İŞİN MÜTEAHHİDİ KİM?

Malumunuz üzre!..

Bu akşam, mübarek Ramazan-ı şerifin müjdecisi, Berat Kandili!..

Bolluğun.. Bereketin.. Rahmetin.. Affın..  Günahlarından arınmanın, fırsat gecesi!...

Kardeşliğimize.. Birliğimize.. İslam ümmetinin huzuruna, güvenine, istikrarına vesile olması dileğiyle..

Berat geceniz; mübarek olsun..

***

Evet, bu ulvi vazifeyi yerine getirdikten sonra; konuma geçelim..

Ne diyorduk..! Bu zat "salih" biri değil… O makama.. O mevkiye..

Ehliyet açısından.. Liyakat yönünde… İşin dava adamlığında "uygun" değil..

Kibirlidir.. Egoludur.. Burnu havalıdır..  Lüksü, şatafatlığı, "makam ve mevki" düşkünlüğü yüksektir..

Zafiyet sahibidir… Hele ki, kadrosu… Ondan beterdir…

Çevresine kümelenenlere bakın.. "Rehber" edindiği, kendine "sözcü" yaptığı, zevat!!!

Çöreklenmiş...

Hakkı tanımaz.. Hukuku bilmez.. Adaleti tecelli de; adaletsizliği benimseyen zihnin kollayıcılarıdır!!!…

Kent adına.. Millet adına.. Zerre-i miskal bir düşünce ve fikriyat olmaz..

Çünkü. Troykanın emrindeler.. Güdümlüdürler..

Yazıktır, günahtır…

***

Bakın vaki olan şudur.. Troykanın felsefesi nettir…

Çıkarını ve menfaati en üstün seviyede tutmaktır!…

Hizmeti de.. Yaptırdıkları da; "çerezdir.."

İşte yaptık; görüntüsüdür.. 20 yılın, "hizmetsizliğini?" bir şans lütfu olarak sunmaktadır..

Parkla.. Bahçeyle.. Çiçek ve böcekle; "kamufle" edip satış yapmaktadır!!..

Ki hükümeti de..

Ki Ak Parti'yi de..

Ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da; "bu boyamalarla" aldatıyorlar..

Yanıltıyorlar… Pembe tablo çiziyorlar.. Kalıcı, somut, üretici bir hizmete yönelmediler..

Günübirlik düşündüler!!!…

***

İşte eserimiz.. İşte kazandırdıklarımız..

İşte Büyükşehir Belediye'sinin, 1 milyar 250 milyon liralık "hizmetler serisi?" denilmedi?..

Merkezi hükümetin.. Merkezi hükümetin kurumlarına ait; "yatırımlar" gösterildi..

İnsana dokunmayan.. Gönüllere girmeyen.. Fikirleri.. Düşünceleri.. Ön yargıları yıkamayan; kazanamaz!..

Başarı elde etmesi mümkün değil dedik!…

Ama kime dersin?..

***

Neyse!!!.. Ki, 31 Mart seçim sonuçları tabiri caizse "maskeyi" düşürdü..

Kep düştü, kel göründü misali…

Seçmen.. Diyarbakır ahalisi; "vaziyete" vakıf olduğunu gösterdi..

Tüm olumsuzluklara rağmen.. 20 yıllık, hizmetsizliğe rağmen..

Tercihini, yüksek perdede göstererek; "kalplerimizi kazanamadınız" dedi!!!…

Ki yüzde 62 bunu dedi!!… Ak Parti, yüzde 31 deniliyor.. Ki buna; katkı sunan var..

Haklar yeniliyor..

Yüzde 6 Hüda-Par.. Yüzde 2 MHP.. Yüzde 1 BBP.. Ve diğer bileşenlerin desteğini de yüzde 1 dersek!..

Alınan oy oranı, sadece yüzde 20!!!…

24 Haziran.. 2014'teki yerel seçimler.. Ki 2015'teki genel seçimler..

Yani, 1 Aralık… Genel itibariyle; ki tüm güçler elde olmasına rağmen!…

Yerel yönetimler.. Devlet imkanları.. İktidarın sınırsız kredisi..

