Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

BİSMİL KONGRESİ!

Sahi…

Kim kazandı; Bismil'de?

Öyle ya…

Çok konuşuldu…

Kulisler…

Ankara-Diyarbakır mekiği…

Delege…

Vekil…

Eski Bakan…

Damat- kayınpeder…

AK Partili…

Ki, AKP'liler…

Yani; "enva-i" ilişkiler ağından oluşan bir köprü trafiği!

Heyecanlı…

Gerilimli…

Tansiyonu yüksek; bir dönem yaşattı…

Endişeli…

Her an "üzücü bir hadise" vuku bulabilir; korkusu!

Kongrenin "ertelenmesi" bile düşünüldü.

Taraflar arası; görüşmeler dâhil.

Nitekim kongre günü…

Diyarbakır'dan takviye "güvenlik" bile gitti…

Polis-Asker!?

Mehdi Eker…

Ki "katılacağı" duyurulmuştu…

Çünkü memleketi…

Seçim bölgesi..

O bile; "katılmaktan imtina" ederek; gelmedi…

Velhasıl!

Böylesi bir havada; kongre yapıldı…

Delegeler oyunu kullandı…

Olaysız geçti…

Kongre sonucuna bakarsak…

Birileri farklı mülahaza etse de…

Teşkilat; "benim tekelimde olsun" oldu…

Evet…

Oy dağılımı…

Delege tercihi…

Yani, "sonuç", Mehmet Kızılkaya lehine oldu…

Oyların 219'nu aldı…

Artık, Bismil İlçe Başkanı Kızılkaya!

Diyeceksiniz ki; olmasın mı?

Bu kadar desten varken.

Haklısınız…

Mevcut Başkan Abdulhadi Akaydın dâhil…

Ki, "delegeleri" belirleyen isim…

Üye kaydını yapan, eski başkan…

O bile; "taraftı…"

Teşkilat "merkezin" komutasında…

Ankara ne derse o?!"

Yani, Kızılkaya'dan yana…

Genel Merkez görevlendirmişti..

Eee..

Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker de!

Milletvekili…

İl Yönetimi..

Partinin İl Koordinatörü…

Yani "topyekûn" Kızılkaya'yı sahiplenme ve bir bel çıkma vardı…

Gizli değil; "aleni ve açık"…

Kongredeki konuşmalara bile yansıdı…

Kürsüye gelip konuşan herkes…

Protokol sırası gözetilmeksizin…

"Kızılkaya'nın" adı zikredildi…

Nitekim!

Kızılkaya’nın rakibi Fahri Çelebi duruma tepki gösterdi…

Yaşanan aleni; "tarafgirliğe…"

"Biz AK Partili değil miyiz ki?"

Böyle kongre mi?

Böyle seçim mi?

Böyle demokrasi mi?

Böyle tarafsızlık mı?

Serzeniş sıraladı.

Haksız mı?

Peki, Çelebi kongrede "kaç oy" aldı?

Doğrusu!

Olup bitene karşı; hiç de küçümsenmeyecek bir oy aldı..

Bu kadar desteğe…

Bu kadar demokratik "zafiyete"  rağmen…

Açık ve aleni destek var iken…

147 delegenin "oyunu" aldı…

Bazı delegelerin "gelmeyişi…"

Kimilerinin "ben taraf olmayayım" çekimserliği düşünüldüğünde…

Bismil açısından; "bir kırılma" yaşadı…

O da; "tekelleşmeye" yönelik…

Etkisi ne olur bilmem?

Ama Ak parti Bismil'de artık "eskisi gibi olmayacak?"

Bakalım; işleyiş nasıl olacak?

Malum!

Önemli olan, 2019'a dair "aktiflik"…

Göreceğiz..

Kimlerin neyin hesabı içerisinde olduğunu da!

Haydi hayırlısı.

***

KAN KUYRUĞU…

Bir saniye…

Yanlış anlaşılmasın…

Resim…

Ve yazı başlığı; "bildiğiniz" gibi değil…

Kan kuyruğu…

Mehmetçik için…

Afrin'de yürütülen savaş için…

Yani; destek" mahiyetli…

Kızılay…

Yani bir "kan bağışı" kuyruğu değil…

***

Bu kuyruk!

Şifa arayan hastaların; "kan tahlili" kuyruğu..

Yer mi?

"Sağlığın sağlıksız işlediği" Diyarbakır…

Çocuk Hastalıkları Hastanesi…

Doktorun…

Personelin…

Yardımcı hizmetlinin…

Laboratuar alt yapısı…

Yok…

Büyük bir mahrumiyet…

Büyük bir mağduriyet…

Tıpkı, 25-30 yıl önce yaşanan vahim tablo gibi!

