İNFAZ'DA "BİRLİK" LAZIM…
Yasa taslağı, Meclis "Adalet" komisyonunda görüşüldü!.. Ve önceki gün itibaren taslak, kabul edildi.. Artık, top mecliste..
Tabi, Yasa’da, kim yararlanacak, kim yararlanmayacak, ceza indirimi kime uygulanacak, kime uygulanmayacak belli bir ölçüde belirlendi?.
Bu noktada, "çerçeve" belirleme adına, partiler düzeyinde "fikir mülahazası" komisyonda yapıldı, ancak Meclis'te daha bir aktif görüşmeler olacak?..
***
Muhtemelen, infaz yasası bu hafta Meclis'e gelecek.. Ve görüşmelere başlanacak.. Tabi yasa taslağı belli bir olgunluğa erişmiş durumda şuan..
Lakin kamuoyunda da, izlediğim bu minvaldeki açık oturumlarda, muhalefet ve cezaevlerinden gelen, serzenişlerde "yasanın" adil ve eşitlikçi olmasına dair "ifadeler" daha bir yüksek dile getiriliyor..
Kriterler, "siyasi ve ideolojik" olunca, "açmaz" inşa edilmiyor gibime geliyor?..
***
Neyse!.. Bizim de yasa taslağına daha bir olgunlaşma, adil ve eşitlikçi olabilmesi babında fikrimiz şu!…
Öncelikli olarak, 15 Temmuz Darbe girişiminde yer alan "teröristler" ve şiddete bulaşmış, elinde silahla, sivil, asker, polis gözetmeksizin "insan" kanına girmişler hariç..
Ve; "sapık ruhlu, katiller de" eklenerek…
***
İşte bu üç ana "suç" unsuru, kırmızı çizgi noktasında, değerlendirip diğer "suç ve suçlular" kapsam dışına alınabilirler..
İster siyasi suç olsun, ister adi suç olsun; "tutuklu ve hükümlüler" infaz yasası kapsamına alınarak, "birlik ve bütünlük" açısından, "manevi" yeni bir sayfa ve süreç işletilebilir?…
***
Özellikle, yaşadığımız evre!.. Şu insanlığı "dört duvar" arasına sıkıştıran, maddi ve manevi bir buhran yaratan, ülke sınırlarından beter, il ve mahalle sınırlarına dahi "giriş-çıkış" yasağının uygulandığı zaman dilimi için, ülke ve millet için en büyük ihtiyaç; "birlik ve beraberliktir, dayanışmadır…"
Siyasi Partilerin, "bu pencereden" infaz yasasına odaklanmaları lazım!…
***
Yoksa!.. Kamuoyunun genelinde varlık gösteren infaz yasasına dair intiba; "Rahşan Ecevit Affından" öte şüyuu vukuundan beter bir hal içermez!..
Çünkü, cezaevleri bir hafta içerisinde boşalıp doldu..
Ki, toplumda genel bir vicdan tahribatı, oluştu!..
Sonrası, hepimizin malumudur; beddualar!!!…
***
KORONA TERÖRİSTLERİ!…
Hem de nasıl?.. "Kanlı ruha sahip" teröristlerdir bunlar!… Sosyal medyayı takip ediyor musunuz, ha bire "twit" atan, facebook'ta, instagramda, şurda burda; "Covid-19'a" karşı, yürütülen mücadele ve alınan tedbirlere "laf" sokanlar, rahatsızlık gösterip, algı üretenleri..!
***
Hafta sonu, siz okurların bir kaç mesaj paylaşımı üzerine tur yaptım!.. Vahim tabloya, kurdukları cümlelerde "virüsten" beter pandemi körükleyen zihin fukaraları, neye hizmet ediyorlar, temel gayeleri nedir diye… Hayli zihin eforu sarf ettim… Ha bir de siyasi fikirlerine baksanız; " O da meçhul?"… Belirsiz ucube bir akım!...
***
Düşünüyorum!.. Bu "Korona teröristleri" diye isimlendirdiğim kesimin "iştahlı, iştahlı" vampir misali; "ölümleri" beklemeleri, kendilerine ne kazandırır?.. Allah korusun, İspanya'nın haline düşsek, bugün 425 olan "ölü" sayımız, yüz kat artsa.. Yani 45 bin olsa.. Milyonlarca hastamız bulunsa..
***
Sağlık sistemimiz çökse… Hastaneler "cesetlerle" dolsa.. Sağlık hekimlerimiz işi bıraksa.. Siyasal iktidar "görev" yapamaz hale gelse.. Milletin dayanma gücü kalmazsa, moralmen çökse!.. Hayat, yaşam, insani değerler ortadan kalkıp, öfke, şiddet, gelişse!.. Tabiri caizse, ülke ve millet enkaz haline dönse; "bunların kasasına" ne girecek…
***
Onlar da bu geminin yolcuları değiller mi?.. Gemi batarsa, onlar kurtulacaklarını mı sanıyorlar?.. Sahi bunlar nasıl bir akıl, zihin, anlayış, felsefe ve insan karakterine, sahipler.. Doğrusu, herhangi bir mikrobun, virüsün familyasındandır diyemediği gibi, bunlar "hilkat garibeleri?" Ama bulaşıcı, garibeler..
***
Okurumun düştüğü notun etkisiyle; "bu salya akıtıcı" virüslerden, Covid-19'dan daha radikal tedbirle, uzak durulmalı.. Bırakın, 1.5 metre sosyal mesafe, ABD'li Bilim Adamının dediği gibi, en az 8 metre "sosyal mesafe" kuralı uygulanmalı… Ettikleri laf, söyledikleri sözün ses tonu bile; mikrop üretici!… Aman ha aman bu "korona teröristlerinden ve familyasından" uzak durun!…
***
HELE Kİ, ŞU TİPLER!
