Ergani'de neler oluyor?


Soru net… Amma velâkin, "olup-bitenler" sisli bir atmosfer içeriyor…

Birileri konuşuyor… Birileri de birilerini itham ediyor..

Ama "hep" karnından konuşmalar var. Ki o da; "işin şeytani" yönü mü, yoksa farklı bir meram mı var; meçhul…

***

Neyse! Biz de bir mercek tutalım, Ergani'de olanlara…

Son günlerde, özellikle "yerel gazete ve sosyal medyada" bir hayli, işlev görüyor yaşananlarla alakalı…

Aynı minvalde; "Bazı gerçekler" başlığı altında yapılan resmi açıklamanın da muhtevası…

Ne oluyor dedirtiyor.

***

Mevzuu genel itibariyle; İlçe Kaymakamı Eşref Yonsuz…

Ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanı "ekseninde" geliştiği gibi…

İdarecilik pozisyonundaki, keyfi uygulama…

Beri yanda fakir bir kadın… Ve Yerel gazeteler… Muhabir...

İthamlar… İddialar…  Ve manşetlere taşınan, konular…

Tabiri caizse; "havada" uçuşan uçuşuna…

***

Yonsuz… Kaymakamlığın resmi internet sitesinden yaptığı beyan..

"Bazı gerçekler" diye başlıyor… İnceden inceye okudum..

Altı çizili satırlar olduğu gibi; "muğlâk" ifadeler de yok değil…

***

Birinci konu… Hadice Tunç adlı bir "yoksul" kadınla alakalı..

Kadın…  Kaymakamlığa göre "2015 yılı" içerisinde, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından hayli yardım almış ..

Kömür, gıda ve nakdi yardım…

2016 yılının ilk ayı için de.. 7 bin lira Tunç'un "evinin" onarılarak, "yaşanılır hale" getirilmesi için, tahsis edilmiş..

Buraya kadar her şey güzel…

Diyeceksiniz ki, "sosyal devlet" tüm gerekliliğini yerine getirmiş; "daha ne istiyorsunuz?"

***

Doğru!

Dedik ya ithamlar var, iddialar var.. İşte kavga da; son tahsis edilen 7 bin lirayla patlak veriyor.

Hadice Tunç… Yerel Gazetelere beyanat vermiş…

"Yardımlar kesilmiş… Vakıf para ödemiyor… Ev onarım dosyam onaylanmamış. Vakıf müdürü beni oyalıyor" diye…

Gazete de; haber yapmış "Fakirin sahibi yok!" diye…

***

Haber ve muhtevası!

Kaymakam Yonsuz'u "hayli" kızdırmış olacak ki?

Bu kez, kendisi "döktürmüş"

Verip veriştiriyor…

Yazısında, kendi dönemine ait icraatlardan da bahsediyor…

"Şunu yaptım, bunu yaptım" diye. Hatta seleflerine de gönderme yapıyor.

10 yılda yapılmayanı, 1,5 yıllık görev süresi içerisinde "ben yaptım" diyor.

***

Ne diyelim… Eğer ki böyle ise; bravo!…

Lakin "ateş olmayan yerden de duman çıkmaz.?"

Çünkü üzerinde polemik yapılan şu 7 bin liranın ev onarımı" için, Hadice Tunç'a verilip verilmediği hala muğlak…

Tunç "almadım" diyor?

Hala da ısrarcı?

Başkaları bu parayı "çuka" yapmış.. Ya da, Tunç'un beyanatına "gıcık" olup, dosyayı hasıraltı etmiş olabilir mi?

Netleşmeli…

***

Acaba.. Kaymakam bey..

Haber kızgınlığıyla, "Tunç'un hakkı olan paraya" ambargo koymasın?

Bilemiyorum.

Gelelim, Kaymakam'ın "Bazı gerçekler" beyanın son cümlesine…

Tabiri caizse, "zehir-zemberek" bölümünde, hayli ithamlar var.…

Cümlesi cümlesine aktarıyorum…

***

"Son zamanlarda gerek Mülki idare amiri olarak şahsıma gerekse de yeni Vakıf müdürü hakkında bu tür karalama kampanyasının başlatılmış olmasını vakfı arka bahçeleri olarak gören ve vakfın parasından nemalanmak isteyen, kanuna vicdana ve ahlaka aykırı Ergani’deki bazı şahıs ve/veya şahısların eski alışkanlıklarının yerine getirilmemiş olmasından kaynaklandığı kanaatindeyiz.

