CERAHATE NEŞTER ATILDI…

O bir; benamaz!

O bir psikopat..

O bir "casus…"

O bir "çocuk istismarcısı.."

O bir "kara para" aklayıcısı..

O bir şizofreni..

Ve O tescilli; "paranoid şizofreni..!"

Evet..

Adnan Oktar…

Ve Avenesi…

Ki "cemaati" var mı yok mu bilmiyorum..

Ama bir "şebekesi!'

Ama bir "kedicilikler" ordusu var…

"Müritleri de.."

***

Önceki gün; "okkalı" bir operasyon yapıldı..

Gözaltına alındı..

Ekibiyle..

Kedicilikleriyle..

Eli silahlı gençleriyle…

Sorgulanmaya başlandı..

Ki 30 ayrı "suçtan" söz ediliyor..

Ne kadar silah..

Ne kadar tarihi eser..

Ne kadar para..

Ne kadar, mal-mülk, lüks araba…

Ve daha nice; "suç" nevileri vaki ise de..

Deliller...

Hiç kuşkusuz ki!

Yürütülen "tahkikat" açısından; önemlidir..

***

Lakin..

Ben pek bu yöne bakmıyorum..

Ki sanmıyorum, "ahalinin" ekseriyeti de; bunlarla alakalı olsun..

Değil..

En çok konuşulan..

En çok alaka gören..

En çok tartışılan ve tepki gören!

İslam kimliği altında, kendilerine "dindar" görüntüsü vererek; "icra" ettikleri iğrençlik..

Allah'tan..

Peygamberden..

Kur'an-ı kerimden…

Ayetlerden..

Hadislerden kendi akıllarıyla geliştirdikleri "ahlaksız bir zihniyet kültürü…"

***

Hacı..

Hoca..

Mürit…

Kedicilikler deyip;

Kadınları,

Erkekleri,

Ulu orta, ekran karşısında "muz" gibi soyup, sunan bir fikriyatın savunucusu kesilmeleri.."

Körüklemeleri?"..

Ve buna; İslam dininden "kendilerince" gerekçe üretmeleri..

Onay çıkarmaları…

En çükür; "ahlaksızlığın" icrası...

***

Akla ziyan bir hal...

Diyeceksiniz ki; "az önce" zikrettiniz..

Onun tescilli; "paranoid şizofreni!" olduğunu..

Yani; "cezai müeyyidesi" olmayan biri..

Yani; "deli, psikopat"…

İşte bu noktada, "sorgulayıcı" olan hakikat şudur…

Devlet-i aliye..

Yasalar..

Nizam..

Hukuk..

Yargı..

Polis…

RTÜK..

Ve daha sayabileceğimiz birçok kurum..

Ki, Diyanet İşleri Başkanlığı başta geliyor..

***

Neden!

Yıllar yılıdır;

Bu ahlaksızlığa..

Bu çirkinliğe..

Bu rezilliğe..

Bu şizofreni vakıaya "ketum" kaldılar..

Seyirci oldular..

En önemlisi de; "bu yapıyla" alakalı yapılan şikâyetler…

Genç kızların aileleri..

Genç erkeklerin aileleri..

Ve toplumdaki infialin yarattığı; "suç duyuruları.."

***

Hep ötelendi..

Hep kale alınmadı..

Uzak duruldu..

"Kafalar" kuma gömüldü..

Kedicikler deyip; vaziyet" magazin bırakıldı..

Ve kimse; "bu değirmenin suyu nerden" geliyor demedi?

Kim finanse ediyor..

Gelir-gider nedir?

İçerdekiler kim?

Dışarıdakiler kim?

Ha bir de; "dokunan yanan" misali, geliştirdikleri ağın "patronu-patroniçesi" kim?

Ki, devlet içerisinde hayli "nüfuz" sahibi oldukları da ayrı..

***

Ki "paranoid şizofreni!" Adnan Oktar!…

Geçmişine dair sayfalar çevrildiğinde..

Bir dönem…

Siyonizm’le..

Masonlukla..

Seküler yaşamla…

Yani Türkiye'nin içerisini karıştıran İsrail patentli yapılarla; "hayli" mücadele ettiğini görüyoruz..

Kitaplar..

Programlar..

Cd'ler..

Yüksek bir envanter; geliştirdiğine vakıfız…

Ama sonra..

180 derece bir dönüş vaki…

Bu kez; "dün" karşı çıktığı akıma, düşünceye, bu kez aksi bir "hizmet" içerisinde savunur oldu.

Onların nam-ı hesabına; "yukarıdaki" aşağılık faaliyete girdi..

İslamiyet’i..

Müslümanlığı..

Yaşam ve giyimiyle; kendisine has bir kültür geliştirdi…

"Dejenere" faaliyeti içerisinde oldu..

Vahim bir "sapkınlık" aşılatmaya başladı..

***

Dikkatinizi çekti mi?

Oktar'a yönelik operasyon sonrası; "kimler" alevlendi..

Ya da savunma pozisyonu aldı..

Ve Oktar'ın aradığı kişiler kim?

Yani, "yardım" istedikleri..

Cumhuriyet..

Ahmet Hakan..

