Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

YETER YA!

 

Derler ya…

"Bıçak kemiğe dayandı" misali…

Aynen de öyle…

Çünkü bu meseleyi mevzu etmeyecektim.

Ama!

Yeter artık dedirtiyor…

Dilenciler…

Özellikle, Suriyeli "Mülteciler"…

Suriyeli adını "maskeleyenler de" çok…

Kentte..

"Dilenci" sayısı inanılmaz bir seviyede…

Yaşlı.. Genç.. Kadın.. Çocuk..

Elinde çocuğu..

Kucağında bebeği..

Ya da, "hasta" olan biriyle, yere uzanmış..

Yani enva-i hükmü icra eden, bir dilenci ordusu şehri ablukaya almış!

***

Her caminin önünde,

Her işlek caddede,

Yeşil yanması için beklediğimiz kavşakta,

Aracınızı park ettiğiniz alanda.

Düz yolda,

Market çıkışında,

İşyerinizde,

Hastane kapısında,

Öyle ki evinizin kapısının önünde bile; "dilenci" işgali var..

***

Zaman zaman..

Zabıta ekipleri..

Polis..

Ya da Sosyal Hizmetler kurumu elemanları..

Vaziyete "müdahale" ediyor..

Ama görünen o ki; "yetersizlik" çok yüksek!

Büyük bir duygu sömürüsü yapılmaktadır…

Özellikle…

Ramazan-ı Şerif'te bu "sömürüden" öteye geçti…

***

Sadaka versen ayrı…

Vermesen ayrı…

Ama genel itibariyle; "duygu sömürüsüyle" insan enayi yerine konuluyor…

Ki bazıları işi meslek haline getirmiş..

Görüyoruz..

Kontrollerde, "yüz binlerce banka" hesabında para olanı çıkıyor..

Nitekim yazmıştım; "fakirimiz zengin" diye!…

***

Velhasıl…

Emniyet mi?

Zabıta mı?

Sosyal Hizmetler mi?

Valilik mi, Belediye mi, her kim sorumlu ve yetkili kurum ise?

Mücadeleniz..

Hassasiyetiniz..

Yaklaşan Ramazan bayramı nedeniyle "bir aktiflik" göstersin…

Müdahale edilsin...

***

Çünkü…

Görüntü ve yaşanılanlar…

Her yönüyle…

Kentin ve ahalinin mevcudiyetine yakışmıyor…

Sanki kent; "dilenciler" istilası altında görünüyor…

Hele ki, "turizm" sezonuna girilmişken…

Lütfen…

Azıcık duyarlılık...

Biliniz ki…

Gerçek ihtiyaç sahibi…

Hiç bir şekilde; senden benden para dilenmez!

Dilenemez, isteyemez de.

Çünkü hayıflanır…

 

***

NİYET BAĞCIYI DÖVMEK!

Hal bu…

CHP'nin niyeti; "üzüm" yemek değil…

Bilakis…

Öldürmek üzere; "bağcıyı" dövmektir…

Tarih boyu hep böyle olmuştur…

Rolünü böyle ifade etmiştir…

***

Daha önce de dile getirdim…

"Adalet yürüyüşü" halis bir niyet içermiyor…

Gerek başlangıcı…

Gerek giderek gelişen muhtevası…

Ve tabi ki; "nasıl sonuçlanacağına" dair…

Bir de belirlenen "güzergâh…"

Hepsi…

Yekûnuyla, "kumpasları ve inlikleri" barındırmaktadır…

***

Bir kez daha…

Demokrasi dışı "güçlerin" ittifakını yapmak…

Dış yardımlarla; "tarihsel rolünü" iktidara taşımak istiyor…

"Zinde güç!"

Hatırlarsak!

Gezi olayları da…

İlk gün; "masumiyet" karinesi içerisinde, kendini gösterdi..

Üç-beş ağaç diye…

Sonra işin rengi, şekli-şemalı değişti..

Örgütlerin "iş bitirme" alanı oldu..

Kan, gözyaşı ve şiddet…

Ki, "hala anlamadınız mı?" diyen bir anlayış çıktı…

İktidarı devirmek, demokrasiyi "alaşağı" edebilmek için!

***

Görüyoruz ki!

CHP'nin "Adalet yürüyüşü de" renk değiştirmeye başladı.

Ki en büyük endişe burada…

Nitekim, AK Parti de bu "kaygıyı" taşımaktadır..

Güvenliğin de, Polis kordonunun da, aşırılığı bu yönde...

"Polis eşliğinde, Adalet yürüyüşü…"

Aman ha; "kumpasa, kumpas" gelmesin!

***

Biliyorum…

Çok radikal bir ifade olacak.

Ama!

“Görünen köy kılavuz istemez” misali..

Bu yürüyüş…

İçe sızan örgütler…

Ekranlara yansıyan isimler…

Arkada, bulunanlar…

Bahçesinde kendisini kamufle edenler…

Özellikle, İstanbul'a "intikalle" boy gösterecekler…

Yeni bir "Gezi" ruhunu alevlendirme planı var?

Maksat açık!

Batı'yı da, Askeri de, iktidar karşıtlarını da, içteki ve dıştaki tüm illegal örgütleri harmanlayarak…

Provokatif bir "atmosfer" yaratabilmek!

***

Ne diyoruz...

Demokrasilerde…

Yürümek…

Koşmak…

Konuşmak…

Demokratik tepkiyi ifade etmek; "bir haktır"…

Amma velâkin…

Arkasında "sinsilik icra eden" kör bir anlayış yoksa…

Demokratik değil…

Antidemokratik bir siyasi "organizasyon" içermiyorsa..

Sahi…

CHP neyi meşru görüyor?

***

ULUSAL GÜVENLİK TEHLİKEDE…

Onun içindir ki; Savcı Sayan diyor;

Ulusal güvenlik tehlikede…

Eski CHP'li..

Yeni AK Partili..

CHP'nin "tarihine", DNA'sına vakıf...

Sosyal medya hesabından duyuruyor..

CHP…

"Ulusal güvenliği tehlikeye sokan bir kumpas" içinde!

Haksız değil…

Bizdeki ilk günde gelişen kaygı da bu...

Daha ilk gün ifade etmiştik..

"Adalet yürüyüşü…"

Enva-i kumpasa "açık" bir seyir içeriyor diye!…

Sayan diyor ki..

"Acilen CHP'nin kumpastan kurtarılması" gerekir..

Yoksa…

"Yoksa! Başımıza büyük bir iş açacak…"

***

Doğrusu!

Endişem var…

Özellikle, işin İstanbul ayağıyla alakalı…

Ama genel fikriyat…

15 Temmuz'u yaşamış olan bu millet…

Artık tez be tez; "aklını ekmek peynirle yemez."

Hainlerin de…

Şer güçlerin de…

Demokrasi dışı organizatörlerin de; "yemine" gelmez…

Prim vermez…

Yani CHP adına "beyhude" bir uğraş…

Enerji boşa harcıyor…

Ama bu işin önü alınmamı; "kıvılcım" sokağı ateşlememeli!…

 ***

 

ARINÇ'IN YENİ İŞİ…

Bülent Arınç…

Ağır abi…

Siyaset emeklisi oldu…

Artık "siyaseti bıraktım" dediği için emekli diyorum…

Yeni bir işe girişti…

Kursunu da almış…

Yapacağı iş; "arabuluculuk!"

Tabi ki; "Yargı" mekanizması içerisinde…

Yapabilecek mi?

Bilemiyorum…

Ama şunu ifade edeyim…

Arınç…

Hiç bir surette, "siyaseti" bırakmaz…

Bırakamaz da…

"Arabuluculukta" bir siyaset dalı…

Neyse!

Bülent abi…

Ağır takılacağı için; "öyle" söylemiştir…

Çünkü "abiler" öyle istemiştir…

Vitrinden in!

Lazım olduğunda; "çık" arz-ı endam et…

Komut bu...

Hayırlı cumalar…


Bu Makale 1045 kere okunmuştur.