SİYASETTE SAMİMİYET VAR MI?!…

Siyaset; gergin.. Gel gitleri yüksek.. Derin kırılma.. Ve bir o yana, bir buyana "savrulmalar..!"

Hal-i hazırda; "siyaset" lodos rüzgarı gibi..

Yüksek ve bilinmezlik, seyrine sahip günler geçiriyoruz…

Öyle ki, siyasiler de..

Partiler de.. Politikalar da "kendilerini" var eden "ilkeleri" hiçe sayarak, kulvar değiştiriyor..

Yalan ve gerçek!.. Doğru ile yanlış… Öylesine dehlizli bir "içiçe" geçme söz konusu ki; "kime inanacaksın?"

***

İşte, burada "samimiyet" sorgusu geliyor..  Samimi mi?!…

Mesela, Ekrem İmamoğlu!… Partisi.. Politikası.. Ve kendini var eden "ilkeler?" noktasında "samimiyet" sorgusu yapılıyor..

Yazının girişinde, "araç sergisini" aktardım..

Güçlü, akılcı ve fırsatçı bir siyasi, "argümanla" algı üretti..

Yani, gündem iken gündem oldu?.. Şimdi sorulan ne?..

İmamoğlu, Diyarbakır'a gittin.. HDP'lilerle buluştun.. Görevden alınan başkanlarla istişare yaptın.. Çay içtin…

İş, Sırrı Süreyya'nın dediği gibi..

"Bi çay içip giderler" sözüyle… Diyarbakır'a esinti yaptın…

***

Ki bu esintin.. Sana "geleceğin lideri" diye, tanımlama da getirdi.. Nitekim, yazıldı!..

Şimdi sorulan ne?…

İmamoğlu… HDP İl başkanlığı önündeki "yüreği" yanık anneler var… "Evlatlarımızı istiyoruz.." diyorlar..

Dağa giden çocukların anneleri, babaları, bacıları..

Sen "onları" ziyaret edecek misin?.. Onların hissiyatlarına tercüman olma noktasında, siyasi liderlik vasfını kullanacak mısın?…

***

Diyebilecek misin!…

Anneler, babalar "sizleri" kucaklıyorum.. Direnişiniz.. Eyleminiz.. Talepleriniz!…

Hepsini destekliyorum.. Yanınızdayım.. Haklısınız…

HDP'ye.. PKK'ya.. Seslenip, "anaların yürekleri" yeter, bu kadar yandı.. Verin çocuklarını.. Gönderin; o çocukları!..

Yapılanlar "terördür.." Artık "evlatlarımız" teröre kurban gitmesin!… Analar evlatlarıyla kucaklaşsın.."

Bekleyip göreceğiz…

***

DAVUTOĞLU'NUN AİLELERLE GÖRÜŞMESİ!…

İmamoğlu "bu samimiyeti" ortaya koyar mı, bilmem!..

Ama, eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu..

İşte o samimiyeti, dün ortaya koydu..

Malum, "Kayyum'a" tepki koymuş.. HDP'li Belediye Başkanlarının "görevden" alınmasını eleştirmişti..

İşleme şöyle demişti…

"Demokratik sistemin ruhuna aykırıdır.. Seçimle gelenlerin seçilme ayrılması, milli irade ilkesinin gereğidir.."

O gün, bu tepki çok sorgulanmıştı..  Hatta, HDP'ye yeşil ışık yakıyor diyenler bile oldu..

***

Hani bir söz var.. Doğruya doğru demek; en büyük samimiyettir!…

Davutoğlu.. Dün AK Parti Diyarbakır İl eski Başkanı Aydın Altaç aracılığıyla; "evlatlarımızı istiyoruz" diyen, ailelerle görüştü..

Canlı telefon bağlantısı kuruldu..

Selamlarını iletti.. Davalarında "haklılıklarına" vurgu yapıp, "desteklerim tam" dedi..

"Acılar dinsin.. Anneler evlatlarına kavuşsun.." diyen, Davutoğlu mesele "siyaset üstüdür..

Davutoğlu'nun eşi Sera Davutoğlu da annelerle görüştü…

Netice itibariyle; "samimiyet..!"..

Zaten ülke meseleleri… Hangi kulvarda olursa olsun çözümde; "samimiyet" var ise, rota ihlaslıdır demektir!..

Ama değilse; "günü birlik, çıkar" olur..

Ne yazık ki, bugün siyasetin ekseriyeti "günü birlik menfaatlere" odaklı işlem görüyor.

***

 

KOLAY GELSİN…

Kime mi?.. Elbette ki, "ana yüreği" yananlara değil..

"Tuzu kuru" olana... Keyfi yerinde olana…

Vekil maaşına sahip olana..  Dokunulmazlık kalkanı bulunana!…

Yani, kentin vekili diye böbürlenen Saliha Aydeniz'e diyorum…

"Kolay gelsin..!"

Sormak lazım, "bu ifade" sana yakışıyor mu?..

Ya da içine sindirebilir misin?

Sanmam…

O annelerin..

O bacıların..

O yüreği acıyla, hüzünle, hasretle dolu "analarla" alay etmek bir anneye yakışır mı?

Bir de, onların oyunu almış; bir vekil!..

Onları hor görmek..

Hakir kılarak, alaycı bir tavırla "kolay gelsin anneler" demek!...

Neyse; "kişi" kendine yakışanı yapar derler ya!…

İşte ondan…

***

SÜKUT İKRARDAN GELİR!...

 

Yenikapı'daki "israf" sergisi.?

Bir dizi; "otomobil..!"

Kimine göre, bin.. Kimine göre; on bin.. Her ne ise; resim ortada..

Ekrem İmamoğlu..

Yine.. Evet yine; "AK Partiye" çaktı.. İşte "israf ve saltanat" düşkünlüğü diye!!..

CHP'nin de.. AK Parti'nin de…  Yani iki tarafın "boşboğazları" hadiseye dair döktürüyorlar…

Havanda su dövme misali!… Siyasiler de, konuşuyor!… İlginçtir!.. İşin muhatapları; "suspus" kesilmiş vaziyette!…

Bir önceki yönetim.. Ve daha bir önceki yönetim… Kadir Topbaş… Ki, atama ile gelen Mevlut Uysal!..

Dahası.. AK Parti'nin iktidar gücüyle; "belediyede" tepe yönetime gelenler!..

Yani, eski yöneticiler!.. Bırakın tümü.. Bir teki, dahi çıkıp, konuşmuş değil..

Hepsi "sükuta" yatmış..  Eee, bir halk deyimidir; "Sükut ikrardan" gelir diye!..

Mevzu da bu minvalde…

***

Yoksa!… Çıkar, naralarını atarlardı..

Ey İmamoğlu.. Ey CHP'liler.. Ey yeni yönetimin zevatı!…

Bizi.. AK Partiyi.. Eski yönetimleri "israf ve saltanat düşkünlüğüyle" itham etme, politikanız doğru değil..

Yalan.. İftira, atıyorsunuz.. Bu araçların hepsinin "görevi ve işlevi" var..

Şu şuranın, bu buranın!… Bizim veremeyeceğimiz hesap yok!…"

Ne yazık ki; "konuşan" yok.. Müdafaa cesareti gösteren de yok…

Dahası!… Ey İmamoğlu.. İki gün önce; "araç kiralama" ihalesine gidiyordun..

Şu kadar araç kiralanacak diye, dosya hazırladın.. Sonra, "deşifre" olunca, ihaleyi iptal ettin..

Eğer ki, "bu kadar araç" israf ise..  Nedir bu "araç reyonu…"

Bunu dahi diyen yok!…

***

Baksanıza!.. Gündem, dün neydi.. "Tüm şimşekler" Ekrem İmamoğlu'na yönelmişti..

Diyarbakır gezisi.. Görevden alınan Başkanlarla görüşmesi..

Akabinde, yaptığı açıklama.. Batman'da "düğünde" çektiği halay ve davulcuya verdiği bahşiş!…

AK Parti'nin "vefa borcu mu" diye, yaptığım yorum!… Bir dizi; "tepki rüzgarı!.."

Ki, kendi partisinden de, "sesler" yükselmişti..

Peki bugün!… "Lider olamazsın" diye söylenen İmamoğlu!…

İsraf diyerek, Yenikapı'daki araç sergisi..

Ve buna dair; "eski yönetimlerin" kafaları kuma gömme halleri!..

Her şeyi "tersine" çevirdi!… Yani gündem iken; "gündemi" belirleyen oldu..