Ve aynı portal içerisindeki, "sol-seküler" anlayışın savunucuları!

Yekvücut; İslam" karşıtları..

Tabi ki, İsrail ve yahudu lobisi..

***

Velhasıl kelam!

Gelinen aşama itibariyle…

Cerahate 'neşter' atıldı…

Artık; "irin" akıyor… Ki köklü bir temizlik olacak..

Ve ülkenin,

Milletin,

İslam aleminin değer ölçülerine; "zarar" verilmeyecek pozisyona inşallah gelir..

Artik zehirlemeyecek..

Artık kafaları, bulandırmayacak..

Toplumsal "yozlaşma", artık vücut bulmayacak…

Ki toplumun dileğidir…

Özellikle..

İslam adına yola çıkan..

İslam'ı kendine kalkan edinen..

Kur'anı..

Müslümanlığı..

Dini…

Argüman olarak kullanıp; "toplumsal" erozyon üreten; virüslere" fırsat verilmemeli…

Yeter artık, dilimizin ve zihnimizin yandığı haller...

Diyorum ki, darısı diğerlerinin başına olsun..

Çünkü benzer "şebekeler" hayli fazla; olmaya başladı..

Yeni Türkiye'de; "bunlara" yer verilmemeli..

***

...VE SES GELDİ…

Çarşamba günü yazmıştım…

"Maşallah; Herkes ketum!" diye..

Vali Hasan Basri Güzeloğlu..

İl Valiliği…

Kamu kurumları..

Buradan dile getirdiğimiz;

Pozitif

Negatif,

Kent mevzularıyla alakalı; "ketum" bir düşünce içerisinde olduklarını..

Nedenini, niçinini, hikmetini sormuştum!

"Bir ses verin" diye..

Ki Selahaddin Eyyubi Devlet hastanesindeki; "MR-BK'da" yaşanan, sıkıntıları da dile getirmiştim..

***

İşte bu noktada; dün ses geldi…

Sağlık ve basından sorumlu Vali Yardımcısı aradı…

Hacı Hasan Gökpınar…

Vali Hasan Basri Güzeloğlu adına; aradığını söyledi…

Tabi "selamlarını" ilettikten sonra..

Yazıma dair, "hassasiyetlerini" aktardı…

Samimi ve sıcak bir söylemle..

"Sizleri takip ediyoruz..

Okuyoruz..

Mevzu edilen konuları da; irdeliyoruz!"

***

Kısa ama öz bir sohbet sonrası!..

Gökpınar…

Sağlık'tan sorumlu olması münasebetiyle..

Selahaddin Eyyubi Hastanesindeki; "sorunla" ilgili bilgilendirme yaptı..

Ve teşekkür etti; "bizlerin" sorunlara karşı gösterdiği hassasiyet açısından..

Tabi bilahare de bilgi notu da gönderdi…

***

Bilgi notu özetle şöyle…

Selahaddin Eyyubi Devlet hastanesinde "MR ve BT" çekimi kesintisiz olarak yapılmaktadır.

Ancak 05. 07. 2018 tarihi itibariyle hizmet alımı olarak yürütülen ve MR ve BT tetkiklerini yorumlama amacıyla yüklenici firma uhdesinde çalışan Radyoloji Uzmanı Dr. Yusuf Yarar görevinden arılmıştır.

Hizmet alımının yapıldığı yüklenici firma kısa sürede yeni doktor bulamayacağını ifade etmiştir.

İhale şartnamesine göre bu ve benzeri durumlarda yüklenici firmanın tetkik sayısının yüzde 20 oranında uzaktan erişimle (geri kalan tetkikler hastanede görev yapan radyologlar tarafından raporlanmaktadır" raporlanabileceği hükmü altına alınmıştır.

Buna istinaden yüklenici firma 06. 07. 2018 tarihinde uzaktan erişimle tetkiklerin raporlanabilmesi için hastane yönetimine talepte bulunmuş olup, 07.07. 2018 tarihinde bu talep hastane yönetimi tarafından onaylanmıştır.

09. 07. 2018 Pazartesi günü saat 15.00 itibariyle tetkiklerin raporlanmasına başlanılmıştır.

Yüklenici firmanın taahhüt ettiği hekimin aktif çalışmadığı günler için hak edişinden sözleşmede belirtilen oranda kesinti yapılacaktır.

Ayrıca yaşanan gecikmeden dolayı Valiliğimizce idare inceleme başlatılmıştır."

***

OSB'NİN İTFAİYE ARACI NERDE?

Meğerki yokmuş!

Vidanjör'den dönüştürme imiş..

Ve eski bir araç var imiş…

İkisi de; "yangınlara" müdahalede randımansız!

Ki son yangınlar gösterdi..

Ama ne hikmetse..

OSB'nin eski yönetimi; "itfaiye" arıcımız var demişti..

Hatta satın alınmıştı..

Yani "sıkıntı" yok denilmişti..

Ama gel gör ki…

Valiliğin bilgilendirmesine bakıldığında; "hiç bir şey yok?"

Ki Belediye bir araç "tahsis" etmiş..

Yani; OSB itfaiyesiz..

Sahi; nerde satın alınan o itfaiye?