***

İhtiyaca cevap veremiyor…

Kan alma…

Ultrason…

Saatlerce süren kuyruklar!

Sıra tartışması…

Ne zaman bitecek gerilimiyle oluşan; kavgalar!

Hele ki; bir yatakta birden fazla çocuğun tedavi görmesi…

Kemal Kılıçdaroğlu'nun; "dönemine" rahmet okutuyor…

***

Evet, hangi çağdayız?

21. yüzyıldan çeyrek alırken..

Diyarbakır'da böylesi bir tablo yaşanıyor..

Yaşanmaz mı?

Çünkü Diyarbakır'ın sağlığına ilişkin "klişeleşmiş" bir ifadem var…

"Diyarbakır'da Sağlık sağlıksız işliyor..." diye!

Bakınız…

Kim ne der bilmem.

Ama AK Parti iktidarında; "sağlıkta" devrim yaşandı…

Bugün Avrupa standartlarının da üzerindeyiz…

Ama gel gör ki; Diyarbakır hala eski çağda!

***

Yoksa!

Atanmış bir başhekim; "bir haftası" dolmadan istifa eder mi?

İşte bu "istifa" sorgulanmadığı için.

Sağlıkta keyfiyet hâsıl!

Çünkü Ankara'ya giden raporlar; "pembe" tablo içeriyor.

Her şey "güllük gülistanlık!"

Sıkıntı yok.

İhtiyaç; fazlalığı bile var diyen bir anlayış!

***

Kimse soruyor mu?

Ya da sordu mu?

Göğüs Hastalıkları Hastanesi "neden" kapandı?

Kim rapor tuttu?

Kim, "klinik" ihtiyacı giderir, dedi?

Koca Hastaneye "kilit" vurdu.

Peki, Çocuk Hastalıkları Hastanesi!

"Depreme dayanıklı" değil diye boşaltıldı.

Yıktırıldı.

Ki SSK'nın yeri, "yıkım kararı" bu hastaneden önce olmasına rağmen; yıktırılmadı..

Çocuk hastanesine çevrildi..

Nitekim Selahattin Eyyubi Devlet hastanesi bile!

Ama hala "hizmet" veriyor…

Demek ki; "işin içinde inlik vardı?"

***

İşte bunlar araştırılmıyor…

Araştırılsa…

Kimin, Diyarbakır'a "ihanet" yaptığı…

Mağdur ettiği…

Sağlıktaki gelişmesine pranga olduğu; ortaya çıkar…

Sormak lazım.

Diyarbakır'a defalarca kurulması gerektiği söylenen…

Konuşulan…

Siyasilerce dile getirilen; "Şehir Hastanesi" neden kurulamıyor?

Niye mi?

6 yıldır tutulan raporlarda; Hastanelerin kapasiteleri "normal sınırlarda?"

Yani; "ihtiyaca" cevap veriyor.

Gerek yok!

***

Şu son 10 yıla bakın!

Özellikle; Devlet'e ait hastanelere!

Sayı artmış mıdır?

Yoksa var olanlar Diyarbakır merkez için; düşmüş müdür?

Düşünün.

Ağız Diş Hastanesi 8 yıl yapımı sürdü..

Ki zoraki, açıldı.

Nerde, Gazi Yaşargil Hastanesi'nin bulunduğu alanın "sağlık kampüsü" olacağı.

Fizik.

Psikiyatri.

Göğüs…

Ve daha bir çok alanda; "hastane" inşa edileceği!

Hala aynı…

***

Demek ki!

Bir anlayış…

Bir liyakatlik…

Bir ehil…

Bir zihniyet dengesizliği vardır ki; bu hal yaşanıyor!

Sağlık…

Yolsuzluk…

Usulsüzlük…

Rüşvet…

Adam kayırma…

İhale…

Rant teminine yönelik "skandallarla" hep gündem oldu…

***

Bir bilimsellik…

Bir akademik çalışma…

Ya da, tıp alanında bir yeniliğe imza atma…

Ameliyat…

Buluş…

Zerre-i miskal bir artı gösterici olunmadı?

Varsa beri gelsin…

İşte bizim eserimiz bu denilsin!

Ne idareciler…

Ne etkililer…

Ne de siyasiler…

Ne de bu kentin "söz sahibi" sağlıkçıları?

Velhasıl…

Sözümü klişeleşmiş ifademle noktalamak istiyorum..

Diyarbakır'da

SAĞLIK "sağlıksız" işlediği sürece…

Hal-i vaziyetimiz; "Kılıçdaroğlu'nun" döneminden ileri olmaz!

Hep geri olur…

İşte KAN KUYRUĞU…

 


Bu Makale 2215 kere okunmuştur.