Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

SARI ÇIYANIN OYUNU BİZİ YIKIYOR?!..

Şu "bozo" var ya!… "Trump"… Daha iktidara geldiği gün, yazmıştım… Bu adam; "akıl" arızası biri.. Halk deyimiyle denir ya; "ne iş be arkadaş, sen neyin, nesisin….!" Aynen de öyle bir "ruha" ve karaktere sahip!… Bakar mısınız, göreve geldiği günden itibaren, "afrasana-tavrasına, söylediklerine?!!.." Bir dediği, diğerini tutmadığı gibi birbirini de; "tekzip" ediyor.. Deli mi ne?  Der demez, diyorsun ki "hangi Trump?".. Ama kimse bu adamın; "zihni ticari kazançtan başka bir şey düşünmez?" gerçeğini aklına getirmiyor?

***

Bir bakıyorsun ki çıkmış konuşuyor.. "Kürtler'in" ağzına bir parmak bal çalmışcasına!.. İran'dan, Irak'tan, Suriye'den, hatta Türkiye'nin Güneydoğu'suna dair; konuşuyor.. Ve bi bakıyorsunuz ki, "Bağımsızlık" için referandum yapın.. "Özerklik" ilan edin.. Alın size silah, alın size lojistik destek.. Tabi ki, Kürtleri "topyekün" PKK/YPG'yle özdeşleştiriyor.. Sonrası, methiyeler… Ve YPG'yi de kendisine "silahşör" olarak, kurguluyor.. Sözde, "DEAŞ'la mücadelede yanımızda oldunuz.. Sizi sahipleniyoruz" diyerek, sırt sıvazlıyor.. Kürtler de, şu düşünceye kapılıyor.. Yılların, Ortadoğu'daki "zulümkar" seyrine dair… "Vallahi, helal olsun.. Nasıl da haktan, hukuktan, adaletten söz ediyor.. Demokrasi diyor, insan hakları diyor.. Ve bizi "haklı" gösteriyor.. PKK/YPG de, "Bize tam destek verecek" diye de beklenti içerisinde, "uluslararası" kafa tutucu taşerona dönüyor…

***

Ama bir süre sonra; "hepsi" bir inkarla kamuoyunun karşısına geçiyor.. Daha önce dediklerinin tam aksine; "sözcükleri" cümlelere dönüştürüyor.. Bizim bozo bir anda, "sarı çıyan" karakterine bürünüyor… Daha önce ağzına "bal" çaldığı Kürtleri, özdeşleştirdiği PKK/YPG'yi de aynı kefeye koyarak; "Kürtleri terörist" ilan edip, bildik ateşin içerisine daha bir yuvarlamaktadır..  Şurada bize destek olmadılar, burada hakları yok diyerek, kapı dışarı edip, elde edilen hakların da "bertaraf" olmasına neden oluyor.. Yani sil baştan bir hal-i vaziyet.. Milletten bile saymayacak kadar, kısır cümleler kullanıyor.. Sonrası!… Kürtler cephesinde, dizi dövme!… Güvendiğimiz dağlara kar yağdı koduyla, "Vay kalleş, vay hain, vay küstah" diye söylenmeler başlıyor..

***

Bu cephe, içine düştüğü "girdabın" etkileriyle, zihin buhranı yaşarken… Bilinmez karakter sahibi Trump.. Bu kez ABD Başkanı Trump olarak, farklı bir makas değişikliği, Türkiye Devletiyle "temas" kuruyor.. Türkler-Türkiye'ye yüzünü dönüyor.. "Övgüler" sıralayıp duruyor.. Türkiye, Türkiye, Türkiye sloganları atmaya başlıyor.. Erdoğan diyor, başka da bir şey demiyor.. O benim dostum diyor..  Biz de sanıyoruz ki, konuşmalarına dair karşı "zılgıt yiyince" Hemen manevra yaptı. "Türkiye bizim müttefikimiz, ticari ortağımız, davasında haklıdır" sözlerini, sıralayıp "yüzünü" maskeliyor.. Her zaman olduğu gibi!…

