ZAM'LA ÖVÜNMEK!

Vaki mi?

Eee…

İş şahsilik arz edince; "edilmez mi?"…

Burası Diyarbakır mı diyelim?

Yerel gazetede okudum…

Ulaşıma "zam" yapılmış…

Ki bende konu etmiştim…

Tabi kerameti kendinden menkul zevatın biri..

Verdiği demecinde; "zammı?" övüyor…

Hem de şahsı bazda…

Yönetime geldik; "ilk icraatımız zam" oldu?

İşin zaruri durumunu…

Mazota…

Benzine gelen fiyat artışını…

Enflasyon…

Şu veya bu "etkenlerden" söz etmiyor…

Hatta 9 yılı dahi…

Direk…

"Bakınız yapılmayan zammı biz yaptık" diyerek, övünüyor…

"Zammı ben yaptım” diyerek kendini pazarlıyor..

Tabi ki üyelerine..

Lakin şüyuu vukuundan beter haliyle; "kamuoyunun" önünde deklare ediyor…

Ahali mi?

Millet mi?

Vatandaşlar mı; "kimin umurunda?"

Cebim doluysa; "yeter" mantığı işte bu…

Peki…

Hani; "komşusu aç iken, tok uyuyan bizden değildir?" diye bir inanca sahiptik..

Maalesef..

Ulaşıma zam yapılıyor..

Ahali serzenişte..

Tepkili..

Ama o diyor ki; "yapılamayan zammı ben yaptım.

Ben yaptım!

Kısacası ben yönetime geldim, zammı çaktım…

Daha ne zamlar olacak?

Gel de söylenme; "söylediklerinle iyi halt ettin?"…

***

ŞELALE AKIYORMUUUUŞŞŞ?

Önceki gün..

Müdavim okurlarımdan biri aradı…

Dedi ki…

Haberiniz olsun..

Fiskaya şelalesinde "su akmaya" başlamış…

Eee..

Ne güzel..

Kent yaşayanları olarak; "bunu istemiyor muyduk?"

İstiyorduk..

Biz de istediğimiz için yazdık..

Yıllardır "akmıyor" diye..

Bu minvalde sözleri sürdürürken lafa girdi..

Ama "bir saatlik aktı"

Sonra; "yine tısladı durdu.."

Yani su akmadı..

Tam da selfie çekecektim yetişemedim..

Ama çekenler vardı..

Sanki size nispet; "bakınız su akıyor" diye…

Ne diyelim!

Vaziyet "riyakarlıktan" öte değil..

***

KEÇİ BURCU…

Dün konu etmiştik..

“Kim muhatap?” diye..

Çay..

Kahve..

Kafe misali işletme "kimin" uhdesindedir…

Ses yok..

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya'ya seslenelim..

Malum yeni yönetim..

Yeni başkan..

Muhakkak ki "Keçi Burcu'nun" akıbeti kendisini de meraklandırmıştır..

Etmelidir..

Çünkü, DTSO'nun uhdesinde!

Sözleşme var..

Belli bir gider söz konusu..

Haliyle, "inisiyatif" kendilerinde..

Kendileri ne diyecek?

***

 

KAVGANIZ NİYE?

Anlamak zor…

CHP ne diyor?

"Seçimden başarılı çıktık…

AK Parti'ye oy kaybettirdik…

İnce'den "lider" çıkardık"…

Seçimin mağlubu değil; "başarılı" olanıyız…

HDP'ye baraj aştırdık…

İyi Parti'yi meclise soktuk…

AK Partiye…

MHP'ye…

Ki "Cumhur ittifakına", 400 vekil yaptırmadık..

Yani "başarılıyız(!)"

***

İyi Parti ne diyor?

Seçim'e dair…

CHP'den "daha yüksek" ses tonuyla konuşuyor…

Başardık…

Bir yıllık partiyi "meclise" taşıdık…

MHP'ye…

AK Parti'ye…

Büyük bir "kan kaybı yaşattık(!)" diyorlar…

Yani "siyaset iklimini" değiştirdik!

***

Saadet derseniz!

Hayal kırıklığı..

Ama hala “başarılıyız(!)” diyen var…

Neyse…

İşin "kavga" haline gelelim…

Eğer ki…

Bu kadar "yüksek perdede" bir başarı(!) var diyorsanız…

Tabiri caizse; "mangalda kül bırakmıyorsunuz?"

İyi de…

Lider düzeyinde…

Teşkilat bazında…

Ve siyasi seyir konseptine dair; "kavganız" neyin nesi?

***

Demek ki!

"Başarı" balonu patladı…

İçi hava dolu olduğu ortaya çıktı…

Şimdi…

O boş balonun, etkisiyle "sarsılan" koltuk nasıl korunur moduna girildi…

Dikkat ediyorum…

Her iki parti de…

Ki yaverleri de dâhil olmak üzere.

Ne ülkenin…

Ne bölgenin…

Ne milletin…

Ne de dünyada olup-biten sorunları "göremez" oldular…

Kendi geleceklerine odaklandılar…

***

Düşündüm…

Ki takıldım "ana akım noktası da" şu!

Akşener'in de..

Kılıçdaroğlu'nun da peşine düşecek olanların; "gerekçesi" ne olacak..

Başarımının; "kollanması mı?"..

Başarısızlığın üzerini "örtmek mi?"

Hangisi.

Bu arada, Akşener “aday olmayacağım” diyor..

Buradan not düşüyorum..

Kesinlikle..

Ama kesinlikle; "Kurultay'da aday olacak?"

İyi Partinin "başında" olacak?

Yazın bir yere…

***

PAPAZ NERDE?

Rahip Brunson..

Serbest..

Hapisten çıktı..

Adli "kontrol" şartıyla…

Ayağında "elektronik bilezik.."..

Ve yüz tanıma..

Yurtdışına çıkamayacak..

Yani "ev hapsi" dediğimiz kamuflaj..

Ta ki yargı süreci bitene kadar..

Ya da mahkeme bir hüküm icra edene kadar..

Hukuk tartışmasına..

Yargı bağımsızlığına..

Trump'ın ricasına..

Ya da "devlet yargı", köşe kapmacasına girmeyecek..

Ki giren çok..

Diyeceğim şu "Rahip tamam…"

Peki, "Papaz" nerde?

Hani; "ver rahibi, al papazı olacaktı?"

Yoksa!