DİCLE VADİSİ, KURTLAR VADİSİ!!….

Projesi.. Yürütülen işlemler.. Ve hal-i hazırdaki durum.. Kim ne derse desin!!..

Vaki olan gerçek şudur..

Bir yıkımdır.. Bir talandır.. Bir rantın üst perdede, "birilerine" kazandırılmadır...

Ötesi yok!!..

Şimdi, Yargı gidişata "dur" dedi.. Birinci etap; iptal…

İmar değişikliği planına iptalde ne diyor, mahkeme!!..

Diyor ki..

Hukuka, mevzuata, kamu yararına, planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun değil!!…

Peki şimdi ne olacak?…

Yıkım dediğimiz.. Talan dediğimiz… O yapılar, "yerle bir mi, edilecek?"..

Yoksa; milli servet ki denilerek?.. Yapılanlara rıza mı gösterilecek?…

Ya da, "böyle gelmiş, böyle gidecek mi" denilecek?…

***

Biliyorum.. Karara dair, diyeceksiniz ki!!.. "Geciken adaletin acıttığı parmak" misali!..

Hak payı var.. Ama velakin, "acıtan" hal-i yaşatan bizleriz!..

Yani, kent halkı!!!… Yani kent idarecileri.. Yani, kentin siyasileri.. Yani, iktidar ve muhalefet mensupları..

Yani, "yemin etmiş" milletvekilleri..

Eğer ki… Dicle akar, Diyarbakır bakar olmazsa idik..

Nehrin kıyısındaki, "işgallere" ne de güzel "olmuş" denilmeseydi!!.

Mantar gibi kafelere.. Mantar gibi, gazinolara.. Mantar gibi, meyhanelere "müdavimlik" olunmasaydı..

Ruhsat verilmeseydi.. İşte, "turistik" yerlerimiz diye, yalana sarılmasaydık!!!…

***

En travmatik hal de!!.. Siyasi fraksiyonlarla..

İdeolojik kamplaşmalarla; "Dicle Nehri'ne" hançer indirmeseydik..

Kırklar Dağı talanına.. Kırklar Dağı eteğindeki, yapılara…

Hevsel'e.. Sur'un çevresine… Nehrin aksına "nasıl villalar, binalar" dikebiliriz, çıkarcılığına, heves etmeseydik…

Medeniyet zenginliği.. Ata mirası… Tarihimiz.. Kültürümüz..

Değerlerimiz diyememenin, gafletinde olmazsa idik!!…

Hendeğe.. Barikata.. Şiddete.. Teröre.. Sur'un virane haline.. Sur'lara dair, atılan bombalara..

Mabetlerin.. Camilerin.. Hasılı kelam "mirasımıza" kumpaslar kurmasaydık!!..

Şeytani planlara rıza göstermeseydik..

İşin içine!!.. Siyasi.. İdeolojik fitneleri, "sokup" zehirleme yapmasaydık!!…

Kendi evimizi.. Kendi tarihimi "virane" etmiş olur muyduk?..

Ne mümkün?…

***

Bugün diz dövüyoruz.. Bugün, dün biz ne yaptık diyoruz…

Yani, "iş işten geçtikten" sonra!!!.. Kendimizi paralıyoruz.. Ama nafile..

Ne "yıkılanı" geri getirebiliyoruz..

Ne de yakılanı inşa edebiliyoruz..

Ve ne de, "talan ettiğimiz" değerlere geri dönüş yapabiliyoruz!!!..

Netice itibariyle, "geçmişe mazi" derler.. Önümüze bakalım…

Zararın neresinden dönülürse kardır, hakikatiyle; "şimdi ne yapılmalı?"…

Aslında yapılması gereken basit!!!…

Toplumsal "istişare", ortak "aklın" vücut bulmasıdır..

O da; temsiliyetin "kent milliyetçiliği" odaklıdır…

***

Yani şu parti.. Yani şu siyasi fraksiyon.. Yani, şu adam, bu adam, bu kurum, öteki kuruluştan çok!!!..

Diyarbekir'in.. Diyarbakır'ın.. Amed'in…

Tarihsel ruhunu, kentin "temel" ilkeleriyle, buluşturan bir milliyetçilikle bakılması gerekir!!!..

Yoksa!!!..

Dicle Vadisi; her devirde olduğu gibi hep "kurtların" beslenme vadisi olur?..  Ki hal-i hazırda yaşandığı gibi; devran kurtların devranı olmaya devam eder!!..

Yargı mı karar vermiş.. Adalet mi tecelli etmiş!!.. Ahali mi, demiş fark etmez…

Kurtlar için; "orman kanunu" hep müesses nizam olmuştur!!..