Ve rakibin; miting yapabilecek imkanının dahi olmadığı bir ortamda…

En önemlisi de… Mangalda kül bırakılmayan o yaldızlı, içi boş söylemler!..

Alınan sonuç; bir hezimettir..

***

Dedik ya!.. "Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu..!"

Çıktı!.. Kayyum Cumali Atilla'nın "makam odası..!"

Dinlenme odası… Banyo bölümü.. Lüksün en yükseği.. Şatafatın en pik hali..

7 yıldızlı otelin kral dairesinin de ötesinde.. 750 bin lira harcanmış.. Ki Belediye'nin yeni yönetimi 1 milyon diyor….

Diyeceksiniz ki, aslan yattığı yerden belli olur?

Öyle ya!?.. Kendine özgü bir dünya yaratmak!..

Şimdi nerde?.. AK Parti kulvarında "bu tablonun" hesabı sorulacak mı?..

Ey kayyum..

Ey troyka..

Ey teşkilat..

Ey sizi vekiller..

Ne bu hal; deyip bir fatura kesilecek mi?.. Kesilmeli…

Yoksa; ilerisi için AK Partiye çok şey "eyvah ki eyvah" dedirtir!…

***

Gelelim, yazının başlığındaki ifadeye!..

"Bu işin müteahhidi kim?"…

Mefruşat.. Tadilat.. Döşemelerin faturalarındaki; şirket kim ve kime ait!?…

İlgili ve yetkili, makama soruyorum!..

Kim bunlar?… Doğrusu ulaşan bazı isimler yok değil.. Var..

Teyitte etmişliğim var.. Ancak resmi ağzın beyanı, daha önemli!…

Yeni yönetim söyler mi, söylemez mi bilmem!..

Ama soruyorum?..

Çünkü soruya gelecek yanıt; bir çok "perdeyi" aralar..

Özellikle, kılavuz adına!… Öyle inanıyorum ki!..

Köşenin müdavimlerinin ekseriyeti de; o ismi ve şirketi öğrendiğinde şunu diyeceklerdir…

"E be yuh yani.."

***

Neyse, virgülü atalım…  Sahi, o akaryakıtla alakalı meşru durum!…

Aylık, 5 milyon liranın "bir adrese" gitmesi…

Hele ki, Hazro'nun etleri.. Karacadağ'ın yoğurdu.. Özel kalemdeki, akşam sofraları..

Gel bi gel; "başkanım!.."

Velhasıl…

Lakin diyeceğim şu; kılavuzu karga olanın, hal-i durumu bu olur!...

Kim nasıl, üstüne alınırsa!… Davul ve tokmak; ama ikisi de ayrı kişilerde!…

Biri taşıyor, diğeri vuruyor..

 

 

 

***

YA YSK DERSE Kİ!….

Biliyorum… Diyeceksiniz ki, yetmedi mi?..  Dün nokta koydum dedin..

Artık İstanbul seçimleri.. Büyükçekmece'deki "organizeli usulsüzlük..!"

Mülki idare amirinin, "becerikliliği!" Ve daha bilmem nelerin, yarattığı travma..

Bir daha; "ağza" almayacaktın..  Konu etmeyecektin?.. Başka "maceralara" çıkacaktın!..

Ne oldu da caydın?.. Yine; "kafa" meşguliyeti!..

Haklınız.. Ama; herkesin kafasındaki soru, beni de "uykusuz" bıraktı!…

Ki gün içerisinde, "sorup-durdum!"

Ya YSK derse ki!.. İşte bu "cümlenin" son iki kelimesi, tar-u mar edici!…

Niye ki!… Malum, YSK İmamoğlu'na "mazbatasını" verdi..

Buyrun dedi.. İstanbul Belediye Başkanı sizsiniz.. Mühür sizde..

Ki o da, hiç zaman kaybetmedi.. Mazbatayı aldı..

Aynı saatte, Belediye'ye gitti.. Görevi devraldı..

