NİYE ESKİLER?

Hani bir söz var…

Eskiye rağbet olsaydı…

Bit pazarına, "nur yağardı…"

Şimdi…

İdarecilikte de durum aynı…

“Denenmiş denenir mi?"

Ki başarılı olsaydı…

İşin ehli bulunsaydı…

Muhakkak ki "şimdi" bir makamda, bir görevde olurdu?

Demek ki, "değil!"

Şimdi ne oluyor da?

Diyarbakır…

Özellikle "Sağlık" yönetimi açısından, eskilerden medet umuyorum…

Aldığım bazı duyumlar var…

Özelikle, "İl Sağlık Müdürlüğüyle" ilgili…

Malum…

Sağlık'ta "eskiye" dönüldü…

Artık, Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği yok…

Artık, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü yok…

İkisi de, "lağvedildi”…

Yani, çatı İl Sağlık Müdürlüğü…

İşte bu makama; "birileri" aranıyor…

Arananlar…

İsimlerini zikretmiyorum, özellikle konuşulanlar…

Ankara'da "kendilerince" mekik dokuyanlar var…

Uyarıyorum…

Ve her kim "işin müsebbibi" ise…

Etkisi varsa…

Kendince "himaye" ediyorsa…

Bilsin ki, "karşısında" olacağım…

Çünkü…

Bugün Sağlık Diyarbakır'da Sağlıksız işliyorsa…

Sorunlar yumağı vaki ise…

Enva-i şaibe söz konusu ise…

Ki, gırtlağa kadar batık hale gelmiş…

Bunun tek sorumlusu var…

O da, "geçmişteki" idarecilerdir…

Diyarbakır'a "çivi çakmayan" birilerine akçeleri akıtanlardır…

Yok mu, kimse?

Ter-ü taze…

Şaibesiz.

Hilesi, hurdası olmayan…

Yıpranmamış…

Akademisyen…

Politize olmamış…

Ya da mevcut idarecilerden yok mu bir babayiğit?

Siz hala "bit pazarındaki" eskilerden medet umuyorsunuz!

Ayıptır günahtır…

Beyler…

Ben şimdiden uyarımı yapıyor…

Sonra demedi demeyin…

Eski defterleri de bana açtırtmayın!

Yeter…

Diyarbakır'ın "vahim" sahipsizliği üzerinde cirit atmayı…

Siz Ankara'da sefa sürün…

Neymiş, "abi" imiş?

Ama, Diyarbakır burada cefa sürsün..

Eziyet görsün..

Hastaneleri..

Sağlık kurumları; "paspal" kimin umurunda?

***

DEĞİŞEN NEEEEE?

Hiç.

Ha “ali”, ha “kara ali” misali.

Yine; "manyakça" bir, kafa karışıklığı…

Öyle ya…

"Sınav" alaborası olduk gidiyor…

Ki, her aşama, "sınav!"

TEOG kalktı…

Peki yerine ne oldu; "hala meçhul?!"

Milli İzleme Sınavı…

MİS…

İçerik, aşamalar ne; "bilen yok…"

Bildiren de yok…

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz…

"Bende bilmiyorum!

Ama’yı ekliyor...

"Hazırlıklar bitmek üzere…"

İş, bilinmez denklem…

Lakin bilinen şudur ki; "sınav kalkmadı?!"

Sadece isim…

Ve tabi ki, sistem…

Neyse!

Lise adaylarının, "sosyal medya" keyfiyeti…

İyi alay konusu…

Acaba diyorum…

TEOG üzerindeki "ironi" anlatımlar dinlense…

Tarihsel olarak, Öğretmenler işi soyunsa…

Ne olur?

Biliyorum ki…

Hepiniz diyorsunuz ki; "dört dörtlük" bir Milli Eğitim olur..

Ama nerde?

Peki ya, Üniversitesi giriş…

YÖK Başkanı Saraç dün kameralar karşısında açıkladı..

Lakin anlayan beri gelsin…

Baraj sistemi…

Puan türleri…

Ve Orta Öğretim Puanı…

Sonuç, "değişen" bir şey yok…

Sistem aynı…

Ki, 2006-2010'a dönüş…

Velhasıl…

YÖK de…

MEB de…

İşin keyfiyet arzıyla; "nesille" dalga geçiriyor…

Tabi ki, milletle…

En önemlisi de sorumlu oldukları iktidarla…

Çünkü…

Yazının başlığındaki "soru" askıda…

Değişen ne?