***

MİLLET BAHÇESİ!!…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır'a müjdesiydi..

Kadim şehre… Müjdem var.. İki tane millet bahçesi yapılacak.. Ama, ilk önce eski stadyumun yerinde yapılacak!!…

Çünkü, şehir "yeşilliğe" hasret!!..

Peki reisin bu müjdesinden sonra ne oldu?…

Kentin siyasi trokyası, devreye girdi..  Kerameti kentinden menkuller; "reisi" itibarsızlaştırma!!..

Verdiği sözden; farklı neticeler çıkarma gayretine girdi…

Eski stadyumun yerine; "millet bahçesi" yapılacağı beklenilirken, tek bir çivi çakılmadı..

Nasıl ki, "yeni stadyum" bitmeden.. "Yangından mal kaçırırcasına" sözlü talimatla eski stadyum yıktırıldı..

Siyasi abinin, telefonu, stad yıkıldı..

Yasadışı, hukuk dışı bir işlemle.. Ki, bilahare, hırsızlık- usulsüzlük yapıldı denilerek, iş müfettişlik oldu..

Buradaki millet bahçesi de!!!…

Ne hazindir ki, "akıbeti" meçhule terk edildi.. Bugün; su göletti alanı!!..

Her türlü tehlikeye açık!!!..

İlgilenen var mı, sorgulayan var mı, burası ne olacak diyen var mı?

Yok..

***

Aylar geçti.. Yarım sene üzerinden geçti..

Ki yazdık, çizdik!!.. Eleştirilerde bulunduk.. Ne oldu; "millet bahçeleri" diye, seslendik!!..

Peki sonra!!!.. Ortaya çıktı ki, "Millet Bahçesinin" seyrine, sondan başlanmış!!..

Eski stadyum değil.. Dicle Nehri kıyısında, "millet bahçesi" yapılacak..

Yani Dicle Vadi projesi kapsamında!!…

İnşaata başlandı.. Ki, kısm-i yönde ekseriyeti tamamlandı…

Gelinen aşama!!..  Yani Dicle Vadisi Projesinin ilk etabına "dur" denilen karar!!..

Etkileyecek mi?.. Hiç kuşkusuz ki..  Şimdi o da bu kararla "askıya" alınacak?!!!….

Velhasıl!!!…

Yaşanan ve yaşatılanlara karşı; söylenecek tek söz var!!!..

Ki hep ifade ederim.. Artık, klişeleşmiş bir mertebede!!!..

Sahipsiz şehrin; "hal-i durumu" hep perişanlıktır..

Ve birileri bu "perişanlıktan" fena şekilde, nemalanıp göbek şişirtiyor, ense kalınlaştırıyor…

Biz de; "Dicle akar, Diyarbakır bakar" gerçeğiyle "seyirgahta" seyrediyoruz!!..

***

VEKİL KARNESİ!!…

Dün bir mevkuteye göz atarken, şu ifade dikkatimi çekti..

"Vekilin karnesi?"…

Bir başka ilin, "seçilmişine" dair, icraatlarını aktaran bir yazı!!…

Doğrusu bende de bir merak oluştu..

Sahi, bizim seçilmişlerimizin "meclis" karnesi nasıl?…

İşlerlik var mı?

İşlerlik yok mu?

Zayıf mı, iyi mi, pekiyi mi?…

Kafamda onlarca soru teşkil olunca, Meclis internet sitesine girdim!!..

"Yasama faaliyetleri" sayfasında, baktım!!…

Çıkan tablo!!..

"Sahipsiz kentin" adeta tescilli vesikası gibi!...

Tek bir icraat yok!!..

***

İsim vermeyeceğim.. Ama; arif olan anlar!!…

İki dönem milletvekilliği yapacaksın..

İktidar mensubu olacaksın..

En kritik kentin, "seçilmişi" olacaksın...

Ama yasama adına; tek bir icraatın olmayacak…

Dile kolay..

Kanun teklifin olmayacak?

İmzanı taşıyan bir kanun teklifi bulunmayacak…

Yazılı soru önergen..

Sahibi olduğun genel görüşme önergeleri…

İmzası bulunan genel görüşme önergeleri..

Meclis soruşturması..

Meclis araştırması…

Ne sunan, ne sunulana dair "imzan" bulunmayacak..

Mecliste konuşma..

Komisyonda konuşma…

Hasılı kelam "bir tek dahi icraat" hamlesi yazılmış değil..

Hepsi yok!!..

Sadece bir "yemin etme adına" kürsüye çıkmış..

Varın siz gerisini; değerlendirin!!!…

Sahi karne notunuz kaçtı?