Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

GÖRÜŞME VE O BİLDİRİNİN SEHVEN'LİĞİ!...

TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu geçtiğimiz hafta Diyarbakır'da idi… Oda'lar buluşması nedeniyle?.. Toplantı önemliydi.. Gerek ekonomik meselelerin masaya yatırılması, gerekse 300'e yakın oda temsilcisinin, Diyarbakır'da ağırlanması.. Ekonomi kadar, sosyal, siyasal ve kültürel noktada, bir ölçüde beyin jimnastiği yapıldı.

***

Benzer durumların; her daim yapılması gerekir… Ki kent üzerindeki "algıların da" yok edilmesi anlamında, değerli… Turizm için de.. Nitekim, başkanlar tarihi mekanları gezerek, "Diyarbakır ne kadar da güzel?" dediler..

***

Tabi, bu buluşma ve toplantıya dair iki de polemik mevzusu da oluştu.. Sorgulatan; iki gelişme aslında!.. Benim de zihnimi kemiren hani söylenir ya; "şeytanın gör dediği" bu gelişmelere dair inşa olunan iki soru!?… Neden net değiliz, noktasında gelişen sorular?…

***

Herşeyden şikayet ederiz, sorunun çözümü gibi adımlar atmaya gayret gösteririz, ama bir türlü net olabilmede üstünlük sağlayamıyoruz; işte neden de bu?… Bu neden ve niye "net olamıyoruz" girdabına girince "toplantının içeriği, yapılan konuşmalar, ortaya konulan tezler" beyin fırtınamda, geriye düştü.. Olmaması gerekirdi, ama denir ya aklı zorluyor?…

***

Birincisi… Hısarcıklıoğlu, eylemleri 50'nci gününü geride bırakan evlatları dağa kaçırıldığı iddia edilen Diyarbakır'lı annelerle görüştü…Elbette ki görüşmesi, ziyareti, onları dinlemesi, "yanınızdayım" demesi önemli, olması gereken ve kendisine yakışan da buydu..

***

Tabi, Hisarcıklıoğlu için dikkat ederseniz, görüştü diyorum, ziyaret etti değil.. Çünkü, Diyarbakır'a gelen, ki bakanlar dahil olmak üzere "ailelere destek" amaclı hep HDP İl binası önüne gidilerek; burada objektiflere poz verildi.. Lakin, aileler "eylemlerini" HDP il binası önünde, sürdüyorlar.. Ki gidenler de; gün içerisinde gider, görüşür, desteğini ifade eder..

***

Ama Hısarcıklıoğlu, ne hikmetse ne gündüz vakti aileleri ziyarete gitti, ne de burada bir görüntü verdirdi.. Görüşmeyi, öğretmen evinde kalan ailelerle, "yemek" organizasyonuyla gerçekleştirdi.. Görüntü sonrası, basına kapalı görüşüldü…

***

Birileri diyebilir ki, ne var bunda!.. İşte bu ne vardı ya; zihnimi kemiren "neden net olamıyoruz?" sorusunu inşa etti… Mevzunun gerçek ruhu denir ya, detayda saklıdır, ya da gizlidir diye.. Diyarbakır'a özel, Oda ve Borsa Başkanları ile yönetimlerinin, bugüne kadar Diyarbakırlı annelerin yürüttüğü "eyleme" o görüşme ve yemek organizasyonu anına kadar; "görmez ve duymazlık" tavrı, eleştiri konusu olmuştu..

***

İşte bu duymazlık mı, görmezlik mi, görülmemek mi, Hisarcıklıoğlu'nu, HDP il Binası önüne götürtmedi; orada görüntü verdirmedi diye, oluşan bir soru?.. Tabi gidilseydi, Başkanlar da, yönetim kurulu üyeleri de, Hisarcıklıoğlu ile birlikte, gideceklerdi, görüntü vereceklerdi? Tıpkı yemekte verilen poz gibi!… Niye; "izaha" muhtaç…!

***

İkincisi… Odalar'ın Diyarbakır'daki buluşma arifesinde, Diyarbakır'daki Oda ve Borsa, Birlik Başkanlarının altına imza attığı, "Ekonomik gelişmelere" dair ortak bir açıklaması basına servis edildi.. Ama o açıklama muhtevası itibariyle, bilahare de geri çekildi, hem de sorgulayıcı şekilde… Çünkü, gün içerisinde ortak bildiri hazırlanıp, maddelerin içerdiği bir bülten şeklinde, basın kuruluşlarına e-mail yoluyla ulaştırıldı..

***

Ki, internet sitelerinde dahi haber konusu edildi. Hatta bildiriye eleştiri getirilerek, Suriye harekatı dikkate alınmadı, "savaş bütçesinden" söz edilmedi gibi "dikkat çekici ifadeler kullanıldı? İş dünyası da bildirinin içeriğini kendi ölçeğinde mülahaza etmeye başlarken, biz de "gazeteye" nasıl bir başlıkla, okuyucuya duyurulur, tartışmasını yaparken, ani bir gelişmeyle ortak açıklama "geri" çekildi haberi geldi?.." Basına servis eden Oda'nın resmi e-mailinden 3 saat sonra ikinci bir açıklamayla; "bildiri sehven yayınlanmıştır.." denildi.

 

***

Biliyorum bazılarınız aynı ifadeyle "ne var bunda, sehven olmaz mı" diyebilirsiniz?… Olur da!… Ancak kazın ayağı öyle değil.. 3 saat sonra sehven olur mu? Hiç tartışmasız, ekonomideki kritik durumu ortaya koyan ortak bildiri bir çok önemli noktaya dikkat çekmiyor değildi?.. Üzerinde durulup, düşünülmesi gereken bir çok madde vardı..

***

Dikkat çeken tek nokta; "Suriye harekatından" söz edilmemiş olması?  İşte zihnimi kemiren de, bildiri muhteva itibariyle "net olmadığı" için, gelen telkinlerin ve uyarıların acaba, sertliğinden dolayı mı, apar-topar "sehven" denilerek o bildiri çekildi..? Yoksa, "ekonomide sıkıntı yok" nedir bu "felaket tellallığı" gibi gelen bir zılgıtlıktan mı kaynaklıydı geri adım atılması?.. Neyse; hepsi izaha muhtaç..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Sinsilik pis bir karakterdir, menfaatperestlerin dünyasında nesilleri tükenmez...

 


Bu Makale 617 kere okunmuştur.