KABİNE'DE KÜRT KARŞILIĞI…

Olacak mı?

Soru, bir hayli "kulis" tartışmasında!

Konuşuluyor…

Ki, Güneydoğu ahalisi de, "beklenti" içinde…

Hem, kabine adına…

Hem de yeni bir açılım adına…

Referandum'daki "oy artışının" bir karşılığı, olması gerekir diye…

***

Hiç kuşkusuz ki…

Bir kabine değişikliği olacak…

Başbakan sinyal verdi…

Külliyeden de benzer sinyaller var…

Bu kez…

Hayli "kapsamlı" bir revizyona gidilecek…

Verilen rakam yüzdeliğine göre; "yüzde 50'nin" üzerinde bir değişim olacak…

O'nu göreceğiz…

***

Lakin Güneydoğu açısından…

Diyarbakır adına…

Bir itirazım olacak…

Eğer ki, "oy artışına" binaen gelecek "karşılık…" var ise…

Yani, bölgeden "kabinede" yer alınması nokta-i nazarında…

"Yanlışa" gidilmesin…

Halkta karşılığı olsun…

İtirazlar kâmil olmasın…

Şaibeli "bir yüz ve kimlik" taşımasın…

En önemlisi de…

"Denenmiş, bir kez daha denenmesin…"

***

O RUH ÇOK KÖTÜ BİR RUH!

Adamın teki… Muhalif cepheden…

Yazmış…

Hem de iri puntoyla…

Diyor ki…

"Gezi'den" öcü bir masal çıkarıldı…

Kendileri anlatıyor…

Kendileri inanıyor…

Yani…

Yani’si şu..

"Gezi" masum bir hareket imiş!

 

***

Kötü adamların dürtüklemesi…

Dış güçlerin planı olmadığını…

Kendiliğinden olduğu…

Bir daha aynısının tekrarlanma ihtimalinin sıfır olduğu…

Falan-filan diyerek; "masumiyet" libası giydiriliyor…

***

Vallahi!

Ben de, "Gezi'nin" ilk aşamasını öyle gördüm…

Gençlerin…

Birkaç duyarlı kesimin; "Doğa dostu" nokta-i nazarında, tepki diye…

Ki "masumiyeti" bu noktada idi…

***

Ama birileri!

İşte o birileri; "masumiyet" karinesinden çıkardı ve "projeye" çevirdi.

Kötü adamlar dürtükledi…

Dış güçler, kurgulamaya geçti…

İş "toplumsal" infial yaratma aksiyonuna döndü…

Ki devlet ile millet karşı karşıya geldi…

***

Ölümlerin… Yaralamaların…

Yakmaların…

Yıkmaların…

Terör ve şiddetin; "körüklendiği…"

İstikrarın…

Güvenin…

Huzurun "alaşağı" edilmek istenildiği ortaya çıkmasına rağmen…

Açık ve aleni bir; "iktidar devirme" operasyonuna dönüşen, hareket!

***

Hiç kimse!

"Masumiyet" karinesi içerisine sokamaz…

Toplumsal…

Demokratik bir "tepki" oluşumu diye göremez…

Çünkü "mecrasından" sapmıştır…

Kötü niyetlilerin "kontrolüne" geçmiştir…

Anti-demokratik…

Zorba bir; "hareket" olmuştur…

***

İşte, FETÖ… Fetullah Gülen…

Daha bir kaç yıl öncesine kadar…

Gülen hoca diye anıyorduk…

Bir hizmet hareketi deniliyordu…

Din adına…

Kur'an adına…

Hikmet adına…

Ümmet adına…

Eğitim, öğretim ve hayır hasenat adına…

Herkes…

Zekâtını da…

Kurbanını da…

Yani "hayr" adına ne imkân var idiyse; aktarıyordu…

***

Hem toplumdan…

Hem devletten…

Hem iktidardan…

Hem muhalefetten…

Alabildiğine; "güç ve kazanım" elde etti.

