OKUL KIYAFETİ!

Ne yazık ki…

"Sömürü" mekanizması gibi işliyor..

Dün kaleme almıştım..

Ki eğitim yılı başladığı günden beridir de; dillendiriyorum..

Ama!

"Kime dersin?" misali ne yazık ki kafalar kuma gömülü vaziyette.

***

Şunun net bilinmesi gerekir..

Özellikle;

Milli Eğitim Bakanı..

İl Valisi..

Kaymakam..

Tabi ki İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri dahil..

Okullardaki kıyafet; "zorunlu" değil söylemi sahada pek uygulanmıyor..

***

Zorunlu..

Ve katı kural içerisinde; "taviz" tanınmaz halde uygulanıyor…

Tek tip.

Tek merkezden satış..

Fiyat sorgusu yok..

Kalitesi yok..

Gömlek..

Etek..

Pantolon; magaza neyi verirse o..

Alternatif ya da başka bir yerde satış; ne mümkün?

***

Yani; kirli bir rant mekanizması işliyor..

Bakınız, dünkü yazıma istinaden gelen mesaj..

Bahaddin Karakuş..

Öğrenci velisi…

Serzenişini şu ifadelerle dile getiriyor..

Milli Eğitim Bakanı'na seslenerek, şöyle diyor..

"Size soruyorum, hani elbise zorunlu değil idi!?

Bugün benim oğlumun okuduğu;

Diyarbakır A. M. A. E. İmam Hatip Lisesinde, 100'den fazla öğrenci derse alınmayarak, eve gönderilmiş.

Suçları sadece "okulun belirlediği" giyim satan yerden gidip elbise almamaları.

Geçen sene 100 liradan sattıkları elbiseyi bu sene 180 liraya çıkarmışlar..

Okul müdürü öğrencilere "elbise almazsanız sizi okula almayacağım" demiş..

***

Karakuş…

Mesajının son satırını şöyle noktalamış..

"Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan..

Bu zulme ancak siz "dur" diyebilirsiniz.

Bu arzuhal size."

***

İnanın..

Bu yazıyı kaleme alırken; aynı mevzuuyla ilgili üç telefon aldım..

Tepkiler aynı minvalde..

Handikap bir durum var..

Ki o da ayrı bir garabet..

Şöyle ki.

Okul'un kendine özgü "formalı" kıyafeti satan mağazada; kıyafet kalmamış..

Yani tükenmiş..

Artık nasıl bir "okul ağı" oluşturuşmuş ki?

Alan çok..

***

Neyse!

Veliler diyor ki; "Çarşamba-Perşembe" ancak formalar gelebilir..

O güne kadar; "öğrenciler" okula alınmayacak mı?

Nasıl bir anlayış…

Anlayacağınız!

Eğitim sistemi..

Eğitimdeki mekanizma..

Ve rant kurgulu işleyiş; "sömürü ve zulümkar" dönüyor!

Bilinmez bir denklem gibi!?

***

TADİLAT ÇİLESİ…

Oldu mu şimdi?

Olmadı...

Dicle Üniversitesi Yönetimi..

Hele ki, Hukuk Fakültesi'nin idare heyeti.

Eğitim yılının başladığı..

Öğrencilerin ders başı yaptığı..

Yeni öğrencilerin "okula" ısınma evresine girdiği bir zamanda; "tadilat" da neyin nesi?

Öğrenciler; Fen Fakültesinedeki sınıflara yönlendiriliyor..

Tadilat bitene kadar..

***

Koca bir yaz tatili geçti..

Gün, hafta değil, aylarca bir "boşluk" zamanı var iken..

Bugüne denk gelmesi..

Ya da bugün "tadilatın" akla gelmesi "hangi mantığa" sığar?

Dün, onlarca Telefon aldım..

Öğrencilerden..

Öğretim görevlilerinden..

Tabi ki velilerden de..

"Kış uykusundan yeni mi uyandılar" diye soruyorlar?

Ne diyelim?

"Galiba" demekten başka..

Yoksa; "akıl karı mı?"

***

PEKİ SİZİN, YOK MUYDU?

Mehmet Özhaseki!

FETÖ ile ilgili açıklamasında demişki…

"Hiç kimse bizim bunlarla merhabamız yoktur demesin.."

Yani; "herkesin bi merhabası olmuştur.."

Doğru bir beyan..

Ama sormak lazım Özhaseki'ye..

Peki "Sizin merhaba etmişliğiniz yokmuydu?"

***

CIRDONLAR NE OLDU?

Okur soruyor..

İstila için plan yapan; "cirdonlardan" ses var mı?

Şu an yok..

Gelen bilgilere göre; "alan hakimiyeti" için istişareye yatmışlar..

Aldıkları yaralar var..

Malum, hayli bir mücadele edildi..

Yolları kesmelerine..

Caddelerde racon kesilmesine..

Kanallardaki artıklarla büyümelerine karşı; "operasyonlar" yapıldı..

Her ne kadar..

Büyükşehir belediyesi başta olmak üzere!

Siyasi akım; "aman ha bize" dokunmayın...

Yolunuza çıkmayız...

Evlere girmeyiz...

Evlere gireceğimizi onlara haber vermeyin..

Hangi caddede..

Hangi sokakta olacağımızdan da haberleri olmasın dese de!

Neyse!

O cırdonların bakalım "istişarelerinden" ne çıkacak?

Nasıl bir saldırı pozisyonu.

Nasıl bir alan hâkimiyeti işgali..

Nasıl bir "üreme" stratejisine gidecekler; göreceğiz..

Diyeceğim o ki..

Siz siz olun; "virüslerden" sakının..

Bulaşmayın..

Bulaşan var ise; hemen tatanoz iğnesi yapsın..

Yoksa vücut deforme olur..

Hele ki "yerel" pasta için kollar sıvanmışken!

Aman dikkat!