VALİ VE EMNİYET MÜDÜRÜ DEĞİŞECEK Mİ?

Herkes soruyor.. Bilaistisna… Özellikle, son bir haftadır.. Sorular; mevzuu ettiğimiz konular değil..

Ne, imar değişikliği..

Ne cami yıkım polemiği..

Ne isim değişikliği..

Ne de, Surdaki yapıların peşkeş hali..

Ne, restorasyonlar..

Ne, iş, aş yoksulluğu..

Ne torpiller..

Ne de, kayyum döneminin deşifreleri…

Özele dair, soru!…

Bürokratı..

Siyasetçisi..

Polisi..

Memuru...

Yani, azıcık bir hasbi halimiz olduğu herkesten gelen bir soru…

Ki o sorunun mahiyeti de; "keramete" dayalı bir cevap içermektedir?

Dereyi görmeden paçayı sıvama misali!…

***

Soru şu…

Valiler kararnamesi ne zaman?..

İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlu gidiyor mu?..

Giderse; "kim yerine" gelir?…

Emniyet Müdürleri kararnamesi var mı?..

Bizim İl Emniyet Müdürümüz Tacettin Aslan "değişecek mi?"..

Değişirse kim gelir?…

Galiba!..

Bu iki soru, dünkü flaş gelişmeyle daha bir "sık sorulacak" gibi!..

Öyle ya; Emniyet Genel Müdürü değişti..

Celal Uzunkaya görevden alındı..

Yerine Şırnak Valisi Mehmet Aktaş geldi..

Sanırım sizi de sardı mevzu..

Soru ikmaliyle; "ne olacak" der gibisiniz!..

***

Neyse!…

Soruya yanıt, zor!.. Ama; kulis bilgisi derseniz…

Derim ki, "neler yok ki?"…

Ancak şu, kesin gibi.. Ki yine de, yüzde 25'lik bir pay bırakalım…

Ne olur, ne olmaz?…

Malum, burası.. Ki benim de klişeleşen ifadem var.. "Burası Türkiye, her an her şey olabilir" diye!..

Diyebileceğim şu…

Valimiz de..

Emniyet müdürümüz de, değişecek.. Yerlerine kim gelecek sorusunu sormayın!..

Çünkü bilmiyorum!…

Zaman ne zaman, önümüzdeki haftalar?

***

YENİ PARTİYE İHTİYAÇ VAR MI?…

Seçmene göre yok…

Ya da, "yapılan anketin" sonucu göre; şimdilik ihtiyaç hasıl değil..

Optimar araştırması..

Sorulmuş…

"Sizce yeni bir partiye ihtiyaç var mı?"..

Gelen yanıtlar şöyle..

Yüzde, 67.7'si "hayır" ihtiyaç yok..

Yüzde, 17.7'si ise "evet" ihtiyaç var diyor..

Doğrusu bu sonuç..

Özellikle, 31 Mart öncesi.. Ve Yerel yönetimlerdeki "değişiklikler..!"

Yeni bir arayış..

Yeni bir macera..

Yeni bir parti oluşumu pek; "sadra şifa verici" değil..

Eğer ki, hasıl ise!…

O da, "operasyonel bir faaliyet" içindir…

Nitekim bu ankette!…

Yeni parti diyenlerin ekseriyeti; muhalefet kanadında..

İyi Parti..

HDP..

Kısm-i olarak, CHP..

***

Optimar'ın; bugün seçim olursa sorusuna gelen yanıt!…

AK Parti yine "tek başına" iktidar..

Yüzde, 41.8..

CHP, yüzde 25.4..

MHP Yüzde 11.1,

İp Yüzde 10,2

HDP Yüzde 9,5 olarak gözüküyor..

***

Netice itibariyle; gelen resme bakıldığında!…

Siyasetin "tablosu' pek değişmiyor..

Konuşulan!…

AK Parti'nin "kendi mahallesi…" Ve sokaktaki, figürlerin "kendine has" mini adımlarıdır..

***

Tabi ki bu hava!.. Böyle sürer mi?.. Ya da kabule rıza, söz konusu olur mu?

İşte o biraz da; "dış politika" ve ekonomi odaklı..

S-400'lerin havası..

Akdeniz politikası..

Suriye'deki dengeler..

Son Kuzey Irak'ta vücut bulan; suikast!…

İran'ın yeni "Kürt" politikası…

Ekonomik dalgalanma…

Bizdeki, demokratik adımlara dair yürütülen istişarelerin sonuçları!..

Tüm bunlar; "gidişata" bir libas giydirecek..

***

AB'NİN KARAKTERİ!….

Deniliyor ya… AB bir "medeniyet" dünyası diye!.. Doğru!… Tabi ki; "o medeniyet" medeniyetsizliktir…

Doğruluk..

Hakikat…

Hak, hukuk, nizam, dürüstlük.. Eşitlik ve özgürlük!.. İnanç, sosyal, kutsal değerlerin; "kabulü" vaki mi?…

Değil..

Var olan ne derseniz..

O muhteşem "medeniyetsizliğin" çatısı altında!…

Kalleşlik..

İhanet..

Sinsilik..

İki yüzlülük..

Riyakarlık..

Yalan ve dolanın bin bir çeşit var…

Adaletsizliğe; "adaletin" libasını..

Sömürüye "paylaşım" libasını…

Kıymetsizliğe "insan" libasını giydirmişlerdir…

Utanmazlık mı?

Arsızlık mı?

Şeytani karakterin vücut bulması mı? Enva-i türlüsü var..

Bin bir karakter.

Bin bir yüz…

Yani medeniyetleri; "tek dişi kalmış canavar.?!"

Onun için!…

Özümüzü "sahiplenelim..!"

***

HAYATIN ANLAMI

Zamanın birinde!… "Hayata" dair çok düşünce üreten biri!.. Sorgulamış; "hayatın anlamı" nedir diye!…

Sormuş..

Cevap almış..

Görüşmüş..

Ama; sorusuna gelen yanıtların hiçbiri onu "tatmin" etmemiş..

Hep bir eksiklik..

Öyle ki, çalmadık kapı, gitmedik bilge, ulaşmadığı il, ilçe ve köy kalmamış..

Lakin, ikna olmamış..

Bir umutsuzluk içerisinde; "arayışına" son verecekken!.. Bulunduğu köydeki ahali; ona bir bilgiden söz ederler…

Soruna ancak o yanıt verir diye!…

Gideceği kişi ve yolu, tarif etmişler…

Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar…

Ona git…

Belki o sana aradığın cevabı verebilir derler…

Zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam.

***

Kapıdan içeri girmiş…

Bilge hayrola demiş; ne işin var?..

Meramını anlatmış..

"Hayatın anlamının" ne olduğunu öğrenmek istiyorum..

Bilge der; cevabını veririm ama bir şartla..

Seni sınava tabi tutacağım…

O da kabul etmiş…

Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş.

“Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel…

Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin”.

Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş.

Bilge bakmış:

” Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?

Adam şaşkın…

”Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki“.

Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge…


***

Adam tekrar bahçeye çıkmış..

Etrafına bakmış; gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü …

Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam.

Bilge gülümsemiş…

“Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş..

Ve eklemiş:

“Hayat senin bakışınla anlam kazanır.

Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın…

Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır…”

“Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir”