KENDİN PİŞİR, KENDİN YE!…

Oh ne güzel...

Kebap iş..

Bizim Büyükşehir Belediyesinde de "işler" aynen; kebap gibi..

Baksanıza...

Belediyede "akçeli" işler, artık "tek şirkete" yuvarlanıyor…

Tabi sonrası; "alt taşeronlara" gidiyor..

***

MED A.Ş…

Belediye'nin bizatihi kendi "şirketi!"

Artık ticaret yapıyor...

Son iki ay içerisinde; "akla ziyan" ihaleleri bünyesine almış…

Davetiyeli, pazarlık!

Özellikle; "hizmet alımları!"

Tabi; MED A.Ş'nın CEO'su da hemşehri!…

Konuşulanlar çok..

***

Ne diyelim?

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!

Sahi; "işleri" denetleyen, sorgulayan, takip eden yok mu?

"Bağımsız" bir birim var mı?

Eğer yoksa…

İş; "kendin pişir, kendin ye" misali olursa…

Ahalinin diyeceği; "Vay malamınê Diyarbekir!?"

***

OLA RÖGAR KAPAKLARI NERDE?

Vaziyetin ikmali!

Hakikaten "garip" bir hal…

Ne oluyor bu şehre?

Karakaş'ın dramını konu etmiştik..

Düşüp ağır yaralandığı "rögarın" sırra kadem basan kapağı için..

"Ola kapak nerde?" diye de tepki göstermiştik!

Ne hal?

Daha "o kapak" bulunmazken..

Bağlar Fatih mahallesindeki tüm rögarlar, "kapaksız" hale getirilmiş...

Yani "kapaklar" yok…

DİSKİ "hırsızların işi" diyor...

Polis soruşturuyor…

Bakalım; "ola kapaklar nerde?" sorusuna nasıl cevap bulunacak..

***

Sahi…

Rögar kapaklarını "kim ne yapar, kime satar?"

Satsa, satsa "eskiciye demir" diye satar!

Eskiciler de; "bir elin sayısı" kadar olduğuna göre...

Bulunması kolay...

Yok eğer bulunmazsa; "bilin ki" hırsız "evdendir?!"

Gerisini siz bulun…

Bir de "Siyasi mesaj" deniliyor..

Ki buna inanmam!

İşin kılıfı…

 

***

AK PARTİ İL BAŞKANLIĞI…

Diyarbakır'a özgü..

Herkes soruyor..

Okurlar..

Vatandaşlar..

Eş, dost.. Tanıyan, tanımayan..

Özellikle de, AK Parti çevresi!

Diyor ki..

İl Başkanı kim olacak?

Tabi ki, "adaylar, temayyül yoklaması, yerel mülakat" akıbeti ne oldu?

***

Doğrusu!

Vaziyetin seyri, "sırlar alemi" içeriyor…

Çünkü; konuşan ve bilgilendiren yok..

Var olan..

Partinin "kapalı kapıları" ardındaki, "abi(!)"lerin hükmüdür..

Dayatmadır..

Benim adamım olma ısrarıdır…

İsim vermeyeceğim; "ama önceki yazılarımda" ima etmiştim..

O olacak…

Abi(!)'nin adamı!

***

Anlayacağınız..

Görünen o ki; "gelen gideni" aratacak!

Yoksa…

AK Parti İl Teşkilatı "kumpasların…"

Enva-i "şaibe ve dedikodunun" karargahı olarak öne çıkmazdı…

Ne diyoruz?

AK Parti maalesef Diyarbakır'da bir türlü AKP'li "kimlikten" kurtulamadı..

Bakalım; 2019'a dair; "nasıl gümbürtüler" yaşayacak?

Ama durum hiç de iç açıcı değil..

Haberiniz olsun..

***

***

YA YENİ HAL, YA İZMİHLAL!

Ne de güzel ifade etmiştir..

Üstad; Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri…

Diyor ki…

"Eski hal muhal; "ya yeni hal, ya izmihlal!"

