Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

DİCLE'NİN ÖTESİNDEKİ İKTİDAR!…

Dün yazmıştım…

Ne yazık ki; bugün değil, salt dün de değil..

Evveli var..

Ki daha evelliyatı da bulunuyor…

Dicle Üniversitesi…

Maalesef…

Hiç bir dönem; "vasfına" uygun tablo çizmedi…

Yönetilmedi..

Faaliyetlerde bulunmadı…

Ne kurumsal kimliğiyle..

Ne Akademik çalışmalarıyla..

Ne, İlmi faaliyetleriyle..

Ne de, "yol gösterici projeleriyle!!"

Vizyon ve misyon ira etmedi...

Rehberlik yapmadı…

İl için..

Bölge için..

Ve Ülke meselelerine dair; "fikir üretmekle.."

Beyin eforsu sarf etmekle…

Saha faaliyetleriyle..

Arge çalışmalarında bulunarak; "çözüm üretici" mekanizma olmadı..

Olmaya gayret göstermedi..

Bilakis, uzak durdu..

Kaçamak roller üstlendi…

***

Akademisyen yetiştirmekle..

Sosyal..

Ekonomik..

Kültürel, alanlarla ilgili "başarılar" ortaya koymakla, anılmadı..

Ki hiçbiriyle gündeme gelmedi..

İşte bizim tarihsel; "çalışmamız" diyemedi…

Günlük, anlık "politika" üretti..

Ki, politize olmuşluğun, daniskasını yaşattı...

Var olanı elinden kaçırdı…

Gelen, küskünlar ordusu yarattı..

***

Peki neyle anıldı..

Gelen-gideni aratır misali…

Yolsuzluklarla..

Usulsüzlüklerle..

Rüşvet..

İhale peşkeşliği..

Arazilerin talanı…

Yani enva-i akçeli, işlerle meşgul oldu…

Adam kayırma..

Keyfiyet..

Ve tabi ki, "ideolojik" kamplaşmalar…

Kendi içinde, kendini vurmayla nam saldı...

Çeteler..

Oluşumlar..

Yapılar ikmale getirerek, "paraleşleşti..!"

***

Bir dönem; "Derin devletin..!"

Bir dönem, "PKK-KCK'nin..!"

Bir dönem, "FETÖ'nün..?!" kandili olmakla isim yaptı…

Enva-i yapınan, cirit atığı bir kampüs!..

Aktiflikle, "dizayn" geliştirdiği bir kurum oldu…

Düşünün, bağrında, 4 üniversite çıktı…

Batman..

Siirt…

Şırnak..

Mardin…

Ama hiçbirine "kurucu" Üniversite kimliğini dahi alamadı..

Başkaları, "abilik" yaptı...

O yerinde saydı…

Dicle'nin ötesindeki, Dicle'nin hali özetle bu..

***

 

Ve bugün..

Dünü de gözardı etmeden…

Okurlardan gelen soruyla..

Ki hep sorduğum sualdir…

Bu dolaplar..

Bu hileler vuku bulurken…

Sahi, "iktidarlar ne yapıyordu?…"

Biri cevap verebilir mi, derseniz!…

Dün verdiler mi, bugün, veren olsun?…

Kimse masum değil…

***

Yazıyı kaleme alırken, haber geldi..

Doğrusu, "teyit" etme imkanım da olmadı..

Denilen şu..

Ziraat Fakültesi eski Dekanı Bekim Büküm istifa etmiş..

Üniversite'den…

Gerekçe de, Rektör Gül'ün "kendilerine yönelik" ithamı..

Arazi peşkeşi..

Milyonlarca liranın zarara uğratıldığı iddiası..

Ve sayıştay'ın belirlediği "3 milyonun", dekanlardan tahsis edilmesi..

Her ne ise..

Dedim ya; "Dicle'nin ötesinde" hangi dolap dönmüyor ki..!

***

REKTÖR BAŞKAN ATAYACAKMIŞ?

Öyle duydum…

Tabi şaşırdım!!!..

Nasıl oluyor?…

Rektör Talip Gül…

Her toplantıda..

Her basın açıklamasında..

Her kuliste, AK Parti'ye "verip veriştiriyor?"

Milletvekillerini..

Parti teşkilatını..

Hatta, Bakanları dahi…

İş istiyorlar..

İhale istiyorlar..

Atama taleplerinde bulunuyorlar..

Onların yüzünden "iş yapamıyoruz?"

Hatta iktidara yakın, "İş adamlarını" da zan altında bırakan, beyanlarla ithamlar sıralıyordu…

Yani bir dizi; "ithamlarda" bulunuyor..

Yani, "iktidar" muhalifliği kimliği hep ön planda..

Diyeceksiniz ki..

AK Parti iktidarı atadı..

Ama o Ak Partili değil...

Doğru..

Zaten yaman çelişki de burada…

Ak Parti atayacak..

Ama atayan kişi; "Ak Parti'yi "yerecek…

Aynı minvalde…

AK Parti İl Başkanlığına "aday" referansında bulunacak..

Kendisine…

Rektörlük sürecinde "kol-kanat" geren..

Yol gösteren..

Birileriyle görüştürme, aktörlüğü yapan…

Kişi için; "İl Başkanı" olsun diye, kulis yapacak?

Ve Ak Parti de, "onun sözünü" dinleyecek?…

Çelişkiler yumağı..

Ama diyeceksiniz ki; "şeytan çelişkilerde saklı!?.."

Aynen de öyle...

***

HANGİSİ BÜYÜK GÜNAH?…

Hiç kuşkusuz ki..

Günahın, küçüğü, büyüğü, olmaz…

Ki yalanın da…

Ama biz yine kafaya takılı soruyu soralım…

Çünkü, Diyarbakır'ın gündeminde..

Çok konuşuluyor..

Neyse; ben sorayım!...

Soru şu..

Akçeli bir iş için atılan; "iftira mı"  büyük günah?…

Yoksa…

Para karşılığı, yaşama ve zamana bakılmaksızın "kürtaj" yapmak mı, büyük günah!...

Sizce hangisinin "vebali" büyük!?…

***

OKKALI REZİLLİK!….

Yazar Elif Şafak..

İtiraf etmiş…

Demiş ki; "ben bir biseksüelim!" diye..

Edip Can…

Ki, Şafak'ın kocası…

Ortaya çıkan itirafla…

Şimdi, okkalı "rezilliği" için mevzuuya dair sorumuzu soralım..

Can…

Bu durumda…

Şafak'ın "karısı mı" oluyor, "kocası mı" oluyor?..

Hangisi?…

Soruya yanıt, Can'dan gelmeli..

Çünkü, "cinsel" sapkınlık var..

Pek tabi ki..

Ahaliye, "rezil-rüsvalıkta" var..

Çocukları da..

Kendisi de…

İş bu kadar karışmışken Can'ın da itiraf etmesi gerekmez mi?

Yoksa, o da mı "biseksüel?…"

Ne demişler; "üzüm üzüme baka baka karar..?"

Neyse…

Şafak…

Övdüğü, yerlere-göklere sığdıramadığı Gülen'le aynı cins…!

 

 


Bu Makale 5449 kere okunmuştur.

Yorumlar