açıkladı…

"Af'ı" konuşalım diye…

Her ne kadar, niyet farklı "mülahaza" ediliyorsa da..

Ki bende öyle düşünenlerdenim..

***

Ama..

Erdoğan.

Yıldırım..

Kesin bir dille; "gündemimizde" yok beyanı!

Evet, "Af" bu seçim arifesinde…

Ki 37 gün gibi kısa süre kaldı…

İcrası; "seçim rüşveti" görünür ki…

“Şüyuu vukuundan beter” hal alır…

Onun için; mümkün gözükmüyor…

Yani zor…

Ama yerel seçimlerin seyrinde…

Erdoğan'ın "Başkanlık" koltuğuna oturuşu…

Parlamentodaki yeni doku…

Şunu ikmale getirecektir…

Yeni bir sayfa…

Yeni bir kucaklaşma…

Yeni bir sürecin ikmaliyle "af" olur!

Yani bu ifadenin; arkası böyle gelecek!

Çünkü ok yaydan çıktı…