Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

KENTTEKİ SİYASİ RÜZGAR!...

Esinti, dalgalı gelişiyor?  Önce, Ana muhalefetteki "rüzgarın esintisine" bir bakalım… Diyarbakır’la alakalı "geliştirdiği" inisiyatif nedir diye?.. Malum; CHP Diyarbakır İl Teşkilatını geçtiğimiz hafta, 24 yöneticisiyle birlikte değiştirdi?.. Ki "atamayla" bu değişiklik yapıldı?.. Ki değişimle alakalı fikrimi beyan etmiştim, aynı gün!… Bu "değişiklik" CHP'de "Tanrıkulu'nun devranının bittiği anlamına mı geliyor" diye de notumu düşürmüştüm…

***

Öyle ya, Sezgin suskun bir hal-i ruhiyet içerisinde… Pek görünür olmayışı.. Mevzuyla alakalı herhangi bir fikri beyanının, kamuoyuna yansımaması.. Yani "ketum" hali, böylesi bir notu ikmale getirdi.. Neyse!… Mehmet Sayın gitti, yerine Abdurrahman Aslan geldi.. Hayırlı olsun... Bakalım, önümüzdeki günlerde CHP'nin Diyarbakır'daki rüzgarı nasıl esecek?…

***

HDP'de durum nasıl?.. Geçen hafta, 3. Olağan kongresini yaptı… Değişen bir şey yok.. Yönetim aynen "devam" kararıyla; Zeyyat Ceylan ve Hülya Alökmen Uyanık'la "yürümeye" devam dedi… Aslında, HDP'de kongreler, yönetimler, başkan seçimleri "öyle yoğun kulisli, tartışmalı geçmiyor..

***

Peki, AK Parti mahallesinde durum ne!?… Ki, CHP ve HDP'den daha çok; "kulis" yoğunluğu burada var.. İktidar partisi olması münasebetiyle, "cazipliği" yüksek!… Kent gündemini meşgul ettiği gibi; ahali pür dikkat!… Hal-i hazırda durum, iki eksen üzerinde gelişme kaydediyor.. Şöyle ki…

***

BİRİNCİ EKSEN… Bu eksende, AK Parti İl Teşkilatının "köklü bir revizyona" tabi tutulması gerektiği, kulisi var.. Özellikle yerel seçimlerde, yaşanan "oy kaybı…" Kazanılacağına garanti bakılan ilçelerde kayıp" yaşanması!.. En yüksek koz olarak, kullanılıyor… Metal ve mantalite yorgunluğu ile dava "adamsızlığı" gibi argümanlar öne çıkarılıyor…

***

Partinin hedeflediği "Değişim ve dönüşüm" ilkesinde, AK Parti Diyarbakır İl Teşkilatı'nda da "değişimin" kaçınılmaz olduğu istemiyle, Parti Genel merkezi ve Teşkilat Kurmaylarının kapıları, bir hayli aşındırılıyor.. Ki bir çok "İl Başkanı adayı noktasında, isimden de söz ediliyor?..."

***

Ki öne çıkan isimlerin başında, Parti'nin MYK'sında yer alan, Doğu ve Güneydoğu Bölge koordinatörü olarak görev yapan, Alaattin Parlak.. Kesin bir "isim" olarak bakılıyor.. Bir diğer ismi öne çıkan, avukat Şerif Aydın.. Başka isimlerde yok değil var.. Eski Vekiller de yok değil; "biz de kapalı kapılar ardında varız diyen?"…

***

İlçe Teşkilatlarında da; "bir sessizlik" hakim!.. Etken, İl Teşkilatının "akıbetinin ne olacağı?"…Beklenti, İl Başkanı netleştikten sonra; İlçe Teşkilatlarındaki "yapılara dair" insiyatifler yol almaya başlayacak?.. Eskiler mi, yeniler mi, harmanlama mı; o zaman kendince bir işleyişe tabi olacak.. Yani ilçe teşkilatları da soluksuz şekilde, İl Başkanlığına endekslenmiş durumda..

***

İKİNCİ EKSEN… Bu eksende ise durum; "mevcudiyetin" korunmasına ilişkindir… İl Başkanı Serdar Budak devam etsin.. Eğer ki bir değişiklik olacaksa da; "yönetimde" olsun!… Burada da ana akımda yer alanda isimler, Diyarbakır'ın mevcut Milletvekilleri..

