Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

MEB'TEKİ HESAPLAR!…

Çok derin… Ve çok kirli ilişkiler, ağına sahip!…

Eğitim yok..

Öğretim yok..

Ki "başarı" deseniz, zerre-i miskal yok!..

İşte; son yapılan sınavlar ve derecelendirme beyan etti..

Diyarbakır 70'lerde…

Kangrenleşen bu yarayı; çok kez yazdım..

Nedenlerini..

Niçinlerini..

Yani, müsebbiplik açısından; "deştik..!"

Ama; ne yapasın…

Kurum politize olmuşsa..

Baş sürekli" koku" veriyorsa..

Ve kirli çarkla; dönen bir mekanizma ağı kurulmuşsa!…

Üstadın ifadesiyle!…

Ne yaparsanız yapın "çark bildiği" gibi döner!…

***

İl Milli Eğitim Müdürü kısa süre önce değişti..

Hasan Aslan gitti..

Yerine, Feysel Taşçıer geldi…

Giden için de..

Gelen için de..

Çok şeyler yazılıp, çizildi, söylendi!..

Tabi hepsi de; "olumsuzluklar" üzerine..

Menfi bir durum yok!..

***

Taşçıer göreve başlar başlamaz bir operasyon yaptı..

Müdür yardımcıları..

Şube müdürleri..

Ki, Milletvekili "bacanağına" dair hamle geliştirdi!…

Görevden aldı…

Çeyrek asrı bulanları, al aşağı etti…

Denildi ki, bu cesareti ve bu operasyonu Bakan Ziya Selçuk'un desteğiyle yapıyor…

Aldığı talimattır..

Hedef, Diyarbakır'da "eğitim çıtasını" yükseltmek!…

Hal-i perişanlık devam etmeyecek..

Çıkara, menfaate, ranta dayalı bir kurum olarak; "işlev" görmeyecek..

Eğitime..

Öğretime…

Güven verici bir nesil yetiştirmede; "efor" sarf edecek!..

Asli işlemini görecek..

***

Genel beklenti bu idi!… Ki, kendisiyle "taziye" ziyaretiyle bir görüşmem oldu!…

Güven verdi.. Umutlandım…

Kendi kendime dedim ki; "galiba bu kez" iyi olacak…

MEB "eski tas eski hamam olmayacak" diye!…

"Siyasi" nüfuza dair, tepkisi de var olunca…

Kurum "politize" olmuşluktan kurtulacak...

Haydi bakalım dedim!…

***

Ki, geçen hafta buradan yazmıştım.. Yeni; eğitim ve öğretim yılına dair, öneriler vererek…

Akçeli işlerle; alakalı bazı duyumlar alıyorum dedim!.

Yine tekelleşenler var..

Yine, kafa-kol ilişkilerini kullananlar var..

Yine, "vurgun" teminine dair, kurgulu planları tertip edenler var?

Yani aman ha aman; demiştim!…

***

Ama velakin!… Önceki gün; ajanskamu.net'e düşen bir tefrika herşeyi alt üst etti!!…

"Sen de mi, müdür" dedirtti…

Tefrika, İl Müdürü ile Kayapınar İlçe Müdürü arasındaki; "ilişkiden" söz ediyor…

Öğrenci taşıma servisleri..

İaşeler..

Kantinler…

Giyim, kuşam..

Yeni okulların, tefrişatı..

Özel Eğitim Kurumları…

Kısacası bir dizi; itham, iddia, suçlama var?..

Ve hepsi de; "rant" merkezli bir işleyişle gerçekleşiyor deniliyor!!!…

***

İşin detayına girmeyeceğim..

Ki, iddialara dair, somut delil ve teyitler mevcut olmadığından, aktarmam!

Sonra belki mevzu ederim..

O da, delilleri elde edilince...

Şuan için konu etmiyorum..

Ki, ne söylersem "doğru" söylememiş olurum!…  Ve tabi ki, sazan balığına dönmüş oluruz...

***

Neyse!… Bir dizi suçlama içeren; "tefrikaya" dair, iki nokta dikkatimi çekiyor..

Ki irdeliyorum da…

İşin sırrı nedir diye?

Birincisi şu…

O tefrika neden, "ajanskamu.net'te" sadece servis edilerek, yayınlandı?..

Neden bir başka basın kuruluşuna verilmedi?

İlginç olan da; o tefrika çok kısa süre yayında kaldırıldı..

Sonra; ne oldu da, apar-topar paylaşım engellendi…

İkincisi şu…

Ne il Müdüründen..

Ne ilçe Müdüründen..

Ne de İl Valiliğinden konuya dair; bir işlem ve beyan gelmedi?…

Oldu-bitti misali!...

***

 

Netice itibariyle!.. Diyeceğim şu…

O tefrika ve mahiyetini…

Derler ya; duyan duydu.. Duymayan da, duyandan öğrendi!…

Lakin, gelen kokuların derin hesabında!!!!…

İlk edindiğim intiba şu…

Bu bir siyasi çekişme..

Bu bir koltuk hesabı..

Bu bir hesap sorma operasyonu…

Bu bir, aba altında sopa gösterme hamlesidir!…

***

Şu anki ana düşüncem bu!

O'nun için de Milli Eğitim Bakanlığı'nın "ivedi" olarak, Diyarbakır'ı "mercek" altına alması gerekiyor…

Ve öncelikle, ivedilikle " tefrikanın" mahiyetini irdelemelidir..

İçerik doğru mu, değil mi?

Doğru ise, gereğini yapmalı?

Doğru değilse; "itibarsızlaştıran" tefrikayı kaleme alanları, deşifre  edip, itibarsızlaştırmalıdır!…

İki noktada da, idari ve adli işlem gerekli!…

Şimdilik diyeceğim bu..

Bekleyip-görelim; neler oluyor-bitiyor?

***

BAYRAM YAPACAK HALİMİZ Mİ VAR?

Bugün; 24 Temmuz..

Takvim yaprağına göre; "gazeteciler bayramı.."

Yani bizim bayramımız!..

Peki bayram, seyran bir hal var mı?

Yok..

Ne söylersek.

Ne yazsak..

Neye dair bir vurgu yapsak ki; "bizim bayram" diyebiliriz!…

Söylesek de, yazsak da!...

Ama velakin hepsi; "klişeleşmiş" sözcükler olur..

Dün, ki önceki gün.

Ve bugün…

Öyle görünüyor; yarın da söylenecekler dünden farklı olmayacak!!..

Söylenecekler; aynı!..

Basın özgürlüğü..

Fikir özgürlüğü..

Düşünce özgürlüğü..

Haber kutsallığı..

Yorum gerçeği…

İş, aş, maaş, sosyal güvence!..

Hasılı kelam; "hepsi" yaldızlı birer sözcükten öteye geçmez!…

Olsa idi hal-i durum böyle mi olurdu?

Ne mümkün?

1908'den buyana, hep aynı trajedi yaşanıyor!…

Son dönemlerin söylemi var...

Şu "yandaşlık" safı..

Karşı mahalle, evladı…

Troller…

İdeoloji ve siyasi fikriyata göre; "kamplaşma..!"

Cirit atıcı hal…

Tanımla ki, tanımla…

Ki "tarafsızlık" artık; "bertaraf" olma halini içerir olması!..

İllaki; "taraf" olacaksın…

Yoksa; "bayram, mayram" yok!..

Bayramımız kutlu olsun diyeceğim ama!..

Biliyorum..

Sizler de..

Meslektaş dediğim, azıcık olan kesim de..

Diyecek ki..

"Ula kardeş, bayram yapacak halimiz mi, var?"…

SAKIZCI MEMO NE DİYOR….

Ne diyecek..

Dünya aleme, seslenip diyor ki?

Ey alem..

Ey insanlar..

Ey devlet-i aliye..

Ey bizi "kardeş" kılan değere inananlar..

Hepimiz kardeşiz…

"Savaşa değil, barışa" yönelelim…

"Barış gelse iyi olur.."

Ey sakızcı Memo..

Bu temennine..

Bu çığlığına..

Bu "insanlar ölmesin" diyen mesajına insanım diyen kim; "hayır" diyebilir ki?

Ama ne yazık ki!..

Kör siyaset..

Kör ideolojiye..

Kör yönetimler "deve kuşu" misali kafalar kuma gömülü…!

Sen yine de; "umudu" yitirme..

Sen yine de; "Barış’ın" dalından vazgeçme!…

 


Bu Makale 718 kere okunmuştur.