SES'İN İDDİALARI….

Yenilir, yutulur cinsten değil…  Enva-i hile, desise ve şaibe var?

Der demez, sorduruyor?..

Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde "neler" oluyor?..

Yolsuzluk mu?…

Usulsüzlük mü?..

Keyfiyet mi?..

Zimmet mi?…

Kişisel menfaat temini mi?..

Yoksa, siyasi ve ideolojik bir, uzlaşmazlık mı?

Tabiri caizse; "ne derseniz" vaki olduğuna dair, bir beyan var?

Beyan eden de, SES Sendikası!!!…

Önceki gün "basın toplantısıyla" bunları gündeme getirdi?..

Ki, uzun uzadıya…

Ha bir de isimlerden söz edildi…

Beyan edilen mekanlar var denildi..

Görevlendirmeler..

Dahası İl Müdürü'nün "bizatihi" kendisine yönelik iddiaların merkezine konulması da ayrı bir travma!!!..

Muhataplar ne der, henüz meçhul?..

Ama!!..

Şunu ifade edebilirim ki, "ateş olmayan yerden duman" çıkmaz gerçeğiyle!…

Yangın büyük!...

***

İki gün bekledim... Kim ne diyecek?

Ama; ketumluk hakim.. Ki, bir çok kurumda; gelenek haline geldi.?
Kimin umurunda?

Doğrusu!.. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğündeki "arıza-i durum" yeni değil…

Ki bugüne özgü de değil..

Evveliyatı var...

Bir önceki, müdirenin de; "benzer" faaliyetleri var.

Görev süresi içerisinde; yaşananlar da; "yargıya taşınan" vakıaların da haddi hesabı yok!..

Yani; enkaz bir kurum!!..

Yani politize olmuş..

Yani birileri tarafından "çiftlik" misali, har vurulup, harman savrulan bir kuruma dönüşmüş!!!…

Diyeceksiniz ki, Bakanlık nasıl?..

Maalesef; geri kalır yanı var mı ki?

Haklısınız..

***

Velhasıl, kurumun işleyişi..

Aslında, Aile yapımızdaki; dengesizliğin" resmini ortaya koymuyor değil?..

Açıkça ifade ediyor...

Kendisini, bu minvalde "ifşa" ediyor…

Yoksa; bölünme, parçalanma, aile içi cinnet vakıaları bu kadar yüksek derece yaşanır mıydı?..

Ne mümkün?

Evet, SES'in iddiaları, yüksek!..

Dediğim gibi; yabana atılacak iddialar değil..

Önemli, ve üzerinde durulması gerekir..

Denilen de şu..

"Bakanlık müfettişlerle, iddiaları irdeleyip, soruştursun!!.."

Kim kirli, kim pak ortaya çıksın!!…

***

OKKALI SÖZ!….

Geçmişi; "kardeşlik" olmayan..

Tarihi; "birlikte" yazılmayan…

Diliyle.. Diniyle.. İnancıyla..

Örfü ve adetiyle; "hasbi hali" bulunmayan….

İdaresi de.. Yönetimi de..

Soluduğu hava ve coğrafyası; "aile" oluşturmayan!…

Hasılı kelam!…

İradesinde "özünü" yaşamayanın "yarını" olmayacağı gibi!…

Barışı da..

Kardeşliği de…

Birlik ve dirliği de; "bir arada" yaşayamazlar.. Bütün olamazlar!!...

***

ŞU DUVAR YAZILARI VAR YA!..

Aman Allah'ım.. Pır fena.. Siz siz olun; "şerrinden" sakının!..

Baksanıza!..

İmamoğlu için, nasıl bir dize; oluşturmuşlar..

Tabi, karşı mahallenin, becerikliliği..

Ne diyorlar, o duvar yazısında..

Denilen şu!..

***

*- Ekrem FETÖ'cü mü bilmem!!.. Ama; tüm Fetöcüler Ekremci!!!…

*- Ekrem PKK'lı mı, bilmem!!… Ama; PKK, Kandil'den destek verecek kadar Ekremci!…

*- Ekrem Yunanlı mı, bilmem!!… Ama; Yunallılar "İstanbul'u fetheden Yunanlı" diyecek kadar Ekremci!…

*- Ekrem Vatan haini mi, Bilmem!… Ama; tüm vatan hainleri Ekremci!!…

***

Vaziyeti, nasıl okursunuz, bilmem!.. Ama; yazıya nokta koyulurken denilen şu!.. Daha ne diyelim?!..

***

Şimdi!..

Diyeceksiniz ki; peki karşı mahallenin Yıldırım'ına, kim ne diyor?!..

Bu mahallenin, "duvarcıları" nasıl bir yazı tuğla koyacaklar..

Ya da koydukları tuğla var mı?..

Henüz bana ulaşan bir şey yok.? Ama; "boş duracaklarını sanmam.?!"..

***

TAKILDIK DA, TAKILDIK!…

Ne yazık ki!… Hala, 31 Mart'a takılıyız.. YSK kararını verdi..

Olumlu-olumsuz.. Katılırız, katılmayız, bir hüküm verdi..

İstanbul seçimi, 23 Haziran'da..

7'sine çete denildi.. 4'üne, vatan evladı, yakıştırıldı…

Hırsız var?.. Hırsız yok?

YSK başkanına, dün kızanlar, bugün göğe çıkarır hale gelerek, övgüler yağdırıyor?!..

Anlayacağınız, fasıldan fasıla geçildi..

Ama biz hala; 31 Mart'ın, "takıntılı" günündeyiz!..

Defteri kapatamadık..

 

***

 

 

Eee.. Zihniyet; "kendine" işliyorsa batak kurumaz ki!!!..

Hal, çıkmaz olur.. Ne diyor, düşünür…. Yer küresinin ferdi, bencildir!..

Zihni ise, kendisine işler… Hukuku, kendine göre..

Adaleti kazancına göre.. Demokrasiyi ise libasının şekline göre; "düzenler..!"

Yani o varsa, vardır.. O yoksa, hiçbiri yoktur…

Ötesi mi; "hepsi bu kadar?"…

 

 

***

YSK GEREKÇELERİ…!

Kim ne der?.. Katılır mı, katılmaz mı?

Tatmin oldu mu, olmadı..

Ya da, şu olsaydı.. Ya da bu olsaydı, demeyerek!!.. İlk gün ifade ettim..

Eğer ki!.. "Çünkü.. Çaldılar'ın" altı, doldurulmazsa!..

Ve "tespit" edilmezse!…. Vaziyet; "dağ fare" doğurdudan öteye gitmez!…

Sizce!…

"Geciken adalet, adalet değildir..?"