Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

NERDEN NEREYE GELDİ?

 

Çok duyardık..

Ki herkesin ağzında pelesenkti…

Siyasetçisi…

Yazarı-çizeri…

Akademisyeni..

Düşüneni, fikri beyanı olanın..

Yani; bilumum!

“Toplum mühendisliği.”

Tek tip…

Laik, anti laik..

Şeriatçı, ateistçi..

İrtica..

Kamusal alan..

Türbanlı.. Başörtülü..

Ya da başı açık..

Radikal..

Muhafazakâr..

Ilıman..

Liberal..

Demokrat..

Sosyalist…

Atatürkçü..

Ya da Kemalist gibi; "sınıfsallaştıran" kavramlar!

Uçuşuyordu…

 

 

AK Parti iktidarı öncesi..

Hatırlarsak…

Milli Güvenlik Kurulu'nun bildirgelerini…

Hep; "ilk maddesindeki" vurgu neydi…

"İrtica..

İrtica ile mücadele!"

Hükümetin…

Cumhurbaşkanın..

Askerin…

Yani zinde güçler ve makamlar mevzi kurmuşlardı..

Eee..

28 Şubat yakın tarih…

"İslami" yaşam, ihtilal ve postmodern zihnin; "tek hedefi" idi..

Ötesi..

 

 

AK Parti iktidarının, ilk yılları..

Ki, 2007'de bile..

Yani, 10 yıl öncesine kadar..

Atılan nara..

Getirilen yasak..

kamusal alan..

Açık alan..

Üniversite..

Okul..

Polis.. Asker…

Sivil..

Zihinde; "laiklik ve irtica" yıkılmaz tabulardı..

Sezer'e hatırlarsak…

Ne derdi?

"Kamusal alan… Başörtülü giremez!"

Nerde…

O buz kesici, soğuk tenli yüzü..

Esamisi okunmuyor..

 

 

Eşli-eşsiz davetiyeler…

Başbakan "eşine" konulan ambargo..

Ya, Arınç'ın eşinin "başına" havaalanındaki zihniyetin; prangası..

Çevik Bir..

Kıvrıkoğlu…

Ya Yalçınkaya..

Yüksel'ler..

Protokolde; ahkam kesenler..

El uzatmaz..

Tokalaşmayı reddeden zihniyet…

Hele ki, "burası İran değil" kemirgenler…

Laiklik mitingleri..

Cumhuriyet mitingleri..

Üniversite kapılarındaki "ikna" odaları..

Rektörler..

Akademisyenler..

Apoletleri olanlar..

Velhasıl kelam; "laiklik elden gidiyor" yaygaracıları..

Şimdi nerdeler?

Hidayete mi erdiler nedir?

 

 

Bakınız, 24 Haziran'a…

Cumhurbaşkanı adayları..

Milletvekili adayları..

Partiler..

En ılımlısından, sağından, solundan, muhafazakarına..

Radikalinden..

Ateistine kadar; bile istisna hepsi!…

Ne laiklikten..

Ne anti laiklikten; dem vurmuyor..

Şeriat..

İrtica..

İran demiyor..

Bilakis, Türkiye bir İslam ülkesi diyor..

Başörtüsüne de..

Camiye de..

İslami inanca da..

Müslümanlık kimliğine de; "vurgu yapıyor?"

 

 

Düşünün..

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce..

Ki birkaç yıl öncesine kadar…

"Laiklik adına, başörtü karşıtı" idi…

Ama bugün; "camiden çıkmıyorum" diyor…

Lakabım hacı…

Annem ve babam; "cami cemaatinden!"

Akşener "başını" örtüyor…

 

 

En önemlisi..

Asker'deki "zihniyet" devrimi…

Asli ve özüyle; "buluşması..!"

Peygamber ocağı "kimliğine" dönüşmesidir…

Cephede..

İçtimada..

Her yerde, bir "İslam" ülkesinin askere olduğunu gösteriyor..

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar…

Bir kaç yıl öncesine kadar…

Selef'leri..

Cami.. Cemaat..

Din.. İman..

Kur'an.. İslam bilmezdi..

Bilakis, zıt kutuptaydı..

Laiklik..

Onun için "dinsizlik" idi..

İsrail'e giderdi..

Ağlama duvarının dibinde ayin yapardı..

Döner…

Er tepe makama oturtulurdu..

 

 

Ama bugün hiç de öyle değil..

Tüm tabular yıkılmış…

Ki Genelkurmay Başkanı, Camiye gidiyor..

Cuma namazı kılıyor..

Bayram namazına katılıyor..

Askeriyle..

Vatandaşıyla..

"Yekvücut" şekilde; buluşup, bayramlaşıyor..

Toplantılar..

Açılışlar..

Organizasyonlar; "aşr-ı şeriflerle" mübarekleşiyor..

Sahi..

Laiklik elden gitti mi?

Şeriat geldi mi?

Türkiye İran'a benzedi mi?

Kamusal alan; "yıkıldı mı?"

Devlet-i Âliye; "yerle yeksan oldu mu?"

Cumhuriyet "rejimi" yok oldu mu?

Yok..

 

 

Demek ki vaziyetin ikmali neymiş!..

Evhammış demeyeceğim..

Ya da kaygı..

Ne mümkün?

Çünkü özünde ve temelinde; "Osmanlı'nın son kalasını" yok etmek..

Toplum "mühendisliğiyle" devşirmekti…

Dininden..

Dilinden..

Kültüründen..

İnancından..

Kur'an-ı Keriminden..

İman kudretinden…

Örfünden..

Adetinden..

Geleneğinden, göreneğinden uzaklaştırmaktı..

"Batı sömürgeciliğine" kul köle etmekti..

Yapamadılar..

Başaramadılar..

İşte bugün, Türkiye Osmanlı'nın "küllerinden" yeşerip, büyüyor..

Onun içindir ki..

Sömürgeci yedi düvel bir olmuş..

"Türkiye'ye içten ve dıştan" vurmaya çalışıyor..

Özetle!

Dünü unutmamamız gerekir…

 

SON VİRAJ…

Liderlere tavsiye..

Son düzlük..

Artık viraja giriliyor..

Lâkin, "seçmende" bir kafa karışıklığı var..

O da; frensiz kamyon misali..

Yeni bir sistem..

Getirisi nedir..

Gideri nasıl?

Yönetim şekli, uygulama, kriterler anlatılmıyor?

Seçmenin "taraftar" zıtlığı var..

Arapsaçı gibi..

Her şey karmakarışık..

Bilinmeyen denklem gibi; "belirsizlik" vaki!

Azıcık kafalar bu yöne dönerse..

Zihinler; "netleşsin."

Yoksa "herkes için" negatif bir durum…

 


Bu Makale 2041 kere okunmuştur.