Büyüdü…

Sonra…

Kendi "ruhundan" varlık nedeninden saptı…

Canavarlaştı…

***

Ahtapot misali..

Ulusal..

Uluslararası arenada; "güç" oldu..

Devletin "en kılcal" damarlarına kadar nüfuz etti…

Öyle ki; "paralel" bir millet…

Öyle ki, "paralel" bir devlet…

Öyle ki, "paralel" bir iktidar gücü geliştirdi…

Palazlandı…

***

Ve gün geldi…

Kep düştü, kel göründü misali!

Hizmet hareketinin…

Bir proje olduğu…

ABD'nin…

Ve Türkiye üzerinde "emelleri" olanın…

Ülkedeki "derin" oluşumların…

Kirli ittifakıyla; "hayat" verilen, "operasyonel" gücü oldu…

***

Ve görüldü ki…

İlk andan itibaren… Ki 40 yıllık serüveninde…

Ülke ve millet adına yaşanan enva-i olumsuzlukların altında; "bu hareketin" imzası var…

Ülkesini "terörist" gösteren…

Milletini, "vatan haini" yaptıran…

Siyasi iktidarı "devleti" satan yaptıran…

Kısacası; "şer" makinesine dönüştü…

***

Ki, son hamlesi de…

15 Temmuz "darbe" girişimi oldu…

248 insan katledildi…

3 bina yakın gazi var…

Bombalanın, meclis…

Tahrip edilen, Başbakanlık…

Ve ülkenin dört bir tarafındaki "ihanet" ağının, yarattığı yıkım…

***

Eee be…

Gezi'ye masumiyet "libası" giydirenler…

Şimdi…

FETÖ'ye ve akımına…

Bunca operasyona…

Bunca gözaltına…

Bunca ortaya çıkan hakikatler karşısında…

Şu an için; "masumiyet" libası giydirebilir misiniz?

Buna da, kendilerine "öcü masalı" çıkardılar, diyebilir misiniz?

***

Doğrusu!…

Niyet halis olmayınca..

Mutlaka "bir ama" ile sözcük kurarsınız..

Diyorsunuz ki..

Sandık demokrasinin membasıdır..

Milli irade de, "tecellisidir.?"

İyi de…

Referandum'da ahali "seçimini" yaptı…

Sistem değişsin..

Parlamenter sistemden, "Devlet Başkanlığı" sistemine geçiş…

***

Yüzde 51.49 gibi bir oy var…

Hukuk da…

Adalet de…

Yasa da, yüzde 50 artı bir olsa yeter diyor..

Çıkan sonuç açık…

İtirazın varsa…

Kabulsüzlüğün vaki ise..

YSK var…

Anayasa Mahkemesi var…

Olmadı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var…

***

Pek tabi ki…

Demokratik tepkini gösterme adına; "tavır da" takınabilirsin…

Bu bir hak…

Ama "niyet" halis değilse…

Gaye, işi zıvanadan çıkarıp "sokakları" ateşe verdirmekse…

"Meşruiyet" tartışması yaratmaksa…

“Ben bunu yok hükmünde sayıyorum” diye; bağıracaksan..

İç çatışma yaratmak…

Milleti millete kırdırmak…

Açık olan sinir uçlarını, "birbirine" vurdurmak…

Hiçte "masumiyet" karinesine sahip değil…

İş sandıkta kaybedileni…

Sokakta "iç kaosla" elde etme, gayesidir…

Buda; "millete hainliktir?"

Ülkeye, düşmanlıktır…

Onun için…

Diyorum ki…

Bu ruh, çok kötü bir ruh…

Terk edilmeli…

Pis alışkanlığı bırakmalısınız!

 

***

BUGÜN SEÇİM OLSA?

Genar Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş bu sorunun cevabını yanıtladı.

Aktaş:

"Halk oylaması ile siyasi sonuçları birbirinden ayırt etmek lazım.

Bugün seçim olsa;

AK Parti %50-51 bandında,

CHP yine %25'lerde…

MHP %10-11, HDP de %8-9 bandında."