SİYASİ MUTA NİKAHI…

Âlimler…

Ulemalar…

Akademisyenler..

Ya da işin ehli kitabını okuduklarını söyleyenler..

Kim ne der bilmem!…

"Muta nikâhı…"

Hiç tartışmasız diyorum ki; "zinanın" kamuflajıdır..

Günün tabiriyle..

Gayri ahlakı birlikteliğe; "kaçamak" adının verilmesi gibi!

Batıl anlayış...

Tabi; "muta" nikâhı…

"Salt" çiftleşme olarak artık görülmemesi gerekir…

Çağ değişiyor.

Şeytanı planlar daha bir kurgulanıyor.

Artık, her alanda vaki, olabilir.

Birlikteliği.

İttifakı.

İşbirliği.

Hangi alanda olursa olsun; "hülle" odaklı icra edilebiliyor…

İşte "siyasi muta nikahı…"

Son versiyon…

CHP ve İyi Parti'nin "transfer" ittifakı…

Deniliyor ki, siyasi bazda icra ettikleri "ahlaksızlığın" dibi..

Açık ve net diye..

Şekil itibariyle kurguladıkları "siyasi muta ittifakı" zinaya libas giydirmek mi?

Kara bir leke..

Tabi, Türkiye’nin siyasi tarihinde; ilk değil bu gayriahlaki durum…

"Benzer" vakıa çok..

Mesela; Güneş Motel vakıası…

Unutulur mu?

Ecevit ve Demirel'in 5 Haziran 1977'deki "siyasi muta nikâhının" getirdiği; iktidar işbirliğini…

12 Vekil transferi…

Ne yazık ki…

Siyasi ahlaki yoksunluk; bir kez daha eksen değişikliğiyle "tekerrür" etti…

Hatırlarsak…

Meral Akşener…

Özellikle, "Cumhur ittifakı" sonrasında, naralar atıyordu…

Yaptığı konuşmalarda, döktürüp, söylüyordu…

Ne diyordu hanım efendi!

"Çukur ittifakı yapmayacağım…

Abidik, gubidik işlere girmeyeceğiz..

Sırf aday almak için..

Mecliste grup kurmak için; hülleli işlere meyil vermeyeceğiz.."

Şimdi ne oldu da hepsini dibine kadar "icra" eder hale geldi..

"Siyasi mutta" nikahı kıydı..

Enva-i, abidik, gubidik işlere temessül etti...

CHP'den 15 Milletvekilini "cukkalayıp", ittifakın evlatları yaptı..

Transferler..

Bonservisler ellerinden mi?

Yoksa kiralık mı?

Satılık mı geldiler?

Her şey mubah misali…

İstifa edenlere bakıyoruz; gözyaşı döküyorlarmış?

Sütten kesildikleri için mi?

Meme bulamayacakları için mi?

Yoksa irade "yoksunu" oldukları için mi?

Bilemiyorum…

Neyse!

Gözyaşları neye dair ise de; "akıbetleri" meçhul!

Kurbanlık koyun gibi…

Seçmenlerine…

Ailelerine…

Ve siyasi fikriyatlarına; "vaziyeti" nasıl anlatıp, gerekçe ortaya koyacaklar?

Kimi neyle ikna ederler bilinmez?

Ama, diyeceğim odur ki; "bir daha vekil" olamazlar..

Ancak, yerel yönetimlere "hülle" olurlar..

Emir-komuta..

Kapıkulu..

Olur efendimciliğe devam edecekler..

İkinci bir hülle olur mu?

Yani, "iş bitti, amele paydos" misali..

İyi Parti seçime giriyor..

Biz istifa edip, eve dönelim diyebilecekler mi?

Eee..

Bunlarda her türlü ahlakı; genişlik var?

Nasılsa; "libas" hazır…

İşte, Kılıçdaroğlu-Meral ittifakı böyle..

Peki, Meral SP'li Karamollaoğlu ile ne iş tutar…

Ama "abidik-gubidik" olacak gibi!

Konuşuyorlar…

Siyasi mutta nikâhı yatağına kaç kişi birlikte girecek belli değil…

Tartışma; dört mü, üç mü?" olsun…

Öyle ya…

HDP'si de var…

O da; "siyasi muta nikâhına" dâhil olur mu?

Belli değil…

Ancak, "zina libasına" sıcak baktı…

"İyi olmuş, güzel bir elbise…"

Demokrasinin(!) kazanımı açısından; olmaz mı?

Meral…

İcra edilen "muta" nikâhıyla, çok çeyiz sahibi oldu diyebilirim?

Ev doldu…

Artık "seçime" girebilecek…

Ki çifte garanti aldı…

Hem Parti grubu oluştu…

Hem de YSK kararını verdi…

100 bin imzaya da artık ihtiyacı kalmadı..

