DENETİME GÜNAYDIN!….

Diyarbakır'ın özeline ilişkin..

Günlerdir!..

Burada "kaleme" alıyoruz..

Fırsatçılar..

Stokçular..

Keyfe mayeşalı; "zam" yapanlar, cirit atıyor..

Piyasa; "vurgunculara" kaldı..

Stokçular..

Toptancılar "esnafı" mahkumiyete almış..

Halk söğüşleniyor..

Ne denetleyen var..

Ne zabıta ekipleri sahadalar..

Ne de, sorgulayan bir makam var diye!..

Toplumsal refah tehdit altında?

Söylenip, durduk!…

***

Nitekim.

Söz Gazetesi dün manşet attı!..

Sokağın nabzını tutarak..

Çarpı-Pazar'ın isyanını içeren haberle…

"Zabıta nerde?" diye seslendi?

Biliyorum!..

Diyeceksiniz ki; "etkili ve yetkili" zevatın duyacağı mı var?

Akçeli işlerle meşgul!..

Aynen de öyle..

***

Bakınız, dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu haberimizi duymuş..

Soruna vakıf olmuş..

Yazdıklarımızı,

Söylediklerimizi görmüş olacak ki; genelge yayınladı..

Ve 81 İl valisini uyardı…

"Genel emir" çıkarın stokçuluk yapan, fahiş fiyat uygulayanları tespit edin..

Tarife ve fiyat listesi..

Yani bir seferberlik; uyarısı!…

Peki, bizdeki hal!..

Güne özgü...

Belediyeden açıklama..

Büyükşehir..

"Zabıta ekipleri, marketlerde fiyat denetimi" yapıyor?..

Zabıta..

Sağlık İşleri..

Ticaret İl müdürlüğü..

İl Emniyet Müdürlüğü..

Kontrole çıkmışlar; "fahiş fiyat" tespitine..

Şimdi ne denir?

"Günaydın" demekten başka..

Vaki mi, "suçüstü edilen, ya da fahiş fiyat tespiti.."

Ne gezer!..

Neyse; "Alo 153 hattına ihbarda bulunabilirsiniz..!"

***

ŞENGÖR; "B….K'UMU YEDİM, ACIYDI!…"

Yuh mu?!..Yuh yani..

Yuh da yuh!..

Öyle böyle değil..

Afallanmamak..

Aptallaşmamak..

Şuur kaybına uğramamak mümkün mü?

Değil..

Maalesef, ülke insanımız işte böylesi şizofreni olmuş..

Baksanıza, akademisyenimize!..

Eee be hoca..

Eee be Celal Şengör..

Eee be, Ünlü Profesör..

Her ne melanet, bir ruha sahipsen, bilemem!..

Ama bilinen şu ki..

Ki kendi itirafınızla ilan etmişsiniz!!..

Gazetelere..

İnternet sitelerine çarşaf, çarşaf yansıyan, haberiniz var!..

Bir "b…k" yiyenmişsiniz!..

Ve diyorsunuz ki!..

Evet "o b…k'u yemişim..!"

Tiksindirici!…

İğrenç..

Ki midesini tutan, kaçıyor yediğin ve varlığına karşı!....

***

Neymiş!..

Merak'a kapılmışsın…

Eee...

"Kendi dışkımı yedim, tacı acı..

Bu bir merak, meselesi.." diyorsun!

Bir halk deyimi var..

Denir ki..

"İnsanın başına ya meraktan ya da….. gelirmiş?.."

Sizinkisi de; "b…k'tan" gelmiş!…

Neyse!..

***

Celal hoca!…

Yeter..

İkide bir "yediklerinden" söz etme!?..

"B..k'mu yemişsin.."

Merakını gidermek için; ötekini mi yemişsin.."

Her ne yemişliğin oluyorsa, olsun..

Yeter artık..!

Sayende, ülke insanı "ant-i em" bağımlısı oldu..

Mide kaldırmaz hale geldi!..

Sakın ha!..

Bu merakın; "akademik" bir teze dönüşmesin!..

Vallahi; gençler pek "beterin beterini yapar!.."

Aha da, söylemesi!…

***

O PAPAZ BIRAKILIR MI?

Sahi…

Brunson'un bugün duruşması var..

Sizce ne olur?

Tahliye edilir mi…

Yoksa, "ev hapsine devam mı?" denilir..

Ne çıkar; göreceğiz!…

Ama şu soru önemli!..

Hep kafa kurcalıyor..

Öyle mi diye?

"Brunson'dan dolayı mı" ha bire döviz kurşunu yiyoruz?!..

Yoksa, küresel bir mevzuu mu!.

Diyeceksiniz ki; cevabı belli!..

Aha da bugün; netleşir?

Brunson tahliye olursa…

Dolar da, "tepe taklak" düşüşe geçerse!!..

Yani, 6 liradan, 2 liralara inerse!..

İşte o zaman; "soru" yanıt bulmuş olur.

Kurşunlar; Brunson üzerinden..

Ama değilse!..

Tahliye'ye "rağmen" kurşunlar yağıyorsa!..

Demek ki; Brunson atıl!..

Ha bu arada!..

Enflasyonun başı kel mi?…

Baksanıza, "kurşunluyor" ha bire!..

Kaldı mı, cepte bir şey!..

Yok..

***

PIŞIK….

Resme iyi bakın..

Poz güzel..

Kare, Diyarbakır'dan!..

Alımlı..

Hatıra..

Hele bir de; gölge "pışık..."

Fena yakıyor!..

***

ADALET İSTİYORUM!…

Ne acı bir hal!..

Travmatik bir durum..

Düşünün!…

Elinizde mikrofon..

Yüzlerce kişi..

Salon tıklım tıklım dolu.

Mevzuu; "adalet..!'

Ve, siz konuşuyorsunuz!..

Hak..

Hukuk..

Eşitlik..

Adil ve adaletli "olunması" gerektiğine dair…

Ve biri sahneye atlıyor..

Çığlık, çığlığa…

"Adaleeet istiyorum…"

Sahi vaziyetin ikmali ne olur?..

"Ne yaman" bir dünya; siyaseti denilmez mi?!!..

Galiba!..

Hakkın..

Hukukun..

Adaletin konuşulduğu yerde; "adalet" beklenmez!..

Peki ne beklenir?

Yaka-paça dışarı atılma!…