***

Buradaki meram; "iki hakikatin" beyanıdır..

BİRİNCİSİ...

Tarihte "geriye" dönüş olmaz!

"Geçmiş" değiştirilemez…

Yani, "geçmişin hayali ile yaşamanın" bir anlamı yok...

***

İKİNCİSİ…

Eğer ki "geçmiş güzellikleri" içermişse…

Güzel işler..

Güzel bir yaşam ihtivası söz konusu ise!

Ona ulaşabilmenin "özlemini" çekiyor iseniz…

Tarihe "geriye gidilemeyeceğine" göre…

O zaman; "ya yeni bir hal" oluşturup, "eski ihtişamınızı" yakalayabilirsiniz…

Ya da; geçmişin" hayaline takılıp, sürünüp gidersiniz!

***

Ne yazık ki; hal-i hazırdaki yaşamda…

Ne geçmişin "özlemi" var..

Ne de, geçmişten ders-i ibret alarak, "yarınlara" bakmak var…

Var olan; "edep ve haya" arsızlığı!

Çünkü, "adap" kalmadı…

"Batıla" evrimleşildi...

Yoksa bugün; "yeryüzünde" Siyonizm hükümran olur muydu?

Kudüs'e göz dikip; "işgal" eder miydi?

 

***

HAKİKATİN GÜCÜ…

El hak!

Kimse lafı "kendisine" göre biçmesin..

Biçtiren de olmasın...

Biçenin; "libası" terk-i salât olur…

Çünkü…

Hiçbir güç..

Hiçbir güçlü, "ilahi adaletin haklılığından" üstün olamaz…

Sözün özü itibariyle!

İlahi adalette "haklı" olan güçlüdür..

Ama şahsi adalette; "güçlü" olan haklı görünür…

 

 ***

MİT RAPORU…

Soru şu…

Reza Sarraf'la ilgili..

MİT..

2013 yılında, "iktidarı" uyarmış mı?

Yolsuzluk..

Usulsüzlük..

Ve Irak ambargosunu "delme" noktasında, "faaliyet" içerisinde olduğuna ilişkin…

Bir rapor var mı, yok mu?…

Kafalar karışık…

Çünkü; "netlik" yok?

***

Nitekim!

Rapor'un "varlığı" kamuoyuna yansıyınca..

İçerik..

Ve farklı başlıklar "tartışılınca!"

MİT…

Rapor'u inkâr etti..

Böyle bir "uyarı raporu" hazırlanmış değil..

Hükümete sunulmamış!

Amma velâkin; Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz; "raporun" varlığını teyid etti...

Ki Meclis'te konuştu…

***

Soruya verdiği yanıt…

"Evet, böyle bir şey söz konusu..

Dikkate alınmalıydı."

Yani, Sarraf'ın "başa bela" olacağı bilgisi varmış!

Dedik ya..

Sarraf "bir bütünlük" içerisinde, bilinmezlikler ihtiva ediyor...

Ancak, "korunup-kollanmış!"

Tıpkı, ABD'deki dava gibi!

***

İşte yeni bir rezilliği!

Basına yansıdı…

Cezaevinde, "hücre arkadaşına" tecavüz etmiş...

Uyuşturucu kaçakçısı…

62 yaşındaki birine…

Denilene göre; "adam utanmış, saklı" tutmuş..

Şimdi deşifre olmuş…

Velhasıl!

"Sarraf" bir bütünlük içerisinde "rezillikleri" barındırıyor...

***

İşte..

Bu rezillikler..

Ve rezil adam üzerinden de; ne yazık ki Türkiye'ye ayar çekiliyor...

Zora giden de bu…

Çünkü bu karektersizliğe "milli dava" demek zorunda kalınıyor...

Neyse; '1 dakikada 40 yalan" atan..

Enva-i iğrençliğe imza atan; Sarraf..

Sene-i devriye de haberiniz olsun…

Guinness rekorlar kitabına dahil edilecek…

Eee...

Şeytani karakter'de rekor kırmada üstüne yok!