İŞTE O ANLAR…

Diyeceğim o ki…

Hani bir atasözü var…

Der ki;

"Görünen köy kılavuz istemez!"

Hele ki tarif…

Hiç ama hiç istemez…

Çünkü "her şey" görüneniyle vardır…

İşte yukarıdaki resimde…

Ki kare, kare orta yerde…

Film şeridi gibi…

Deklanşöre peş peşe basılmış "o anlar" çekilmiş!

***

Vaziyete bakıyorsun…

Yarı çıplak bir genç…

Bir elinde bıçak…

Diğer elinde içi su dolu pet şişesi…

Nevruz alanına girmek istiyor…

Kontrol noktası…

Çevresinde polisler…

Belli ki; "arıza-i bir durum" var?

Çıkabilir…

Ki çıkıyor da…

Birden bir "arbede" ve ardından kaçış-koşuşturma…

Kovalamaca…

Ve son kare…

Sırtından vurulmuş; "kanlar" içerisinde bir beden!

***

Valilik!

"Canlı bomba şüphesiyle" müdahale edilmiş diyor…

Aile ise; "canlı bomba" iddiasını kabul etmiyor…

Resimler…

Görüntüler…

Görenler, ifade verenler…

Beyanda bulunanlar…

Genel itibariyle; çifte bir muammayı "kendi" içinde barındırıyor…

"Kim vurduya?"

***

Ölen genç; Kemal Korkut…

Üniversite birinci sınıf öğrencisi…

Adıyamanlı…

Ama Malatya'da ikamet ediyor…

İnönü Üniversitesi'nde okuyor…

Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü...

Nevruz "kutlamaları" için Diyarbakır'a gelmiş…

***

Vaka…

Bir bütün olarak, Cumhuriyet Başsavcılığında…

Soruşturma başlatıldı…

Gelen bilgilere göre…

O esnada görevli polisler…

Korkut'a isabet eden mermi çekirdeği…

Olay yeri görüntüleri…

Bir mevcudiyet içerisinde; "inceleme ve sorgulamaya" alınmış…

Adalet nasıl tecelli eder bilmem?

O'nu zaman "gösterecek?"


***

Doğrusunu isterseniz…

Çok konuşulacak…

Çok söylenecek…

Çift yönlü; "sorgulanacak" çok nokta var…

Ders-i ibret anlamında!

Her türlü; "provokatif" duruma, açık bir olay.

Lakin söylenecek tek söz var…

O genç; "sağ yakalanabilinirdi?"

Polis de "yargısız infazla" bir kez daha suçlanmazdı?

***

O BÜST YERİNDE…

Evet…

Ahmet Arif'in büstü onarıldı…

Dün itibariyle…

Büst sökülen yere, iki hafta aradan sonra yeniden konuldu…

Teşekkürler Büyükşehir Belediyesi…

Tabi siz duyarlı okurlarıma da teşekkür ediyorum..

Biz konu ettik…

Sizler de katkı sundunuz, "ilgililer de" duyarlılıkla..

İki şuursuzun…

Sarhoşun..

Kendini bilmezin yarattığı çirkinliği; "böylece" gidermiş olduk…

Ancak bir itirazım var..

O iki zibidinin "ders-i ibret" noktasında, deşifresi şarttı…

Ki değerlerin "kutsiyetinin" bilinmesi için…

***

REFERANDUM İNCİLERİ…

Kılıçdaroğlu…

Demiş ki…

Erdoğan'ı "kast" ederek..

Eğer ki..

Aklına eserse "muhtarlıkları kaldırıyorum" der…

Bilin ki, bunu yapabilir…

Sakın ha…

"Hayır" demeyesiniz…

***

Yine demiş ki…

Bütün "Hayırcılar."

Biliyor musunuz?

Binali Bey'e "çalışıyormuş…"

Niye…

Başbakanlığı "devam" etsin diye…

Hatta "Ak Partililer" bile!

Sakın ya…

Bu duruma "hayır" demeyesiniz!