Verilebilinecek cevap; "hiç bir şey…"

Sınav manyaklığına…

Stresin alaboralığına devam…

Gençler…

Öğrenciler..

Aman ha, bari siz işi "keyfiyete" bırakmayın…

Yoksa "geleceğinizi" bombalarsınız…

Aman ha!?

***

 

REKTÖR KONUŞTU…

Nihayet…

Rektör Prof. Dr. Talip Gül konuştu…

Dün, kameralar önünde idi…

Kendisi konuştu…

Gazeteciler de sordu…

Katılmayı…

Oradaki atmosferi solumak isterdim…

Ki hazırlığım da vardı…

Ama elde olmayan sebeplerden dolayı, gidemedim…

Ancak, haber merkezimiz takip etti…

Nitekim…

Bazı meslektaşlarım da beni aratmamışlar…

Evet…

Genel konuşuldu…

Gül'ün oluşturduğu profil…

Sorulara verdiği yanıttaki, "haleti ruhiyatını!"

Onu…

Pazartesi günü burada geniş geniş ele alacağım..

Ama diyeceğim odur ki…

Gül…

“Yolsuzluk yoktur da diyemem…

Yolsuzluk vardır da diyemem!” diyor ise…

Vah ki, vah, üniversitenin haline!

***

BU DA MAK ARAŞTIRMASI

MAK Danışmanlık…

5 Ekim -12 Ekim 2017 tarihlerinde araştırma yapmış..

30 büyükşehir…

24 il…

Ve 158 ilçe de 5400 kişi ile yüz yüze görüşülmüş…

2017'e dair, "son" sonbahar anketi..

Dönemi siyasi gündem araştırması…

Sonuçlar açıklandı..

Yüzde 1.3 yanılma / hata payı ile değerlendirme yapılan araştırmada…

Yüzde 52.5 erkek…

Yüzde 47.5 kadın…

Yani cinsiyet dengesi gözetilmiş…

PARTİLERİN OYLARI…

Ankette…

"Yarın seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?" sorusuna verilen yanıtlar…

Kararsızlar dağıtılmaksızın…

Ak Parti yüzde 41.5,

CHP yüzde 21.5, 

MHP yüzde 7.5, 

HDP yüzde 7,

Akşener'in kuracağı iddia edilen parti ise yüzde 4,5…

Diğerleri yüzde 3…

***

Kararsızların dağılımında…

Oran yüzde 7 oranında değişkenlik arz ediyor..

Özellikle, AK Parti açısından..

Çünkü..

Ak Parti yüzde 48,8, 

CHP yüzde 25.25, 

MHP yüzde 8.85, 

HDP yüzde 8.22.. 

Meral Akşener yüzde 5,3..

Diğerleri yüzde 3.58…

***

HDP BARAJ ALTI.

Önceki gün, ORC'nin anketini aktarmıştım..

Şimdi de, MAK araştırması..

İkisinin de benzer veriler ortaya koyduğunu görüyoruz..

Özellikle, HDP açısından..

Kürt seçmeni, HDP'den ciddi bir şekilde el çektiği görülüyor..

Ki bu da Baraj altı gösteriyor..

***

AKŞENER'İN PAZARLANMASI

Meral Akşener..

Bir kesim medyanın "pazarladığı" bir isim.

Henüz parti aşamasında..

Ama anket verilerinde oylar yüksek görünüyor.

Yüzde 5 ila 7 bandının olması…

Tabi, MAK'a göre, "oylarda kırılma" tez olur.

Çünkü, tabansız bir durum var..

Akşener'in en yüksek oyu; "yüzde 5."

Ötesi, pazarlama…

***

Tabi..

Kaçan oylara baktığımızda…

HDP'den gidenler.

AK Parti hanesine görülüyor.

MHP'den gidenler de…

Akşener'de görünüyor…

Peki, AK Parti'den gidenler…

Ki CHP'den "küskünleşenler"...

Sahi onlar nereye gitti…

Kararsızlardalar mı?

Ankette bu soru da sorulsa!