SEÇİME GEREKÇE ÇOK

Ne diyoruz!

Bir "seçime" ihtiyaç var..

Hem de çok!

Hele ki, yaşadığımız hal-i vaziyet orta yerde iken.

Çünkü "siyasetin" çivi tutacak yanı kalmadı..

İşte size bazı gerekçeler?

Niye diye soralım mı?

Buyurun; "niye diyerek?"

* Niye seçim olsun?

Siyasetin "içerisindeki" FETÖ'cülerin temizliği için…

* Niye seçim olsun?

Siyasetin içerisindeki, "küresel" piyonların ayıklanması için…

* Niye seçim olsun?

Siyasetin içerisindeki "darbe sevici, demokrasi düşmanı" zihniyetin, bertarafı için?

* Niye seçim olsun?

Siyasetin içerisindeki, "kan ve gözyaşından" menfaat temin edenlerin, saf dışı bırakılması için?

* Niye seçim olsun?

Siyasetin içerisindeki, "çıkarcı, menfaatçi, rüşvetçi" zihniyeti, yok edebilmek için?

* Niye seçim olsun?

Siyasetin içerisindeki, "güvensizliği, hasımlığı" kurtarılmış alan görenleri atıl yapmak için?

* Niye seçim olsun?

Siyasetin içerisindeki, "bukalemun, günoğlu, devşirmeleri" aktifsizleştirmek için?

* Niye seçim olsun?

Siyasetin içerisindeki, "tacizci, barışa ve demokrasiye" tecavüz eden sapıklığı, ortadan kaldırmak için?

***

En önemlisi!

Milli iradeye saygısı olmayan…

Milli iradeye, hainlik düşünen…

Milli iradeyi "dolara-euro’ya" satan aşağılıkları; "sandığa" gömmek için…

***

Daha da aciliyet isteyeni de..

Bin yıllık kardeşliğimize "halel" getirmek isteyen..

Dört bir yanımıza; "tuzaklar" kurmak isteyenler..

İçten ve dıştan; "birliğimize ve dirliğimize" saldırı yapanlar orta yerde cirit atarken...

Bunları, "içimizden" temizleyip, atmak için…

Evet…

Ülkenin ve milletin "seçime" ihtiyacı var…

***

Mevcut siyasal iktidarın da, ihtiyacı!

Birçok, "tuzaklara" yakalandı…

15 Temmuz gibi; bir "ihaneti" yaşadı…

Halk arka çıktı..

Demokrasi adına,

Milli iradenin temsiliyeti adına,

Askeri cuntanın boyunduruğu altına girmemek adına…

***

İhanete…

Hainliğe…

Cuntaya…

Ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı yürütülen "mücadelenin" güven tesisi adına…

Haklılığının…

Doğrulunun…

Ve niyetinin hâsılı adına; "güven tazeleme" adına; "seçime ihtiyacı" var…

***

Malum!

Küresel güçler.. Ve içteki piyonlar..

Gezi eylemlerinde,

17-25 Aralıkta..

Ve 15 Temmuz'da "başaramadıklarını" şimdi "ekonomi" üzerinden, yapma gayretinde!

Dövizdeki dengesizlik..

Ekonomideki puan düşüklüğü..

Yatırmalara dair, kemer sıkma, vaziyetin ikmaline dairdir..

***

Ne diyoruz?

Para "güvercin" gibidir, en küçük hışırtıya bile tahammülü yoktur..

Uçar gider…

Yani güven ve istikrarlı, huzurlu bir ortam ister…

Bu da "siyasi istikrarla" mümkündür?

Velhasıl…

Bir seçim "ihtiyaçtan" öte ivedilikle, olmalı!

Risk var..

Amma velâkin siyasi mücadelenin "geninde" vardır; sandık riski!

***

İDEOLOJİK SAPLANTI!…

Ebe yuh!

Hakikatten..

Paranoyak bir "ideolojik" sapkınlık içindeyiz…

En sıradan vakayı bile; "ideolojik" bakışla, "tarumar" ediyoruz..

Vur da vur…

Daha ne kadar; "sınıfsal bölücülük" yapılabilinir diye?

***

Belediye otobüsündeki "şorttan.."

Belediye otobüsündeki "tekmeden.."

Nasıl bir "ideolojik" sapkınlık çıkardıysak…

Dinci..

Kemalist..