Fakirin hakkı olan vakfın kaynağından nemalanmak isteyen ruhunu ve vicdanını şeytana kaptırmış alçak insanlara vakfın ve kamunun kaynağını yedirmeyeceğimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz"

***

Burada altı çizili, üç cümle ve sorular var.. Ki cevap isteniyor?

Birincisi; "Vakfı arka bahçeleri olarak" görenler…

İkincisi;  "Eski alışkanlıklarını" yerine getirmek isteyenler…

Üçüncüsü; "Ruhunu ve vicdanını şeytana" kaptıranlar…

***

Yonsuz'a sormak istiyorum! 

İyi güzel de; "Kim bunlar?"

Kast ettiklerin kim, kim neden Vâkıfı arka bahçe yapmaya yeltensin?

İthamlar, sözcükler "muhteva" itibariyle ağır… Yazıdan anladığım ve çıkardığım sonuç.

Bölgenin de gerçekleri ışığında…

Beyanı tamamen "siyasi" kesime yönelik mesajlar içermektedir…

***

Muhtemelen kast ettiği kesim de; AK Parti kesimi olmalı…

Yoksa başka bir parti olamaz..

Bu da demektir ki, Yonsuz'un AK Parti ilçe teşkilatıyla…

Temsilcileriyle… Ve yine geçmişteki, parti mensuplarıyla "hasımlığı" var..

Beri yandan, "Vakfı" tekellerine alan alışkanlık sahibi olduklarını söylediği kesim de, ilçenin nüfuz edicileriyle "uyuşmazlığı" olmalı?

Bekleyip göreceğiz! Bu uyuşmazlık nasıl bir netice verir…

Kim şeytan ruhlu, kim masum yüzlü?

Ya da tencere kapak!

***

Bir başka mevzuu da!

Yine gazete manşeti… "Kaymakam, roket saldırısının faturasını gazeteciye kesti.."

Gazeteye göre… Ergani Kaymakamı Eşref Yonsuz…

22 Aralık 2015 tarihinde Ergani ilçesinde iki gün boyunca devam eden "kepenk kapatma" olayları sırasında yaptı Esnaf esnaf ziyaretini haber için takip eden gazeteci Murat Babacan'ı "konutuna atılan roketli saldırıdan" sorumlu tutarak, "suç duyurusunda" bulundu.…

***

Dava açılmış mı, açılmamış mı, yargı süreci hangi aşamada bilemiyorum?.

Ki, mevzuya "Yargıyı etkileme" hassasiyeti noktasında, pek girmek istemiyorum.

Ama bir yerel gazetecinin "böylesi" itham edilmesi…

Muhakkak ki, "bazı somut gerçeklere" dayanması gerekir.

Aksi takdirde, "sindirme" gayeli bir hamle ise bu da devleti ve makamlarını "ceberut" bir yapıya sokar ki…

Maazallah…

Türkiye bunu, geçmişte "yaşadı" bedelinin de ne kadar ağır olduğunu gördü ve ödedi…

***

Neyse!

Sonuç itibariyle Ergani'de neler oluyor sorusuna verilecek yanıt?

Açık ve net bir şekilde; "hiçte hoş olmayan hadiseler vuku" buluyor…

Çünkü Ergani ve ahalisi "imaj" noktasında zedelendiği gibi…

Kaymakam da… Kaymakamlık da aynı minvalde; "itibar" kaybına uğruyor…

 ***

Eğer ki, şeffaflık, dürüstlük, objektiflik deniliyorsa.

Ki bunu tüm kesimlere atfediyorum…  Kimin peştamalında ne varsa, "alenice" ortaya koymalı?

Kimse hele ki kamu görevlisi; "karnından" konuşmamalı?

***

Bu arada bakalım bu yazıya kim ne diyecek?

Kaymakam Yonsuz… AK Parti teşkilatı. Ve haberciler.

Bir de Hadice Tunç.  Muhakkak ki diyecekleri bir söz olacak.

Ancak ne diyeceklerse, "buradan" söylesinler?

Yoksa diyeceğim şu olur genel itibariyle; "tencere kapak" misali…