Grubu, "kendini reis" adayı gösterebilir…

Eee.

Bir de "seçim" için hazineden alacağı milyonları oldu…

Yardım alacak…

Zenginleşti…

Oh ne güzel…

Harca harca biter mi; "muta nikahı" süresi bitene kadar..

Sizce..

Velhasıl kelam…

Seçim mitinglerinde..

Parti toplantılarında..

Seçmen'i huzurda ne diyecekler?

Siyasi ahlaktan…

Dürüstlükten..

Şeffaflıktan..

Doğruluktan..

Ülke yönetimine dair samimiyetten söz edecekler mi?

Etseler..

Seçmen demez mi?

Yahu bunların "yalanlarının" bini bir para…

Birbirlerini satıyorlar…

"İrade" zafiyetiyle siyasetin çukuruna yuvarlandılar..

Bizi de yuvarlamazlar mı?

Bizi de satmazlar mı?

Demez mi, der…

Nitekim son 24 saat içerisindeki; anlatımlar bunu söylüyor..

Siyasi mutta nikahının veletleri olma adına..

Kim; bunların "Gayri meşru" çocukları olmak ister ki?

Yok artık…

***

GÜL'Ü ÇATI ADAYI YAPMAK!

İlk gün ifade etmiştim!

Gül…

Hiç bir şekilde, Erdoğan'a "karşı" rakip olmaz…

Ve birilerinin de; "adayı" olmaz…

Hele ki, "proje adamı" hiç olmaz…

Ki, CHP ve İyi Partinin "siyasi muta" nikâhı kıyması…

SP ile "abidik-gubidik" işlere girilmesi sonrasında..

Abdullah Gül..

Değil "sokaklarında" yürümek..

Bulundukları "ortamın" havasını bile solumak istemez…

Aynı resimde bulunmaz..

Çünkü, Gül'ün karakteristik yapısı orta yerde..

Birileri, çözemiyorsa..

Vaziyete vakıf değilse; bilmem…

Lakin…

Gül "çabuk gaza" gelen değil…

Bir iki laf…

Bir iki yaldızlı sözcük…

"Sazan balığı" misali kendini cuk diye atmaz…

Düşünür…

Tartar…

Atacak adımın mesafesini ölçer…

Kurgular…

Hatasız bir teşekkülle; "hamlesini" yapar…

Onun için; Erdoğan "muhaliflerine" Gül'ün kapısında ekmek yok…

Başka kapıya…

***

HÜDA-PAR HANGİ SAFTA?

Merak edilen soru…

Hüda-Par hangi safta; yer alacak?

Malum, 24 Haziran'da "seçime giremeyen" partilerden…

Hal böyle olunca..

Ak Parti-MHP safında mı yer alacak?

CHP'nin başını çektiği CHP'de mi yer alacak?

Yoksa…

Dışarıda kalıp; "tabanını" serbest mi bırakacak?

Görünürde; soru üç ihtimalli bir cevap içeriyor ise de..

Değişkendir..

Nitekim, Saadet Parti'siyle yapılan görüşme sonrasında; Hüda Par'dan bir çıkış geldi..

Mesela..

SP'nin yayın kanalı olan; TV 5'te dün Hüda-Par'ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu konuk oldu..

Açıklamalarda bulundu..

Yazıyı kaleme alırken; "iki" görüşmesine dair, fikri beyan yapılmış değildi…

İttifaka girecekler mi, girmeyecekler mi?

Ama görünen o ki; "hükümetle"  ipler kopuyor…

Şöyle ki, Genel Başkan Yardımcısı Gök…

CHP'den İyi Parti'ye 15 milletvekili transferine AK Parti'den gelen "eleştiriye" tepki verdi…

"Siz başlattınız" diyerek..

Bu çıkış; neyi ikmale getirir zaman gösterecek…

Ancak şunu iyi okumak lazım…

Güneydoğu'daki "muhafazakar Kürtlerin" oyları şuan için "adres" bulmuş değil..

Gelişmeleri izliyor..

Kaos üreten siyasi atmosfer; "duraklarına" bakıyor..

16 Nisan'daki gibi olmayacak..

Ak Partinin bu minvalde; bir diyalog süreci geliştirmesi gerekir..

 

***

HDP'YE ÖNERİM!

İç çekişme…

Lider kaosu..

Parti içi dengesizliklere kapılmak istemiyorsa..

Siyasi saygıya..

Lider kutsiyetine halel getirme gibi bir niyet içermiyorsa…

Üst akılların; figüranı..

Birilerinin piyonu konumuna; "düşmek" gafletine girmeyecekse!

HDP..

Açık ve net olarak; Demirtaş'ı "aday" olarak göstermeli!

Çünkü tabanın sesi bu yöndedir…

30 nisan'ı bu noktada; iyi okumaları lazım..