Laik gibi; "meczupluk" içerisine girildiyse!

***

Ki önceki gün gördük..

Sokaklara..

Meydanlara "şort" giyip, arz-ı endam eden; "sözde laikçileri?"

Neyse ki!

Ahalinin ekseriyeti, "edep yahu" deyip, yüzünü çevirdi..

***

Baksanıza!

Şimdi, Anıtkabir'deki "çocuk parkı" üzerinden, yürütülen tartışmalar..

Destekleyen..

Kaldırmak isteyenler..

Önceki gün "Laiklik ve Kemalist" anlayışın askerleriyiz diyen bir kesim; "çocuk parkını'" sökmeye çalıştı..

***

Sanırım!

Genelkurmay…

Yoğun tartışma..

Ve olası gerilimin yaratabileceği provokasyonları "sonlandırma" adına emir verdi..

"Park kaldırılsın.."

***

Öncelikle ifade edeyim…

"Estetik adına" negatif bir görüntü vardı…

Uyumsuzluk…

Ama!

"İşin böylesi" bir şekilde zıvanadan çıkarılması da bir o kadar "uyumsuzluk" ihtiva ediyor..

***

Sormak istiyorum!

Sessizlik mi?

Yoksa çocukların cıvıl cıvıl sesleri mi?

Gülüşleri..

Oynayışları, koşmaları mı; "Atatürk'ü" sevdirir?

İstemeyiz..

Yaptırmayız..

Biz "kemalin" askerleriyiz diyenler; cevabınız ne?

Biliyorum..

Cevap bir başka "ideolojik" tartışmayı alevlendirir..

Neyse!

Sahi, polemik sevici Gökçe ne diye oraya; "park yaptı?"

Polemik için mi?

Yoksa halisane bir talep yoğunluğuna dair mi?

***

 

İHBARÇI KILIÇDAROĞLU

 

 

Yeni bir polemik!

Kılıçdaroğlu "ihbarcılığa" soyunmuş.

İsim vermeden...

FETÖ'den mağdur olanlar için kurulan komisyona başvurmuş..

Çalışıp çalışmadığına dair..

Hadi bakalım!

Kim hangi cenah bu "ihbarcılıktan" nasıl ideolojik bir polemik üretir…

Bekliyoruz..

Nasıl olsa ülke güllük gülistanlık ya!

***

 

KAMUOYU BASKISI

İyi iş ya!

Devlet mekanizması artık böyle işliyor…

"Kamuoyu baskısı" var diye…

Baksanıza…

Mahkemeler…

Savcılar…

Hâkimler…

En basit..

En sıradan, hadiseyi bile "bu minvalde" değerlendirir oldu..

Hayra alamet değil..

***

FETÖ'cüleri…

PKK'lıları…

Siyasi hadiseleri..

Yani, şuyu buyu bırakalım..

Adli vakalarda..

Öyle tahliye..

Ya da tutuklama gibi karar; "hukuk mecrasında" değil…

Kamuoyundan gelen; "tepki" odaklı…

***

Mahkeme!

Tutukladı..

Kamuoyundan "tepki varsa"

Yani senden, benden "tartışması" vukuaysa…

Hangisi ağır basarsa..

Hemen "tahliye"

Ha, tahliye edilmişse…

Yine zıt fikriyat hâsılsa kamuoyunda…

İtiraz ve ardından "tutuklama"

***

Hak… Hukuk.. Adalet….

Hak getire..

Yeter ki, "kamuoyu baskısı varlık" göstersin..

Anlayacağınız…

Vaziyet nabza göre şerbete döndü!

AĞIR BİR SORU!

15 Temmuz sonrası…

Deniliyor ki..

"FETÖ'cülerin" ekseriyeti "hidayete" ermiş..

Yani "ihaneti" görmüş..

Şimdi biz "FETÖ'cü" değiliz, aldatılmış olduk…

Doğru!

Aldatılan, aldatan çok oldu bu; oluşuma dair..

Siyasal iktidar da!

Kendisine özgü; "aldatıldık!" diyor…

Diyorum ki..

Peki ya "darbe" başarılı olsaydı…

Peki ya, iktidar alaşağı edilerek, derdest edilmiş olsaydı..

Sahi o zaman; "ne düşünürlerdi?"

Yine "hidayetten" söz ederler miydi; yoksa "işin kaymağına mı" hücum ederlerdi?

Biri  cevap versin..