Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

YENİLEN SOFRAYA İHANET EDİLİRSE!….

Siyasetin çöplüğü.. Toplumun erozyona uğrayışı..

Türkiye için.. Hayli fena kokuyor..  Şöyle geçmişe, yüz çevirsek.. Neler olmuş?

Kimler geldi, kimler geçti?..  Ve kimler; "siyaset çöplüğünde" çürümeye, terk-i diyar edildi..

Parti olarak, zihniyet olarak!! İsimlerin ve zihniyetlerin, zikrine gerek yok…

Tarih yapraklarında; teferruatıyla yazılı.. Ama; "çürümüşlük" etkenleri..

Yani, "çöplüğe" mahkumiyet…

Halk nezdinde; "hadi ordan" denilme hallerine bakarsak… "Tabela" parti haline gelmelerindeki temel sebepler!!…

***

Önemli kısmı!…  İticiliktir.. Tekçiliktir.. Bağnazlıktır..  Ve milli irade temsiliyetine, "ihanet" fikriyatıdır…

Halka rağmen, halkı yönetmedir… Öfkedir… Şirktir… Kin ve garezdir…

Dine…  Dile.. Kültüre.. Ve kimliklere karşı "hasım" üretici, bir dikta!…

Akabinde.. Yolsuzluktur.. Usulsüzlüktür.. Rüşvettir.. Adamcılıktır..

Çıkar ve menfaatin; "her şeyin" üstünde tutulur olmasıdır!…

***

Ne gariptir ki!… Siyasetin ilk merdiveninde!… Milli iradeden; "dem" vurulur.. Eşitlik, özgürlük denilir..

Hak, hukuk, adalet ve hürriyet diye kavramlar kullanır..

Yaldızlı cümlelerle.. Birey.. Aile.. Toplum.. Millet diye sıralar…

Din der.. Dilden söz eder.. Kültürlerimiz; "zenginliklerimiz" diye, övünür!…

Kimi "ümmet" der.. Kimi, "cumhur" der.. Kimi "millet" der.. Kimi, ülkem ve milletim diyerek; "sahne" alır…

***

Ama velakin!.. İktidara gelindiğinde..  Siyasette "söz sahibi" olunduğunda.. Parlamento.. Hükümet..

Yani makam ve mevkilerin; "ele geçirilmesinden" sonra!.. Kısır bir döngü..

Üst katmanın değirmeninde; "melezleşen", zihin öncü olur!..

Ne vicdan.. Ne izan.. Ne de; "inanç" kutsiyetinde, bir "akıl" kalır…

Haram, helal olur.. Helal, haram olur… Denir ya; "işte kıyamet" bundan kopar hakikatiyle!..

Devlette.. Millette.. Ki o siyasi akımda; "çürüme" evresine, girer..

Tıpkı; yaşadığımız hal-i durum gibi!… Çünkü, "köklü bir milli şuurun" şu an dibi oyuluyor..

Ki dinamitleniyor… Kifayetsizlik hakim..

***

İş beyana gelince; "mangalda" kül bırakmıyoruz.. Ne diyoruz!…

Türkiye bir İslam ülkesidir.. Ki, 60 yıldır kapısında debelenip durduğumuz AB bile diyor..

Nitekim İslam ülkesi olduğumuz için de; kapıdan içeri girmiyor..

Ama; İslam adına, zerre-i miskal, bir yükseliş yok..

İşte başörtü.. Serbest deniliyor.. Ancak, hala "yasak" deyip, "ötekileştiren" zihniyet var…

Çünkü, "yasal bir mevzuat" yok!…

***

Dile kolay!.. Aile Bakanlığı var.. İstanbul sözleşmesi diye bir sözleşme var..

Peki muhtevası nedir?..

Bir aile nasıl yok edilebilir.. Bir aile nasıl; "bölünüp-parçalanıp, "şuursuzlaştırılabilinir?"

Ya da, dininden ve dilinden, kültüründen, arındırılabilinir?…

Düşünün; "Lut" kavmi diyebileceğimiz; küfür..

Erkeğin erkeğe.. Kadının kadına.. Cinsellikle; "özgürdür" diyebilecek, hatta rıza gösterebilecek bir, hale gelinirken!..

Prim verirken.. Buna "çağdaşlık, modernlik" deyip, ne olmuş yani diyerek..

Beterin beteriyle!… Bunlar, İslam'ın mabedinde; "onur" adı verdikleri onursuzluklarıyla; yürüyüş yaparken…

Fuhuşa rıza.. Zinaya rıza… Ama; dini nikahlı evliliğe "aman ha yasak" diyebilecek, bir seyir!….

***

Uyuşturucunun.. Neslin elden gidiş hali.. Ahlaksızlığın, dibinin yaşanır hale gelinmesi…

Sektörel terörün, azdığı.. Sektörel mafyanın türediği…

Orman kanunlarının hakimiyet kazandığı.. Cinayetlerin, katliamların.. Aile facialarının; kabul gördüğü…

Saygının.. Sevginin.. Aile bağlarının, tar-u mar edildiği..

Enva-i namussuzlukların; sıradanlaştığı…

***

Kısacası, haçlı ve batıl anlayışların; "revaç" bulduğu, bir sistemde!…

Kim diyebilir ki; o siyaset "hayat" bulabilir…

Kim diyebilir ki; o millet "huzur" bulabilir…

Kim diyebilir ki; o devlet "başını" belalardan, kurtarabilir?…

Ne mümkün?…

Demem o dur ki…

Siyasette… Siyasilerde… Hükümette.. Hükümetin üyeleri de…

Tabi ki, o ülkenin devlet ricali de… İnsanı da.. Topyekûn milletiyle beraber.. 

"Yediği sofraya, ihanet etmemesi gerekir…"

***

ZÜĞÜRT AĞA YERİNE, KOLTUK BELASI!…

Vekiller… Reis'e sitem etmişler.. Yeni hükümet sistemine dair.. "Züğürt Ağa'ya" döndük.. Reis, filmi "izlemediğini" söylemiş.. Ve nedir; "o Züğürt Ağa" diye de sormuş.. İzlememesi manidar.. Ki bir eksiklik.. Neyse; ben de diyorum ki… Şener Şen'i bırakıp, kemal Sunal'ın; "Koltuk Belası" filmini bi izlesin..

Çünkü, hal-i vaziyeti iyi tarif ediyor..

***

"ÜMMET" POLEMİĞİ….

Tepkiler var.. Eleştiriler var.. Özeleştiriler dizeleyen var… Yani var da var..

Siyasi.. Sosyal.. Ekonomik.. Ki felsefi, "harmanlama" yapan bile var…

İyi de.. Bayanlar.. Beyler.. Allah aşkına; hele bir durun ya.. 

"Ümmet.. Ümmet.. Ümmet" diyorsunuz da..

Siz de.. Biz de.. O da.. Ki onlar da dahil olmak üzere..

"Ümmet" diye bir "kardeşlik bütünlüğü" kaldı mı ki?..  Yani; bıraktınız mı?..

Ne yazık ki, ümmet, ümmet diyenler "ümmeti" bölenler olarak; hep karşımıza çıktılar!..

Örneği; 15 Temmuz'un "beyni..!"

 


Bu Makale 693 kere okunmuştur.

Yorumlar