***

Bir de eklemesi var…

Eğer ki…

Erdoğan'ı her kim "ikna" ederse…

O…

24 saat içerisinde; "Türkiye'yi" ele geçirirmiş?

Siz siz olun…

Sakın ha; bu işe "hayır" demeyesiniz!

***

Ne diyelim!

Referandum'un inceleri…

Bir kenara not düşelim..

Bir de bir ekleme yapayım..

Kılıçdaroğlu'na dair…

7 seçim'dir kaybediyorsun…

Genel'i bırak…

Belediyeleri de, "elden kaçırdın…"

Bu seçimde, yani 8'inci seçime giriliyor…

***

Yine; "yenik düşersen…"

Evet'in altında kalırsan..

Hayır'ın "hayırsızlıkla" son bulursa…

Ne yapacaksın?

“Yenilen pehlivan güreşe doymaz” minvalinde…

O koltukta oturmaya devam edecek misin?

Yoksa!

"Ben beceremiyorum.. Beceren gelsin…"

Artık yeter; "diyebilecek misin?"

Neyse!

Şimdiden iki şıktan birini "seçin."

Kayda geçsin...

Ki, 17 Nisan sabahı "size" hatırlatalım…

***

BAHÇELİ'NİN DEDİĞİ…

Beyler…

Artık anlayın ya…

Bahçeli'nin dediklerini…

Ne diyor…

Cumhurbaşkanı Yardımcılığı…

"Bize ters…"

Yani olmaz..

Ama hala da, "ısrarcısınız!"

Bahçeli…

"Yardımcılardan biri olacak…"

Neyse…

Siz de bir yere kaydedin…

17 Nisan sonrası…

Gelişmelere göre; "hatırlatma" yaparsanız.

***

EBE YUH YA!

Adamlara bakın…

AB'nin son tutumunu eleştiriyorlar..

Neymiş…

Türkiye dâhil…

8 İslam ülkesinden; "giden" uçaklara, kural getirilmiş…

Bilgisayar…

Tablet…

Kamera…

Yani elektronik aygıtların bulunmasına izin verilmeyecek…

***

Ve bu uygulamanın!

"Türkiye halkının…

Hem kalbini,

Hem gururunu, kırıyor incitiyor" diyor…

Doğru…

İncitiyor…

Hem de derinden derine incitiyor?

Ama!

Ebe gafil…

Bunun bu rendeye gelmesinde senin payın yok mu?

Var…

***

Eğer…

Yanındakine…

Komşuna…

Aynı dindaşına…

Aynı kimliğine sahip kişiye; "ambargo" koyarken…

Sana gel…

Ona gelme dendiğinde!

Tavrını koysaydın!

Bugün böyle mi olurdu?

Bilesin…

İş, "sarı ineği" kurban verdiğinde, başladı…

 

4 ANKETİN ORTAYA KOYDUĞU!?

Bugün referandum olsaydı, sonuçlardan ne çıkardı?

İşte dört araştırma şirketi yetkilinin cevabı…

Kim ne diyor?

Hasan Basri Yıldız/Denge:

Şu anda oy kullanıyor olsaydık, sandıklardan ‘evet ‘çıkardı.

Rakam olarak ise 50’nin üzerinde 55’in altında bir bant olduğu söyleyebilirim.

Mehmet Ali Kulat/MAK:

Şu anda seçim olsa yüzde 54-55 bandında ‘evet’ oyu çıkar.

Önümüzdeki süreçlerde sahaya inişlerin ‘evet’ oyu üzerinde bir artış yaratacağını düşünüyorum.

Bu artış oranı yüzde 57-58 bandını yakalayacağını tahmin ediyorum.

İhsan Aktaş/Genar:

Halka -kim kazanır? diye sorduğumuzda, vatandaşların kanaati ‘evet’ kazanır noktasında.

Referanduma 1 hafta kala bir sonuç verebiliriz.

Her seçim kritiktir.

Recep Sazkaya/Varyans:

Bugün bir seçim olsaydı yüzde 53-55 aralığında ‘evet’, yüzde 45 civarında ‘hayır’ oyu çıkacağını öngörüyorum.