***

Yani onlar, her şeyden memnun ve  "değişim" istemiyorlar.. Özellikle, kendini şehrin siyasi abisi olarak gösteren isim; "kesin kes" değişime karşı direnç gösteriyor!.. Parti Merkezine ve Teşkilat kurmaylarıyla teşkili mesai yaparak, "başarılı bir teşkilat" empoze ediciliğinde bulunuyor…

***

Yoğun bir kulis içerisinde… Teşkilatın son iki aydır yoğun olarak, sosyal medya üzerinden, "aktifleştiğini" gösteren ziyaret resimlerini de; "başarı" grafiğinde delil olarak sunuyor..!

***

Netice itibariyle, AK Parti'nin Diyarbakır El Teşkilatının "değişimi ya da devamı" noktasında siyasi rüzgarı, şimdilik bu minvalde esiyor!.. Ama, kulis yoğunluğu "değişimin kaçınılmaz" olacağını gösteriyor.. Bekleyip görelim!..

***

FETÖ NE AYAK?..

Çok ayak!.. Bilinmez bir denklem gibi; "ahtapot" misali, ayak ve kollara sahip!… Say say bitmez ki!.. Aha da sayıyorum… Asker mi, Yargı mı, Mülki mi, Kapital mi, Medya mı, Akademi mi, Spor mu hangisini derseniz var?.. En önemlisi de, siyasi ayak!?…

***

Aslında "ayaklara" takılmaya gerek yok.. Çünkü, FETÖ paralel devlet yapısından daha çok; "paralel millet" oluşturdu.. Onun içindir ki; hal-i vaziyette alakalı denir ya "her ayak" kendisini idame ediyor…

***

Nitekim, "ayaklar" kısmi bazda, deşifre oldu.. Üzerine gidildi, hesap sorma gibi bir "aktiflikte" söz konusu… Ama; şu siyasi ayak var ya!.. Hep konuşuluyor, tartışılıyor, mülahaza ediliyor, "gündeme" dair manşetlere taşınıyor?.. Peki sonuç…

***

İşte o sonuç "hep havanda" su dövmeyle kalındı!. Ne siyasi ayağa ulaşıldı, erişildi ve ne de yaklaşım gösterilebilindi?… İlginci, "siyasi ayak var, siyasi ayak nerde, hadi açıklayın diyen de" ortaya bir veri koymadığı gibi, isim listelerinden de söz edildi; "ama tek isim" açıklanmadı..

***

Doğrusu; ahali kimin "hangi ayakta" olduğunu biliyor… Yeri ve zamanı gelince de; "silleyi" atıyor.. Ancak, siyasetin o iki yüzlü karakter ruhu; "siyasi ayağı" hep, bilinmezlik içerisinde; "gizemleşiyor?.." Yoksa; çoktan her şey deşifre olmuştu.. Ama yok.. Çünkü; "siyasilerin ekseriyeti" o ayakta!...

***

Neyse, 15 Temmuz'un "siyasi ayağı" kim?.. Sesli düşünürsek.. Eline silah almamış, sokağa çıkmamış, halka silah doğrultup ateş açmamış… Ama, "darbeden" haberdar.. Ki sokakta iken "kendisine" tankların, askerlerin "yol verip" geçiş, önceliği verdiği…

***

Ötesi!… Ekran başında, "ikbal beklentisine" giren.. Darbe olsa da; "bir yere gelsek" diye avuç ovan!.. Hele bi sabah olsun; görürsünüz diyen!… Yani, Cumhurbaşkanı.. Başbakan.. Bakan.. Belediye Başkanı gibi; "beklenti" içerisinde olanlar.. Darbe başarısız olunca da, "kerhen" kendini suret-i haktan gösterenler!…

***

 

İşte asıl, FETÖ'nün "siyasi ayağını" deşifre edebilmede yürünecek yol; 15 Temmuz'un "siyasi ayağı" olmalı!.. Ki, Bahçeli durduğu yerde, Kılıçdaroğlu'na seslenip; 15 Temmuz'un "siyasi ayağını" sorması boşuna değil.. Manidar bir durum.. Öyle ya; 15 Temmuz'a "kontrollü darbe" diyen, Kemal Bey değil miydi?..

***

Bakalım, bu işin "hamuru" nasıl yoğrulacak.. Yürüme modundaki "FETÖ'nün siyasi ayağını" bulmada, 15 Temmuz takibatı, bizi hangi siyasi mahalleye çıkaracak?… İş ciddileşiyor…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Doğruyu bulmanın yolu, "biz nerde yanlış yaptıktan" geçiyor…

 


Bu Makale 1114 kere okunmuştur.