Adamlara baksana!… Bodrum katını, evi, işyerini farklı bir "kamuflajla" kumarhaneye çevirenler.. Ve burada; "kumar" oynayanlar.. Şakır-şukur okey, kağıt ciritliği yapanlar!.. Verdikleri savunma; "kumar oynamadan yaşayamayız.."
***
Ağzımı bozmak istemiyorum.. Ancak, vakıa der demez insanda edep sınırlarını aştırıyor… "Edepsizlere, zibidilere" kabahat kanunundan, 21 bin lira ceza kesilmiş.? Kişi başı 3 bin lira.. Maddi cezadan çok bunlar halk deyimiyle fena bir sopalığı hak ediyorlar…
***
Peki ya, otellerde "doğum günü" partisi ya da farklı bir gerekçeyle "kutlama" partileri düzenleyen şebekler!.. İşte, Antalya'daki görüntüler.. Kızlı-erkekli, 51 kişi bir odaya "sıkışıp" parti yapmışlar.. Peki sonra; "zibidice" sokağa salınmışlar..
***
Sokakta, sükut kalsalar neyse!.. Üstüne üstlük bir de, baba parasıyla altlarındaki lüks otomobillerle "drift" yapmışlar!.. Polisi görünce de, durmayıp, tam gaz yapmışlar.. Sonra, lastiklere yapılan ateşle, durabilmişler!… Peki bunlara verilen ceza ne; 392 lira!…
***
İşte mevzuat, işte insan yüzlü zibidi tipler!… Denir ya, neyine üzülesin, neyine ağlarsın, neyine gülersin; ülkemin ve milletimin hal-i vaziyetine!… Sadi Şirazi'nin güzel bir lafı var, bilir misiniz?. Der ki; "Lafta ölçü bilmeyen, edepsizlikte sınır tanımaz..!"
***
İşte o Bodrumlu, teknesinde zırtoluk yapan Hakan Aygün!.. "İban Suresi" diye yaptığı iğrenççe paylaşımlar… İğrençlik… Şuursuzluk.. Dengesizlik.. Sorumsuzluk.. Rezillik ve kepazeliğin her türlüsünün salya ürettiği bir karakter… Tutuklanıp cezaevine konuldu.. Doğrusu kelepçeli hali ve tutuklanması denir ya, "edepsize" çok fazla "değer mi atfediliyor?"...
***
***
Ben de diyorum ki, bu kadar söylenenlere, vahim duruma karşı hala "edepsizliklerine" devam edenler varsa, boşuna söylenmiş ve halka mal olmuş söz değil; "dayak cennetten çıkmadır" diye… Neyse siz benim bakmayın böyle şiddeti benimseme halime, kimse de burada kendine vazife çıkarmasın… Kastım, "Allah'ın ve Devletin sopası.."
***
MASKE MEVZUSU!…
Görünen o ki, "virüsle" mücadelede en mühim koruma, materyali.. Her ne kadar daha önce önemsenilmiyorduysa da, şimdi önemseniliyor.. Peki "maskesiz" yasam kuralına dair, tedbir nasıl alınacak?.. İşte o noktada öncelik Belediyelerin deniliyor?. Doğru, Belediyeler "sosyal belediyecilik" mevzuatıyla, sorumluluk onda!.. Ama, zaman "dayanışma" olduğu için, biraz da sorumluluk bizde olmalı!..
***
Şöyle ki… Belediyeler, toplu taşıma araçları dahil, hizmet kurumlarının hemen girişinde dezenfektan, kolonya ve maske ile; gelen-gideni karşılamalı, sosyal mesafeye riayetle, maske dağıtımı yapılmalı!.. Ve bu kesintisiz, 7-24 devam etmeli.. Diğer kulvarda ise, vatandaşın dolaşımının olduğu tüm mekanlar, işletmeler.. Pek tabi ki çok katlı binaların bulunduğu sitelerin çıkışları, mahalle muhtarlıkları, belli yerleşim yerlerindeki caddelerin köşe başlarına, "maske dağıtımı" yapılmalı?..
***
Eğer ki, böyle bir strateji ortaya konulup, hayata geçirilirse!… O zaman, "maskesiz" kişi kalmaz, o illetli virüsün dağılımını da büyük ölçüde, kesip, sağlık açısından önemli bir izolasyon sağlanmış olur!..
***
DİLİPAK BOMBALAMIŞ?..
Bu cümle, bir dost okurun, gönderdiği mesajın başlığı.. Mesajın muhtevası da, Yazar Abdurrahman Dilipak'ın sosyal medyadaki bir paylaşımı.. Ben de, bu mesajla öğrendim; Dilipak'ın hükümete, Özellikle AK Parti'ye yönelik "bombalama" eleştirisini.. Dilipak'ın bombalaması şöyle..
***
"AK Parti aktif karbonla bağırsaklarını temizlemesi gerek.. Perhiz gerek.. Hırsız içerde.. O kadar çoklar ki her yerdeler ve çok fazlalar.. Ama bir el siyaset, bürokrasi ve Beştepe'de, medyada, sermaye çevrelerinde operasyonu engelliyor…?"
***
Dilipak'ın bu atışı, doğrusu tank, top, havan, F-16 bombardımanından beter bir bombardıman!.. Siz ne dersiniz?.. Evin ahalisinden birisinin bunları söylemesi, neyle izah edilebilinir?.. Bir paylaşım hizipleşmesi mi, yoksa mızrak artık çuvala sığmıyor mu?..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Asrın "racon" kesen tek canlısı korona familyasından "Covid-19…" İtirazı olan...
