Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

ÇEVRECİLİĞİNİZİ SEVSİNLER..

Öyle ya… Ağaç.. Yeşillik.. Park, bahçe.. Ormanlık.. Yanında bir de hayvan sevgisi.?

Barınaklar.. Bakım..

Hasılı kelam; ne derseniz!..

Lakin.. Sahiplenmemiz de.. Sevgimiz de.. Tepkimizde.. Karşı vücut dili kullanma halimiz de..

"Tarafgirlik" kurgulu..

Yani.. Yanisi şu..  İşte, Batman'daki "vaziyet.?!"

Ağaç katliamı deniliyor.. Tepki veren, "yerel yönetimin" muhalefeti..

Karşı parti.. Ne diyorlar, "ağaç kesimi" vardı, ama bu kadar değil..

Yola ihtiyacımız var.. Ama "oksijene" daha fazla ihtiyacımız var..

Doğru!… Yola da ihtiyacımız var..

Oksijene de ihtiyacımız var.. Ki ikisi de; "doğada" alternatif noktasında bol..

Maşallahı var; ülkemin…. Ama velakin; "talep ve istekte" bir samimiyet yok!..

"İki yüzlülük" var…

Neyse ki, Belediye Başkanı "kendisini öz eleştiriye" aldı.. Bir ders-i ibret olur?

***

Aha da soruyorum!.. Özellikle "yerel yönetimler" noktasında!…

Vaki olmuş musunuz?...

Çevre katliamı.. Doğa tahribatı.. Hayvan katliamı..

Ya da farklı bir "hayatı" kahredici kılan bir, tahribata yönelişinde!!!..

Kendi partisinden.. Kendi meclisinden.. Kendi aile efradından..

Sivil örgütünden.. STK'sından.. Herhangi biri "ortaya" çıkıp "bir saniye sen ne yapıyorsun" demiş mi?..

Ya da; "kamuoyu" oluşturma gayretine girmiş mi?…

Yok!… Çünkü; "O mu bizdendir…"

***

Ama!.. Kendi partisinde değilse.. Karşıt "ideolojiyi" güdense!.. "Siyasi çıkar" görünüyorsa…

Fikrine ve zikrine odaklı; "enva-i" aksiyonu, işleme sokar..

Yanına da!…. Saf.. Temiz.. Salih… Tek düşüncesi "doğa ve yaşam" sevgisi olan gençleri..

Örgütlü yapıları.. Öncü kılarak; "ortalığı toza dumana" çevirirler..

 Olmadı; "hükümet devirmeye" kadar..

Ki; ülkede iç çatışma bile "yaratılır" noktaya, taşınır!….

***

İşte, Diyarbakır'daki hayvan barınağı.. Nelerle, gündem olmadı ki?

Yolsuzluk mu? Usulsüzlük mü? Keyfi katliamlar mı?

Oradaki hayvanları kısırlaştırma adına; "aç, susuz bırakarak" telef olmalarına göz yummak mı?…

Ki son olarak.. Bir hayvansever bayan..

Taaa, Avusturya'dan; "gelip" vahşeti ifşa etti… Görüntülerini kamuoyuna yansıttı…

Ne hikmetse;  mangalda kül bırakmayan "hayvan severler, doğa severlerden" bir teki ortada yok!..

Olumlu, olumsuz tepki veren de?… Niye!.. Olur mu o bizim partiden!…

***

Aha da; Kent Ormanı.. Rezerv alanı ilan edildi.. Yani; "betonlaşabilir?"…

Bağırıyoruz..

Çağırıyoruz.. açıklama yapıyoruz.. Eylemlerde bulunuyoruz..

Beri yanda, Dicle Nehri.. Nehir "yatağı" artık bir bilinmezlik içinde..

Nehrin iki yakasının; "işgali.?"

Barlarla, pavyonlarla, donatılması… Betonlaşması...

Kırklar Dağı'nın "çaresizlik" içerisindeki hali..

Sur'lar ve  çevresi… Tarihi Burçlar..  Hevsel Bahçeleri…

Bilaistisna hepsi; "taciz ve tecavüze" mahkum edilmiş olarak; virane!…

***

Görülmüş mü?… Vaziyete dair; "ne bu virane" hal diyen!.. Odalar.. STK'lar.. Çevreciler.. Doğa sevgisiyle "nam" yapanlar..

Esamileri okunmuyor.. Ne gören var, ne de duyan!?..