***

Bu manevraya karşı şu algı gelişiyor.. "Aha.. Trump bizim tarafa geçti.. Bizim haklılığımızı gördü.. Nasıl da nara attık, korkuttuk, dize geldi. Artık bizimle, hareket edecek diye, umutlanıyoruz… Zihinde kurgu, "Biz zaten ABD'nin müttefiki değil miyiz" diye?"  Zaman geçince bir vakit olunca!… Ne sabah, ne öğlen, konuşulanları "kabul" eden, "ben mi bunları" söyledim, karakterinden uzak, "bozo ve sarı çıyan" yüzüyle Trump, karşı refleksler geliştirmeye başlıyor..  Yani; kendisine taşeron olarak oluşturduğu "silahlı örgütler" üzerinden; Türklerin, Kürtlerin hiçbir coğrafik oluşumunu dikkate almadan; tabiri caizse; "kafalarını birbirine" tokuşturmaya başlıyor…

***

Tabiri caizse… Türkler de.. Kürtler de.. "Kafalarının" bir birine tokuşturulmasıyla; kan-gözyaşı içerisinde kalınca, canlarına ayıkıyorlar.. Ama nafile… Gün içerisindeki muameleye karşı bu kez dövünme moduna giriyorlar… Bu adam ne kadar da; "kıvırtan biri, cahil, cühela, yalancı, şeytan, hilebaz, ata düşmanı, dede düşmanı, Siyonistler, Emperyalistler, faşistler, bizi nasıl da kandırdı, bizi nasıl da oyuna getirdi… Bizi nasıl birbirimize kırdırıyorlar" demeye başlanıyor.. Söylen de söylen; ama alınacak bir ders-i ibret yok!…

***

Bir bakıyorsun ki, yeni bir hamleyle, gülücüğünü bu kez "Arap'lara" atmaya başlıyor sarı çıyan!… Araplar da, "şişirilmiş" koltuklarla, gördün mü "bize destek çıkıyor artık, oltasına geliyor.. "Bizi kol kanatları altına aldı. Artık hamimiz, ABD  demeye başlıyor.. Üç yönlü, hamlelerle Ortadoğu'nun yeraltı ve yer üstü ne kadar zenginliği ve kaynağı varsa; "ha bire" hortumlandıkça hortumlanıyor.. Petrole karşı silah; silaha karşı petrol pazarlığı başlıyor!… Ülkenin idareci siyasileri de, milletin bizatihi de kendisi; hizipleşme ve kutuplaşma moduna sokulmasına rağmen; "biat" edicilikten geri, dönülmüyor?

***

Ne gariptir ki!…Her şey ulu orta yerde böylesi bir seyir alıyor.. Ki bugün değil, asırlardır aynı sistem, "Siyonizm’in ve Emperyalizmin" kendisi ve oluşturdukları kuklaları aracılığıyla, aynen devam ediyor.. Ki kısa bir zaman dilimi sonrasında; bu sarı çıyan sanki 10 yıl önce, sanki, 20 yıl önce, sanki bir kaç yıl önce, sanki "tarihte" hiç de böylesi bir; "ihanetler" zinciri yapmamış gibi; per-ü pak bir libasla; "umut ve kurtarıcı" rolüyle yeniden piyasaya çıkıyor.. Ve maalesef "peşine" düşülüyor..

***

Taraflar; "bir parmak balla" aynı filmin sahnesinin figüranları olmaya devam ediyorlar.. Kürtler de, Türkler de, Araplar da; ders-i ibret almadan, "balık hafızasıyla" bozo'nun, sari çıyanın, siyonist-emperyalist Trump'un arkasına takılıp, silsile misali biat edici oluyorlar.. Yani, Ortadoğu'daki yaşayan, "celladına aşık" olmuş milletler olarak; yaşanan ve yaşatılanların çözümünde, "medet" ummaya başlıyor…

***

Herkesin kafasındaki soru; "Kimi sahiplenecek.. Kime bel çıkacak, kimi düşman seçecek?".. İşte bu soruların ekseninde, kendilerince hesap yapıyorlar!.. Ama idrak etmiyorlar ki; "Sarı Çiyan", Siyonizm’in, emperyalizmin başı, İslam ve Müslümanların da "hasmıdır" diye!…  Ata düşmanı, dede hasmı, din düşmanı, "dost" olur mu?… Ne mümkün?… Ki Başkanlık koltuğuna ilk oturduğunda "sarı çıyan" zaten zehrini kusmuştu.. "Dinimden başka, din, Hristiyan’dan başka dost tanımam!" diye!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kimse kimseyi sevmiyorsa, herkes herkesle samimi oluyor?…

 


Bu Makale 756 kere okunmuştur.