KUMPAS İÇİNDE KUMPAS!

FETÖ…

Ve operasyonları; "melanet" bir hal aldı…

Bırakın, kamuyu..

Bırakın devlet kurumlarını..

Bırakın, hak, hukuk ve adalet nizamını..

Her şey; "toz duman.."

Toplumun dengesi bozuldu..

İnsan ahlakı, değersizleşti..

İhbarcılık…

Fırsatçılık..

Rant, devşirme..

Huzur bozuculuk..

Kurt dumanlı havayı sever misali..

Fitne ve fesat kurgulu; "gerilim" yaratmak!

Yani enva-i "buhran" oluştu/oluşturuluyor..

Korku..

Endişe..

Ya bende mi, "sorgulaması"

Tabiri caizse..

Kamu kurumlarında da…

Toplumun diğer katmanlarında da "cadı avı" misali, "kumpas" var.

***

ÖĞRETMENLERİN ÇIĞLIĞI

İşte bir örnek, Diyarbakır'dan..

Malum…

FETÖ ekseninde eğitim camiasında, PKK'yla ilişkili operasyon yapıldı..

Ülke sathında, 12 bin öğretmene "el çektirildi?"

Ki bunun, 4 bin 300'ü Diyarbakır'dan..

Rekor bir rakam…

İdari ve adli, soruşturma sürüyor..

Tutuklananlar var..

Gözaltına alınanlar var..

Akıbetinin ne olacağını, "bekleyenler" var…

Ama genel itibariyle; "bir belirsizlik" var..

***

Pek tabi ki, bu durum eğitimi de vurdu..

Bir çok ders boş geçiyor..

Öğretmen açığı var…

İktidar çözüme "uğraşıyor" ama yeterli değil…

Ki her gün yüzlerce veli arıyor; "çocuklarımız ders göremiyor, dersler boş geçiyor" diyor?

Öfkeli ve tepkili..

Bu işin, bir faslı..

***

Ama!

Sorgulanan, cevap aranan bir dizi soru var..

İnanılmaz telefon alıyoruz..

İnanılmaz şikâyetler, mağduriyetini ifade edenler?

"Sesimizi" kim duyacak diye..

Bakınız, açığa alınan öğretmenler ne diyor?

"Suçu olan, cezasını çeksin..

Yargılansın..

Tutuklansın buna diyeceğimiz yok…

Kim suçlu, kim suçsuz ortaya çıksın..

Hukuk devleti bunu gerektirir...

Lakin durum "potansiyel" suçlu pozisyonu almış!…

Suçumuz ne?

Örgüt üyesi miyiz?

Sempatizanı mıyız?

Yardım yataklık eden miyiz?

Silahlı terörist miyiz?

Neyiz…

Aylardır; "bu soruya" yanıt arıyoruz.

Ama yok.

Değilsek, " o zaman" bu mağduriyet niye?

***

Öğretmenler "bu çıkışın" yanı sıra şunu ifade ediyorlar…

Ki en önemlisi de bu…

Çünkü handikap bir durum; "kimin eli kimin cebinde" misali…

Ne diyorlar…

Bizi suçlayan" kim?

Bizim hakkımızda "rapor" düzenleyen kim?

Bizle ilgili "isim listesini" hazırlayan makamdaki şahsiyetler kim?

Biri cevap versin!

Öğretmenlerin soruları çok…

Ancak, her platformda soruyorlar lakin "cevap" veren yok…

***

FETÖCÜLARIN HAZIRLADIĞI LİSTE!…

Öğretmenlerin bir başka iddiası var..

Özellikle, Diyarbakır özeline dair..

Diyorlar ki…

"PKK'lı öğretmenlerin listesini" hazırlayanlar; FETÖ'cü..

İsim veriyorlar…

FETÖ'den tutuklu bulunan Vali Yardımcısı!

O tutuklanmadan önce, Milli Eğitim'den sorumlu Vali Yardımcısıydı..

Yani, "Listeyi" kendisi hazırlamış diyorlar!..

Tabi bu bir iddia..

Ama ciddi bir iddia, "serüvenine" bakılması gerekir..

Hakikaten o imza, liste onun "inisiyatifiyle" hazırlanmış..

Bir başka iddiaları da…

Soruşturmayı yürüten emniyetteki birçok ismin de, bugün "FETÖ'den" tutuklu olduğuna dair.

Soruşturmalar, 2015'e dairdir..

FETÖ'nün bu tarihteki "aktifliği" göz önüne alındığında..

"Bu tasfiyenin" ne anlama gelebileceği görülmeli..

Eğer ki öyle ise..

Ki öğretmenler hayli iddialı ve ısrarcı bu noktada..

O zaman "işin şekli" değişmeli…

***

Öğretmenlerin iddiası!

Darbe olmasaydı da..

FETÖ böylesi bir operasyonu, "kaos" üretmek adına yapacaktı..

Şimdi, "iktidara" bu yaptırılıyor..

Bir rakama dikkat çekiyorlar..

Diyarbakır'da 4 bin 300 öğretmen şu an açıkta..

Öğretmenlerin yüzde 25'ine tekabül ediyor.

Ama, O. Hal'in ilanından sonra sadece, 180 öğretmen gözaltına alınmış..

Tutuklanan sayısı, 14…

Gerisini siz düşünün..

***

Bu arada, süreci ranta çevirenler varmış!..

Özellikle kendilerini iktidara yakın olarak tanıtan bazı kesimlerce…

Denilene göre..

Açığa alınan öğretmenlere, bu kişiler gidiyor..

Diyorlar ki..

"Eğer şu kadar para verirsen..

Ya da şunu getirirsen..

İsmini "açığa alınanların, listesinden çıkarırız"

Tabi bu "fırsatçılık" ikinci bir mağduriyet yaratıyor…

"Para alan" bir daha görünmüyor…

Her ne kadar, MEB'den "uyarı" geliyorsa da…

"Kanan var?"

***

AT İZİ, İT İZİNA KARIŞINCA…

Sonuç itibariyle!

Oluşan "kaotik" ortamın, yarattığı girift yapıda hassasiyet önemli..

Hele ki, "hak, hukuk, adalet" noktasında..

Hiç kuşkusuz…

Sanmıyorum ki hiç bir kimse; iktidarın "şer yapıları" ayaklamaya dair, çabasına karşı olsun…

Olamaz da…

Olmamalı da..

Bu FETÖ için de,

Bu PKK için de,

Bu DAEŞ için de,

Bu DHKP-C için de,

Bu diğer radikal sağ, sol, dinci örgütler için de; geçerli!

Yani "benim örgütüm, senin örgütün" değil…

Topyekûn mücadele gerekli "terörle"

***

Lakin bu yapılırken.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade etti gibi..

"At izini, it izine karıştırmamak" lazım..

İşte bu "izin" hakkaniyeti önemli..

Çünkü, bu mağduriyetler "toplumsal travma" yarattığı/yaratacağı gibi..

Öfkeyi de..

Kini de..

Hasedi de, "körükleyeceği" gibi yarına dair "intikam" oluşturmaktadır..

Ki bu ortamı "şer güçler, şer yapılar, terör örgütleri" her daim kendileri açısından "ganimet" görmüşlerdir..

Diyeceğim o ki…

Toplum toz duman içinde..

Her bir parçası farklı yerlere savrulur halde..

Bunun toparlanması gerekir..

Mağduriyetleri giderelim..

Tahribatları onaralım ki onları "örgütlere" ganimet etmeyelim!

Yoksa maazallah!