YOLA DEVAM!
Sürpriz yok…
Yola aynen devam…
Anayasa değişikliği, 2 turunda hızlı "seyrediyor"
Önceki gece, 7 madde oylandı…
Muhtemelendir ki…
Dün gece, bu yazı yazılırken "bitmiştir"
Ya da, bugüne "son oylama" kalmış…
***
Ama!
Ne "kulislerdeki" spekülasyon…
Ne CHP'nin "istemezüklüğü.."
Enva-i "mekire" başvuruculuğu..
Kürsü işgalinden..
Önerge "değişikleri" hilesine kadar..
Ki dün gece; "kürsü kelepçesi" bile yaşandı…
8'inci madde görüşülürken…
Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka…
Bir ilk "eylem" yaptı...
Eee..
CHP'den "kovulmuştu.."
Şirinlik bu..
"Geri dönebilir miyim" hesabı olsa gerek..
***
Anlayacağınız!
Tüm engellemelere, kumpaslara rağmen..
Kılıçdaroğlu'nun son hamlesi olan..
Bahçeli'yle görüşmesi..
Karşılık bulmadı…
Ülkenin "bekasını" görememe hallerine rağmen..
Maddeler "tek tek" geçiyor…
***
CHP'nin hal-i hazırdaki itirazları..
Karamsar üreticiliği..
Zihinleri bulandırma fikriyatı..
Korku ve kaygılar üretme, gayreti..
"Tek adam" üzerindeki politikası…
Hele ki..
Halkından,
Kültüründen,
Tarihinden,
Ülkenin "bekasından" kendisini bu kadar "soyutlamış" hali orta yerde iken…
Kamuoyunda, "prim" görmemesi…
***
Öyle inanıyorum ki..
Referandum'da..
Düzenleyeceği "hayır" mitinglerinde..
İstediği kadar;
"Tek adam m, Demokrasi mi?” diye şarkı türküler yaksın!
Sonu hüsran olacaktır…
Ve Kemal bey'in de; "liderliği" son bulacaktır…
Ve ezici bir çoğunluk şu sesi yükseltecektir…
"Senin miadın doldu be Kemal"
Çünkü sen…
Kendi tabanından bile "uzaklardasın"…
***
AK PARTİ'DEN FİRE BEKLEYENLER..
Tabi şu da konuşuluyordu.
Ki hala da olasılıkta…
Son dakika; "oyunu" diye…
Pek inandırıcı olmazsa da…
AK Parti'de "fire" olacak, deniliyordu…
Pakete "eleştiri" getirenler…
Beyanat verenler…
Görüldü ki "parti ilkeleri" üstünlük sağladı…
"Grup" kararı alınmamasına rağmen…
"FİRE" umanlar…
Hele ki, "algı üretme" operasyonları…
Çakma!
Avuç yalama oldu…
AK Parti "ful" oy sandığında…
***
MHP için de…
Ki Bahçeli ilk gün ifade etmişti…
O Vekiller de, zaten kendilerini deşifre etmişlerdi…
"Hayır" diyeceklerine dair...
5-6 "fire" olabilir öngörüsü doğru çıktı…
Bu arada, Bahçeli "referandum" için de net tavrını açıkladı…
Kampanyamızı "evet" üzerinden kuracağız…
Kendi Referandum kampanyamızı yapacağı…"
***
Dün, Meclis kulislerinde…
Özellikle, Başbakan Binali Yıldırım'ın MHP'ye dair söylemi çok konuşuldu.
"Yeni sistemde, MHP'li Bakanlar da olabilir" diye…
Gün boyu; MHP'nin cevabı "nedir" diye soruldu…
Ya da bu "iş nasıl" olacak diye?
Nitekim!
Son dakika gelişmesiyle cevap Bahçeli'den geldi…
"Zannederim, karanlıkta mı göz kırmışlar, bizim haberimiz yok"
***
Bu cevaba, gelen bir başka soru da..
Teklif gelirse…
"Pazarlıklara kapılarımız kapalı"
2019'a dair, "olabilirlik" sorusuna ise…
"3 sene var.. Kim öle, kim kala?"
***
Velhasıl!
Anayasa değişikliği paketi…
Ki ilk gün ifade ettim…
Eksik…
Eleştirilecek yönü var..
Ama "evet" diyorum..
Çünkü gelinen aşama itibariyle şu hakikat ortaya çıkmıştır…
"Türkiye" pranga altında..
Ülke ve millet; "kabuk" kırmak istiyor…
Giyilen…
Giydirilen "elbise" dar geliyor, çürümüş…
"Yenilik" istiyor…
***
Sol kanat ne diyor…
“Eski Türkiye” diye nara atıyor…
Eee…
Eski Türkiye'nin, "hal-i pür melali" ortada…
Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana…
"Vesayet" düzeni hep işbaşında olmuş…
Düşünün…
"Anayasanın ilk dört" maddesi..
Ne deniliyor..
Dokunulamaz.?
Değiştirilmesi teklif dahi edilemez…
Niye…
***
"Vesayeti" her daim kılmak için…
Peki, "çözüm" üretici mi?
Varlığı…
Ya da hükmü; "toplumsal barışı" sağlayıcı mı?
Eğer öyle ise…
Terör…
Şiddet…
Kan, gözyaşı, "toplumsal" kutuplaşma…
Her 5 ila 10 yılda bir "milli iradeyi" yönelik, girişilen kalleşçe operasyonlar…
Demokrasiyi…
Sandığı…
İrade temsiliyeti, "askıya" alma ihanetliği…
Bugün dâhil olmak üzere!
Tüm bunlar neden hala "revaçta"
Hız kesmiyor…
Aynı "kaotik" ortam, kızıl-kıyamet koparıyor…
***
Demek ki arızayı bir durum var…
İşte…
Siyasal iktidar da…
Bu noktada çözümü "Yeni Türkiye de" arıyor…
Devletteki "çift başlığı" kaldırmak…
Yasama.. Yürütme ve Yargı…
Sistemin üç saç "ayağına" yeni bir dizayn istiyor…
Ki herkes istiyor…
Siyaset sorun çözmek için vardır…
Ama muhalefetin siyaseti; "çözüm değil, çözümsüzlüğü" kalıcı kılmak…
***
Özü itibariyle…
Devleti,
Makamları,
Kişileri,
Yasaları değil;
Milleti ve milletin bekasını "kutsayan" olunmalı..
Ne diyor büyük Üstad;
"İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.."
Çünkü devletin sahibi; bu "aziz millettir"
Aslında…
Anayasa için şu hakikat; "temel ilke" olmalıdır…
O da şudur…
Her halkın gerçek anayasası…
Kendi "inancına" göre dizayn edilen, "tanıtan, bilen, okuyan" ve kabul edendir…
Hayırlı cumalar…