Diyeceksiniz ki..

Yerel Yönetimler.. Kamu kuruluşları.. Siyasilerimiz..

Onların bir tekinde bile; "muhalif" bir durum yaşanmış değil.. Doğru; herkes kendi meşrebine göre; "kişniyor?"…

***

Kendime pay çıkarmak istemiyorum.. Ama köşenin müdavileri, bilirler…

Bakınız; Dicle Nehri kıyısındaki işgallere dair; "kaç yazım" oldu ben bile sayısını bilemiyorum…

Ve hep sorgulamışımdır.. Sormuşum, cevap istemişimdir…

Gördüğüm karşılık; "üç maymun?"

Dicle Vadi projesi.. Ve "çatı altında" nehrin iki yakasının mantar misali işgali!… Ki hala da; işgal ediliyor?

Kim izin veriyor.. Kim ruhsat veriyor.. Kim buraların yasal bir işletme olduğuna karar veriyor?…

Bilinmez bir denklem gibi; çözebilene aşk olsun!..

Peki, tepki veren var mı?..

Kime dersin!… Çevrecilerden, doğa sevicilere kadar..

Nehri cansızlaştıran kimyasallara karşı "hayvan severler"  dahil… Bir zerresinin; "tepkisi, kamuoyu oluşturma gayreti oldu mu?

Mümkün mü?…

Meşrebe göre; bir kişneme!!!..

***

YA NE DESEYDİ?…

İlla ki, limon olunacak.. İlla ki, maydanoz olunacak..

İlla ki, bir makara, makara olunacak ki!…  "İş gölgelensin, vaziyet, küçümsensin..!"

Malumunuz üzre!.. Hafta sonu, İstanbul'da "kilise temel atma" töreni vardı..

Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi!..

Törene katılan.. Törende konuşan.. Ve ilk harcı döken; Cumhurbaşkanı Erdoğan!…

***

Papazlar.. Süryani cemaati.. Devlet erkanı!..

Herkes huzurda!.. Erdoğan, elinde mikrofon; "Ya Allah.. Ya Bismillah…" diyor..

İşte bu ifadesi!…

Bazı, üretimsiz zihinlerce.. Kıt, akıllılarca.. Kıt zekalılarca..

Kerameti kendinden menkul olanlarca!… Mal bulmuş mağribi gibi!..

Vay ki vay!…

***

Nasıl olur da; kilise temelini atmada “Allah” dersin?..

“Bismillah” dersin..  Olmaz.. Olacak şey mi bu?…

***

İlginçtir!… Oradaki; Süryaniler.. Ki diğer dine mensup olanlar.. Papazlar.. Hahamlar..

Onlardan ses yok.. Bir gocunma, ya da yadırgama söz konusu değil..

Bizdeki troller!..

Yani; meşrebine göre kişneyeler!… "Böyle şey mi olur?" diyor..

Eebe mübareksizler.. Eeebe, be namazlar.. Eebe, zihni, aklı yoksunlar!..

***

Erdoğan bir Müslüman lider!.. Ki; Allah, tüm varlıkların Allah'ıdır!.. Hepimizindir!..

Bir İslam ülkesinde.. Bir İslam Ülkesi lideri..

Hangi koşullarda olursa olsun.. "Ya Allah, Ya Bismillah" der…

Deyin ne diyecekti?.. Ya Thor mu, diyecekti?…

***

 

BİR DE BURADAN BAKARSAK!?..

Diyoruz ya!.. "Liyakat..!".. İşin "ehli…!" Ehliyetli…

Peki.. Adam.. Ki bay ve bayan da olabilir?.. Kişi diyelim…

O makama; layıksa.. Ehliyet ve liyakat sahibi ise…

Kişinin "kim olduğu" fark eder mi?.. Akrabasıdır.. Kızıdır.. Kardeşidir..

Kuzenidir… Yani her kim olursa olsun; "önem" arz eder mi?…

Bence etmemelidir…

***

Edilirse!.. İşte o zaman; "insanın ekmeğiyle" oynama olur?

Vicdansızlık hasıl olur.. Ki siyasi ahlak diye bir şey de kalmaz..

İş, sahte dürüstlüğe.. İş, sahte adalete.. İş, açık ve alenice bir "sahtekarlığa" döner..

Beyler; liyakat ve ehliyet sahibi; İşbilen insan tez be tez yetişmez!…

 


Bu Makale 508 kere okunmuştur.