Ahaliye de, "haftasonu" randevusu verdi..  Buluşalım, kutlayalım; "zaferi" diye!?..

***

Eee.. Dile kolay, çeyrek asrın üzerindedir; "İstanbul" başka elde idi!…

Hal bu iken. O kafa ve merakın; sorguladığı soruya!..

Ya YSK derse ki!…

Evet, "seçim itirazlarına" ilişkin..  Yani; "olağanüstü" itiraza dair; "karar…"

Diyelim ki.. YSK "olağanüstü usulsüzlük" yapılmış.. İtirazların "haklılık" yanı var…

İşte bundan dolayı da; "seçim iptal.."

Haziran'da "Büyükşehir için" seçime gidilecek, derse!.. Ve Ey İmamoğlu, "o koltuktan" kalk derse!…

Geçici kayyum, atanırsa!…

Sahi; ne olur?.. Diyeceksiniz ki; "iş çok yönlü bir efsane" olur..

Figüranlar kahraman.. Baş aktörler ise, kostüm taşıyıcı olur!..

Aynen de öyle!..

***

Hasılı kelam..

Efsane bir seçim.. Efsane bir sonuç.. Efsane bir süreç.. Efsane bir YSK'nın "işleyişine" tarihi bir efsanelikle, şahit olduk!..

Ötesi; roman deyip seyr-ü sefere bakalım!…

Lakin bu romanın sonu gelmez.. Daha, ikileri, üçleri, dörtleri var..  Baskısı çok olacak?

***

İKİ DE SORUM VAR?…

Kısa ve öz olacak.. Sorup, şerit değiştireceğim..

Muhalafet ne diyordu?..

Ey arkadaş… Niye bu kadar, "ayak diretmen…" İşi niye uzatıyorsun?.. Oyalama artık?..

Peki iktidarın cevabı neydi?…

Ey arkadaş…

Niye bu kadar "acele" ediyorsun.. İşi alelaceleye getiriyorsun?.. Yeter mızıkçılığın!!!

17 gün süresince; "işitilen iki soru?…"

Gelinen aşama itibariyle; "buyrun cevap vermeye?".. Sakın; çömlek patladı demeyin!…

***

ÇAY VE SİMİT!…

Birileri.. Duydum ki; çay ve simitten bahsetmiş..

Diyor ki..

Simit bir lira.. Çay bir lira… Dahası, asgari ücretle mukayese etmiş..

5 kişilik ailenin, masrafı aylık gideri 900 lira imiş.. Yani, yine de cebinde bin 120 lira kalıyormuş…

Vay be!..

Ne de zengin olmuşuz.. Ne de geçinebilecek ülkeyiz..

Maşallah..

İyi de, 1 liraya simit nerde? Bir liraya çay nerde?.. Ne berbat bir hesap ve zihin "boşvermişliği..!"

***

AK Parti'nin kan kaybına uğraması; işte bu "zırto" akıllılar yüzünden değil mi?

Ne inandırıcılıkları kaldı.. Ne güvenirlikleri.. Ne de halislikleri..

Kibirlilikleri var.. Burnu havalılıkları var.. Çok bilmişlikleri var

Liyakat ve ehliyetten uzak üstünlükleri var!!…

Yani, egolular!..

Diyeceksiniz!!!..

Hani kira.. Hani elektrik ve su.. Ulaşım.. İletişim… Soğan, patates.. Et'i saymıyoruz..

***

NE YAMAN ÇELİŞKİ?…

Seçim dedik.. Sloganlar dedik.. Mazbata dedik..

Çay dedik, simit dedik.. Soğandan, patatesten bahsettik..

Peki ya!.. Fakir-fukara edebiyatı yapan.. Tencere sallayan..

İsraftan… Şatafattan.. Lüksten.. Fuzuli harcamalardan söz edenler…

Ne oldu da, dünya değişti?..

Şimdi; en lüks araçlarda.. Son model makam arabalarında..

İhtişamın.. Lüksün en tepesini, yaşıyorlar..  Ye kürküm ye misali!!..

Ne yaman çelişki…

Hayırlı cumalar…