ODA SEÇİMİ; YEŞİL LİSTE!

Öyle ya..

Kent açısından, haftasonu..

Yani, Cumartesi günü..

Heyecan en tepe zirvedeydi..

Tabi gerilim de..

Nedeni malumunuzdur..

Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu seçimi!

Geçtiğimiz yıldan bu yana…

Ülke sathındaki "gel-gitler" nedeniyle; TOBB "seçimleri" ertelemişti..

Nedenler..

Niçinler…

Nokta-i nazarında çok konuşuldu "seçimlerin neden ertelendiğine" dair..

Nihayet..

Yeni yılın başında karar kılındı; "seçim" yapılacak..

En geç; Nisan sonu!

***

Velhasıl!

81 İl'de olduğu gibi, Diyarbakır'da da seçimler yapılmaya başlandı.

Ki ilk seçim, Ticaret Borsası'nda oldu..

İki aday yarışıyordu..

Mevcut yönetim; Engin Yeşil…

Eski Başkanlardan Fahrettin Akyıl..

Üyeler..

Ve sandık; "mevcuttan" yana tavır sergiledi..

Yeşil "güven" tazeledi..

***

Ve, haftasonu seçimi!

16 meslek grubu seçime katıldı..

48 Kişilik Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyeliği için...

Her gruptan, üç kişinin seçilmesine dair; sandık başına gidildi..

Öncelikle, seçim istatistiğine bakalım…

Kayıtlı üye sayısı 10 binin üzerinde..

Lâkin, oy kullanan seçmen sayısı 5 bin 240 deniliyor..

Kullanmayan..

Ya da kullanabilme yeterliği elde edemeyen..

Borç..

Mevzuat noktasında, "rakam" hayli yüksek..

Öyle ki, seçime katılanla eş değer noktada..

Ancak…

Oy verme yeterliliği açısından katılım yüzde 75'lerde diyebiliyoruz..

 

***

Sonuca gelirsek…

Üyeler'in tercihi, sandığın çıkardığı sonuç…

Yani mesaj; "Birlikte Diyarbakır" oldu..

Ki "Yeşil" listenin sloganıydı..

Ve seçimi de; "Yeşil" liste kazandı..

Mehmet Kaya'nın başını çektiği liste...

Tabi; 16 Meslek grubunun "tamanının" firesiz kazanılması..

Rakiplerin..

Ki tümünün toplamının üzerinde; Yeşil listenin "oy alması"…

Doğrusu..

Benim açımdan listenin kazanması" sürpriz olmadı..

Bekliyordum...

Ama birçok kesimi..

Özellikle, "seçime katılan liste başı" adayları "şoka" uğrattı..

Sürprizin ötesinde sürpriz…

***

Çünkü kimse; 16'ya 0 gibi bir sonucun çıkacağını tahmin etmediği gibi..

Beklemiyordu da..

Yazılarımı takip edenler hatırlar..

Şunu ifade etmiştim..

"Yeşil" liste, seçimin galibi olarak ipi göğüsleyecek..

Kaya uzun yıllar sonra; "hasretle" beklediği "koltuğa" oturacak..

Ancak; Meclis renklilik arz edecek..

Sarı'dan..

Beyaz'dan; "iki-üç" meslek grubu olacak diye..

Anlayacağınız..

Kazanma adına sürpriz olmadı..

Ama, sürpriz Yeşil'in dışındaki listelerin "hezimet" yaşaması oldu..

Tarihi bir sonuç..

Tabi bu da ileriye dönük seçimler açısından bir işaret fişeğidir...

***

Seçim sonucu şunu söyletti..

Demek ki..

"Uçuk" vaadler…

"Ben" demeler…

"Ben varsam, oy verilir" bencilliği…

"İdeolojik" söylemler..

"Siyasi" katılımlar..

"İktidar-muhalif" tarafgirliği..

Feodalite..

Ahbap-çavuş ilişkileri...

Karın doyurmuyor, sandık doldurmuyor..

"Tercihe" etki etmiyor..

***

Birileri, HDP ve CHP ittifakı görse de..

Yanlış bir tez derim..

Şöyle ki, "Yeşil'de" farklı kesimler de vardı..

Yani; ittifak odaklı kazanım çok iddialı bir söylem...

Ama altı boş...

Peki, tercihi tetikleyen ne?

Çalışmak..

Koşturmak..

