Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

ŞEFFAF OLABİLMEK!….

Öyle ya!

Şeffaf insan için; ne diyoruz?

Samimi,

Dürüst,

Düşündüğünü hemen "dile" getiren.

Kıvırmayan..

Laf "ebeliği" yapmayan..

Olanı..

Biteni..

Varlık göstereni; "olduğu" gibi söyleyen!

Empati yapan..

Karşısındakini "anlayabilme" kabiliyetini ortaya koyabilen!

Helalı-haramı "gözeten!?"

Yolsuzluğa..

Usulsüzlüğe..

Üçkağıtçı "düşünce ve fikre" kapılmayan!

Kapılarını kapatan..

Varlık göstermeye kalkışanın da; "tepesine" binebilen...

Yani aleni ve açık olan insana "Şeffaf Şahsiyetli" diyoruz…

***

Peki "şeffaf" olmak!

Böyle bir karakteri icra etmek!

Günümüz koşullarında; "kolay mı?"

Sanmıyorum!

Şöyle çevremize bir bakarsak..

Yaşananları gözönüne getirsek…

Günlük hayat akışına, "dalsak" görürüz;

Bir çok şahsiyetin ne kadar "kapalı kutu" olduğunu!

Çevresine "dört duvar" öreni mi?

Kendisine "has komplikasyonlar" üreteni..

Makamın..

Mevkinin..

Gücün "ihtirasıyla", karanlıklar dünyasında "nasıl varlık" gösterdiğini?

Ne yazık ki, "hayat acımasız!"

Hz. Mevlana ne güzel diyor…

"Ya olduğun gibi görün…

Ya da göründüğün gibi ol!"

Maalasef!

İkisi de olunmadığı gibi; "dehşetli" bir vakıa halindeyiz!

***

BAĞLAR BELEDİYESİ!….

Bakınız…

Şeffaflık'tan sözü açmışken devam edelim..

Bağlar Belediyesi…

Ki merkez ilçeler içerisinde; "Kayyum" atanmayan tek ilçe!

Birsen Kaya Akat!

DBP'li…

Lakin gelinen aşama itibariyle…

Özellikle de, önceki gün 2017-2018 yılına ait Belediye "bütçesini" açıklarken..

Yani, Sosyal ve şeffaf 'belediyecilikte" yürürken!

Görüldü kü;

Siyasi anlamda "Ne İsa'ya ne Musaya" yaranmış!

Ki, DBP "disipline" sevk etmişti...

Parti "taleplerine" uymuyor diye...

Ki, AK Parti de "kendisini" kabullenmiş değil...

Ortada…

Ne var ki kendi ifadesiyle!

AK Parti ve DBP "ayağına" pranga vuruyor…

***

Akat, "bütçe" açıklamasını yaparken şunları aktardı...

Meclis üyelerini kast ederek…

AK Parti ve DBP…

Ortak kararla; "bütçemiz bilinçli bir şekilde düşürüldü!

161 milyon lira olan 2017 bütçesi...

36 milyon lira "düşürülerek" 125 milyon liraya indirildi...

Yani, Belediyeler "bütçe" artırımı yaparken…

Bağlar Belediyesi'ne tam "tersine" bütçe tırpanması yapılıyor…

***

Akat!

Düşürülen bütçenin büyük kısmı; "FEN" işlerine ait…

Öyle ya…

"FEN" işleri, halka yönelik hizmetlerin merkezi!

Çöptür...

Temizliktir...

Kaldırımdır…

Kanalizasyondur…

Yapı işleri "bu birim" üzerinden yürütülüyor!

Bütçedeki payı...

2017'de 41 milyon 625 bin iken…

2018 bütçesinde bu rakam; 17 milyon 765 bin liraya düşürüldü...

***

Akat…

Bu bütçenin sadece 5 milyon lirası; "yapım işlerine" ayrılmış…

İşte isyanı...

Şeffaflık arz eden serzenişi bu noktada şöyle aktarıyor...

400 bin nüfuslu ilçenin yapım işlerine; 5 milyon lira neyine yeter!

Bağcılar mahallesi "başlı başına" bir ilçe!

Tepkime..

Israrıma…

Ve var olan projelerin hakikatine rağmen; "İki parti de" geri adım atmadı!