Dokunmak..

Konuşmak...

Hissiyatını dillendirmek..

Tecrübe..

Ve tabi ki, "seçimin" reconuna göre davranmak..

Her akıma, düşünceye kucak açabilmek!

İlk gün yazmıştım…

Kazanmanın ilk koşulu; "siyasi ve ideolojik" olmamak!

***

Çünkü..

Bu kent..

Bu halk..

Ki, Ticaret ve Sanayi Odası "bundan" çok çekti…

Son dönemlere bakarsak..

Vaziyet, "vahimliğin" ötesinde hadiseleri içerisinde büyüterek yaşadı..

Ne kent adına "köprü" olabildi..

Ne sorunlar adına "çözüm" lokomotifi olabildi..

Ne de kendi içinde "barışık" bir, mekanizma geliştirebildi…

En önemlisi; "politize" bir kurum haline geldi..

Birileri ne dese o...

Öyle ki, "fesih" olabilecek noktaya gelindi.

Başkan ayrı, meclis ayrı istikamette idi..

***

İşte Diyarbakır…

Oda üyeleri…

Bu hakikat ölçeğinde; "tercihini" ortaya koydu..

Belki, erken bir ifade olacak…

Diyarbakır artık; "kent milliyetçiliğini" istiyor…

Bu tercih; "siyaset üstüdür!"

Ne siyasi…

Ne de ideolojik bir; tanımlama değil...

Yani hep birlikte; Diyarbakır'ız…

***

Hiç kuşkusuz ki!

Demokratik toplumlarda "seçim" esastır…

Hiçbir siyasi düşünce..

Hiçbir ideolojik yapı..

Kişi..

Grup..

Cemaat…

Ya da oluşum; "yönetim ve iktidar" olabilmede sonsuzluk bekleyemez..

Beklenilemez..

Er ya da geç; "değişir!"

Değişmelidir de...

***

Seçim öncesi…

Pek görmedik..

Hissetmedik..

Duymadık..

Ama atışma, eleştiri, karşılıklı hamleler…

Sıkıntılı, anlar yaşanmışsa da..

Cumartesi günkü "oy verme, sayım" ve çıkan sonuç sonrası!

Büyük bir olgunluk..

Büyük bir hassasiyetin; "hakim" olması, sevindiriciydi…

Eee yakışan da buydu..

***

Gelinen aşama itibariyle…

Artık seçim süreci, öncesi..

Ki sonrası da diyebilirim; "bir kenara" bırakılmalı…

Tüm adaylar..

Tüm meslek grupları..

Bu muhalif..

Ya da karşıtımız; "ikileminden" kurtulup..

Hep birlikte "ne yapabiliriz" düşüncesinde buluşmalı..

El ele..

Gönül gönüle verilerek; "birlikteyiz" denmeli..

***

Yeni yönetim..

Yeni bir açılıma odaklanmalı..!

Diyarbakır'ın sanayisi..

Diyarbakır'ın ekonomisi..

Diyarbakır'ın ticari hayatı..

En önemlisi, Diyarbakır'ın "yaşam lokomotifi" olabilmek için neler yapılması gerektiğine; "odaklanıp" kollar sıvanmalı…

Geçmişten de "ders-i ibret" çıkarmalı...

Vakıaları "tekerrür" ettirmeden…

Ticaret ve Sanayi Odası'nı, 81 İl düzeyinde "markalaştırmaya" yönelmelidir...

İktidar 2018 için; "ekonomide atılım" yılı diyor...

İşte bu "atılımda" Diyarbakır da aynı trendi yakalamalı…

***

Sonuç itibariyle..

Mehmet Kaya'ya..

Ve yeni yönetim kuruluna "başarılar" dilerken..

Diyorum ki; "ssıl şimdi işiniz zorlu bir sürecle başlıyor..

Ve sorumluluğunuz büyük!

Haydi kolay gelsin.."

***

SAĞLIKÇILAR KAYGILI!

Haftasonu..

Sağlık-Sen'in İl Divan toplantısı vardı…

Genel Başkan Metin Memiş..

23 İl'in "Şube Başkanları."

Milletvekilleri..

Ve sağlık temsilcileri…

Hekimler..

Başhekimler…

Biz de davet noktasında katılım gösterdik..

***

Kürsüde..

Nurhak Ensarioğlu..

Diyarbakır Şube Başkanı..

Heyecanlı..

Ama heyecanı, yaşadığı sıkıntıları ifade etmedeki tepkisinde!

Kısa ve öz bir ifadeyle..

"Biz sağlıkçılar, kaygılıyız...

Maalesef ilimizle ilgili çok büyük kaygılarımız var.

Bunun başında halkımızın sağlıklı bir hizmet alamamasıdır.

Çalışan ve hasta ile hasta yakınlarının diyalogları iyi olmazsa hiçbir şekilde verim alınamaz.

Görüyoruz ki ehil olmayan bazı idarecilerimizin egoist bir yapıyla sadece kendi egoları üzerinde çalışanlara yaptıkları mobbingden verim alacaklarını düşünüyorlar.

Siz çalışanlarla birlik olmazsanız çalışanlardan verim alamazsınız."

***

Bu sözleri duyunca…

Sağlıkla alakalı serzenişimde ne kadar haklı olduğum bir kez daha tescillendi..

Diyarbakır'ın Sağlık kurumları; Sağlıksız işliyor..

Yani; "Sağlık, sağlıksız!"

Dikkatimi çeken…

Sağlık Sen Genel Başkanı Metin Memiş'in konuşma içeriği oldu..

Diyarbakır İl Divan toplantısında..

Ama konuşmasının muhtevası; "siyasi!"

Garip geldi…

Sordum, Diyarbakır'ın "Sağlıksız işleyişinde" payı varmış..

Kollayanlardan biri..

***

Ne diyelim?

Üyesini dinlemeyen..

Şubelerinin sıkıntılarına göz yuman..

Dertleriyle dertlenmeyen…

Muhakkak ki, "kral çıplak" noktasında kırmızı kart görecektir...

***

E BE YUH YANİ!

Şimdi ne diyeyim?

Söyleye söyleye dilimde "tüy" bitti…

Aha yukarıda ifade ettim..

Sağlık "sağlıksız" işlediği gibi keyfiyet çukurunda...

Bakınız...

Diyoruz ki, Güneydoğu'nun sağlık üssü, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma hastanesi..

Ama ne üssü?

Skandalların "cirit attığı" bir üs…

Gün vakıasız geçmiyor..

İşte, enerji rezaleti..

Dün itibariyle tamı tamına 6 gündür devasa hastanede; "elektrikler" kesik…

"Jeneratörle" idare ediliyor…

Neymiş?

Yıldırım çarptı, "arıza" oluştu..

İyi de…

Elin oğlu 6 günde; "elektrik santrali" kuruyor..

Koca hastanenin; "trafosu mu" yenilenemiyor..

Ebe yuh yani!!!

Düşünebiliyor musunuz?

Jenaratörün arızalandığını..

Yoğun bakım..

Ameliyathane..

Acil..

Solunum cihazına bağlı; "hastaların" hal-i durumunu..

Maazallah!

Vaki olursa; varın gerisi siz düşünün..

Ölen ölene!

***

ABD'NİN SALDIRISI…

ABD'nin Suriye'yi vurması!

Kimyasal Silah'ın "cevabı" ise de..

Niyet!

Sahadaki "güç dengesini" değiştirmek..

Nitekim yaptı da…

Suriye..

Astana'dan çıkıp; Cenevre'ye gitti..

Artık; "masa" orada kurulacak..

Önceki yazımda ne demiştim; Astana gitti, Cenevre geldi..

Pentagon..

Bir taşla "çok kuş" vurdu..

Ki, ABD kendisinden uzaklaşan, Türkiye'yi yanına aldı..

İran ve Rusya'ya da; "otur" komutu verdi..

Onun için..

Kimyasal Silah'ın kullanıp-kullanılmadığından çok..

"Mesele kimin", işten karlı çıkacağı?

Hesap orda..

Bundandır ki iş, "İnsanlığın vicdanına tercüman olmamıştır" diyenlerdenim..

Çünkü, insanlığın vicdanı için..

Esed'in..

Terör örgütlerinin..

Emperyalizm'in..

Siyonizm'in..

O coğrafyadan "elini, kolunu" çekmesi lazım..

Orada yaşayan asli; "unsurlara" topraklarının iade edilmesi lazım..

Yoksa; şiddet şiddeti doğurmakla "insani vicdan" sağlanmaz!

Hele ki, Katil Esed hala "keyif" içerisinde volta atıyorsa..