Bu karar; "halka yapılacak" hizmetleri engellemektir...

Ki barız şekilde ortada...

Şeffaf bir yönetimi esas aldığım için; "bu hakikati" halkla paylaşıyorum!

***

Görünen o ki!

Şeffaf olmak…

Dürüstlüğü ortaya koyabilmek…

Görev yapmak...

Halkı düşünmek…

Milletin âli menfaatini düşünmek; "çok zor!"

Er kişinin işi değil…

Çünkü bedeli ağır, saldırıları yüksektir…

Ama olsun...

Hakikat adına ne demişler?

"İyilik yap denize at balık bilmezse halık bilir!"

***

Sonuç itibariyle!

"Şeffaflık…"

Bir çok kavramı hayata geçiren bir mekanizmadır…

Güveni..

Katılımı..

Dayanışmayı…

Çok sesli bir ortamda "yekvücut" olabilmeyi…

Bireysel kadar..

Kurumsal..

Kurumsal olduğu kadar toplumsal bir "işleyişin" kazanımıdır; "şeffaflık.?"

Sahiciliktir..

Zamanımız..

Toplumumuz..

Değerlerimiz; "şeffaflık" ruhuna ihtiyaç duyduğu bir süreci yaşıyor çünkü!

***

Sahi!

Kayyumlarımız…

Sürekli dillendirdiğimiz..

Kendilerini "kaf dağında" sananlar…

Onlar…

Sosyal belediyecilik..

Şeffaf yönetim anlayışı..

Sahicilik ahlakıyla; "kurumsal" işleyişlerini neden "şeffaflaştırmıyorlar?"

Bu kimliğin "ruhuna" adapte olamıyorlar…

Neden…?

Sizce…

***

SİYASETİN FUAT AVNİSİ!

Vay be!

Ne de okkalı bir söz bu…

Peki, "sözün" sahibi kim?

Tabi ki, "Siyasetin Fuat Avnisi" kim?

Sözün sahibi Adalet Abdullah Gül…

Onun ifadesiyle…

Siyasetin Fuat Avnisi'de "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu!?"

***

Gül…

Yakıştırmasına bir de; "müfteriliğini de" ekliyor..

Özellikle; "son dönemlerde" belge diye açıkladığı mevzuulara dair..

Diyor ki...

"Müdde-i iddiasını ispat eder…

Ama müfteri iddiasını ispet edemez...

Çünkü bir delil yoktur…

Kılıçdaroğlu tarihe "bir müfteri" Ana muhalefet partisi genel başkanı olarak geçmiştir...

Gelmiş olduğu aşama; şu an itibariyle 'Siyasetin Fuat Avni'si haline gelmiştir..."

***

Bakalım..

Siyasetin Fuat Avnisi yakıştırmasına..

Kemal bey ne diyecek?

Sufle mi yapacak..

Yoksa, guftelemeye mi yeltenecek?

Göreciğiz..

Ama Gül fena bir "tanım" getirmiş..

Tez be tez; "unutulmaz!"

Siyasetin Fuat Avnisi'ni!

***

ÜÇ MAYMUNU OYNAMAK!

Görmedim..

Duymadım..

Bilmiyorum…

Tarihsel bir tanımlama…

Diyarbakır'a özgü özellikle son dönemler için…

"Cuk diye oturan" bir tanım!…

Ne yazık ki…

Şu an itibariyle; "üç kurum" benim cephemde tescillenmiş durumda…

Yani "kimlik" aldılar..

Karnelerinde; "üç maymunu" oynamak temel ilke!…

***

Bir; Sağlık!

İki; Büyükşehir Belediyesi!

Üç; Dicle Üniversitesi!

Üç kurum için...

Ne yazılsa...

Ne çizilse...

Olumlu, olumsuz fark etmez hikmetiyle!

Ortam yangın yerine dönse de; "ketumluk" haiz…

***

Büyüklerimiz boşuna söylemiş değiller…

"Sükût ikrardan" gelir?

Yoksa!

Bu kadar konuşulanlara karşı mutlaka bir "kelam" olur du?

Ama yok..

Görmedik..

Duymadık..

Bilmiyoruz…

Ne diyelim; "kendileri bilir!"

 


Bu Makale 3873 kere okunmuştur.